Taksim’deki alçak saldırı terör örgütü PKK ve türevlerinin iğrenç yüzüyle beraber nasıl kullanışlı bir aparat olduğunu da ortaya koydu. Bombacının örgütü, kimliği ve çıkış noktası belirlendiği andan itibaren arkasında kim, hangi ülke ya da istihbarat servisi olduğu konuşuluyor. Bu bağlamda da ABD’nin ve CIA’nın başını çektiği Yunanistan, İran ve Fransa’nın da ön sıralarda yer aldığı olağan şüpheliler listesi hayli kabarık. Her birinin de terör örgütüyle kirli ilişkileri malum ve aleni. Özellikle de terör örgütü PKK/YPG’yi silahlandıran, eğiten, hatta terörist güruhuna “Suriye’deki kara gücüm” diyen ABD bunu gizlemiyor da zaten!.. Keza, Fransa ve Yunanistan’ın PKK sevdasını, hele de topraklarındaki Lavrion başta terör kamplarını bilmeyen yok. Dolayısıyla, bombacı alçağın Yunanistan’a kaçma ya da kaçırılma planı denildiğinde daha öne çıkan kuşku da şu:
Hayrola komşu, ne alaka?..
Evet, Yunanistan Yurttaşı Koruma Bakanı Takis Theodorikakos, “Biz topraklarımızda teröriste izin vermeyiz. Yunanistan sınırlarını çok iyi koruyor, hiç kimse yasa dışı yollardan ülkeye giremez. Bu nedenle, Yunanistan asla topraklarına teröristleri kabul etmez” gibisinden laflar etti ama bunlar daha çok yersen niteliğinde. Çünkü yıllardır terör örgütleri ASALA, PKK, DHKP-C, MLKP’yi ülkesinde barındıran, kamplarda teröristleri eğiten, 1990’lı yılların sonlarında Türkiye’nin kararlı çıkışları sonucunda Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması sürecinde teröristbaşı sığınacak ülke ararken himayesine alan, sıkışınca da onu Kenya’ya kaçırtıp orada da büyükelçiliğinde saklayabilecek kadar pervasızlaşabilen, dahası, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da FETÖ üyelerine yataklık yapan kim diye sorarlar adama!.. Terör örgütlerine, teröristlere yataklık yapan Yunanistan’ın kirli ilişkilerini ve İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısını geçmişte kritik görevlerde bulunan eski istihbaratçı Metin Ersöz değerlendiriyor:
“PKK’nın yıllardan beri Lavrion kampında nasıl eğitildiğini, Yunan servisinin terör örgütüyle Suriye’deki ilişkisini biliyoruz. Yunanistan yıllardan beri Türk turizmini baltalamayı hedefleyen bu şekildeki eylemleri teşvik ediyor. Şimdi ABD’yi de arkasına aldı. Bir de Menendez, Pelosi gibi isimler, ABD’deki Yunan, Ermeni ve FETÖ lobileri tamamen bunları destekliyorlar. Özellikle Menendez, Pentagon içindeki bağlantıları bu harekete zemin hazırladı. Bunlar terörizmi cesaretlendiren politikalar. Daha önce bunların PKK’ya verdiği eğitimlerde ‘Kan dökmek zorundasınız, ölmek zorundasınız’ gibi ifadeleri var.”
Kalleş saldırıda Yunan istihbaratının parmağı var anlamında mı?
“Yunan istihbaratı bu tür altyapıyı hazırlayan en fazla istekli servistir, yapmıştır. Şu anda bölgede altyapı hazırlayacak, destekleyecek onlardır; geçmişte olduğu gibi. Emekli Yunan subayların gidip Suriye’de patlayıcı eğitimi verdiklerini biliyoruz. Bunlar bilinen adamlar. Yakalandığı zaman Abdullah Öcalan da bunları teyit etti zaten. Fakat yine bunları unuttuk. Yunanistan servisinin tek bir hedefi var: Türkiye. Adamlar yatıp kalkıp bu tür şeyleri düşünüyorlar. Örgütteki bağlantılarıyla böyle bir fırsat çıkınca üstüne atlamışlardır. Bu eylemin arkasında Yunan istihbaratı var, benim kanaatim o. Bilgisi ve desteği vardır. Operasyonel anlamda demiyorum ama muhakkak bilgisi vardır, desteği de olacaktı, kadının kaçmasında, saklanmasında. Çünkü İstiklal Caddesi’nin seçilmiş olması, turizmin yükseldiği bir dönemde bu tür eylemin olması en çok onların işine geliyor.”
Bombacı teröristi kaçırma planı da servis organizasyonu mudur?
“Bütün organizasyonu değil de muhakkak kolaylık sağlarlar. Suriye’deki yapının organizasyonuna girişte, çıkışta yardımcı olan yine onlardır. Daha önceki terör eylemlerinde, FETÖ’ye yaptıkları yataklıklar gibi.”
Yunan servisine CIA katkısı da olabilir mi?
“CIA değil de yıllardan beri bizim canımızı sıkan Pentagon’un içerisindeki yapılar var. İncirlik Üssü’nde o kalkışma gecesinde de onlar vardı. Adamlar kaçtılar, gittiler. Suriye’de ve Kuzey Irak’ta karşımıza çıkanlar bunların taşeronları, özel istihbarat ve güvenlik şirketleri. Şimdi hepsi kanunsuz ve uygunsuz işler yaptıklarından dolayı ABD’de savcılık soruşturması geçiriyorlar.
Özetle, dememiz o ki çoluk çocuğu katleden alçaklar ve bu katliama yol açan, destek verenler belli. “Biz değiliz, yapmadık” demeleri yapmadılar anlamına gelmiyor. Dolayısıyla, terör örgütüyle, onu arkasından destekleyen, giydiren, yediren, içiren, silahlandıran, her türlü ikmali sağlayan, iş birliği yapanlarla bu kalleşliğin hesabı mutlaka görülecektir.