Prag’da yakalanan terör örgütü PKK/KCK’nın Suriye uzantısı, PYD’nin eski eş başkanı, KCK yürütme konseyi üyesi Salih Müslim’in serbest bırakılması Türkiye ile Çekya arasındaki ilişkileri gerdi. En çok tartışılan konuların başında da Türkiye’de terör suçlusu olarak aranan Salih Müslim’in neden, nasıl bırakıldığı var. Tabii Avrupa’da terörle mücadeleye ilişkin söylemin ne kadar samimiyetsiz ve inandırıcılıktan uzak olduğu da... Çünkü bugün Salih Müslim örneğiyle Çekya’da yinelenen bu ikiyüzlülük aslında birçok teröriste kucak açan, koruyan, kollayan hemen tüm Avrupa ülkeleri için geçerli. Dolayısıyla da akla gelen soru şu:
Salih Müslim de terörist başı Apo gibi paketlenebilir mi?
Yani Prag’da kaldığı otele kadar adam adım izleyen MİT, Müslim’i ensesinden tutup getirebilir mi? Ya da Müslim ve diğer teröristler için başka bir yöntem söz konusu olabilir mi?
Dün bunları 1990’lı yıllarda MİT Kontrterör Merkezi’nin başkanlığını yapan Mehmet Eymür’e sordum. Öncelikle de varsa kendi döneminden örneklerini. Yanıtı şuydu:
“Apo’yu bize veren ABD’liler. Daha önce benim zamanımda yurt dışında biz denedik ama maalesef muvaffak olamadık. Tam yerine koyamadılar düzeneği. Çok büyük korku yarattık ama istediğimiz gibi de olmadı yani. Kolay iş değil; hem sessiz sedasız yapacaksın hem de iyi adamlarını bulacaksın. Kendi adamların arasında münakaşa çıkıyor, iş yatıyor.
Yine Kandil’deki PKK kongresine operasyon düşünüldü. Hatta bir keresinde kongre hududa çok yakın bir yerde yapıldı. Biz yer gösterecektik, elemanlarla mihmandarlık yapacaktık. TSK da helikopterlerle kuvvet indirip operasyon yapacaktı. Ama kış şartları gerekçesiyle yapılmadı.”
Peki, ya geçmişe oranla teknik olanakların çok daha arttığı şimdilerde Müslim’i getirmek mümkün mü? Eymür devam ediyor.
“Tabii ki mümkün, yapılır ama çok hassas bir durum. Falso olursa, uluslararası alanda ismin çıkar, başarısız olursak. Başarılı olursak, kimse bir şey diyemez tabii, sonuçta istediğimiz bir adam. Ancak bugünkü durumda biraz pesimistim, yani teknik olanaklar geçmişe göre çok daha fazla olmasına rağmen ben zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü gizli bir şey yapamıyor ki teşkilat ne yapsa ortaya çıkıyor. Doldurmuşlar bir sürü adamı teşkilata, nereden sızdığı da belli değil. Mesela Genelkurmay Başkanı’nın yaveri vardı, her gün mikrofonu koyuyor, dinlemeyi yapıyor, ilgili yerlere aktarıyordu. Bu nereye gidiyordu belli, herhalde hocaya gidip de hoca dinlemiyordu bunları. Yine Dışişleri, MİT’teki konuşmaların sızması gibi başka örnekler de çıktı. Demek ki bunun benzeri birçok yerde yerleşmeler var. Bunlardan kurtulamadığın müddetçe hiçbir gizli iş yapamazsın.”
Yani hâlâ kritik yerlerde bilgi sızdıran kripto FETÖ’cüler olabilir mi diyorsunuz?
Kesinlikle vardır. Yapılanmanın ana unsuruna bakmak lazım. Fetullah Gülen tali bir unsur bence...
Bu durumda ana unsur CIA anlamına mı geliyor?
Tabii tabii, yani istihbarat diyeceksiniz. Bu İngiliz istihbaratı da olur Alman da olur. Bu tam bir istihbarat çalışması, müthiş bir yapılanma istihbarat açısından. Din faktörü de olan, hakikaten istihbarat tarihine geçecek bir yapılanma...
