Ukrayna rüyası kâbusa dönen Putin’i en çok öfkelendiren nokta istihbarat anlamında duvara toslamak olmalı. Çünkü Sovyet gizli servisi KGB’nin eski bir ajanı olan Putin’in şimdilerde emrindeki Rus istihbarat birimleri süreci yönetemedi. Daha doğrusu, ABD gizli servisi CIA ve İngiliz gizli servisi MI6 karşısında çuvalladı. Mesela Putin, Ukrayna’nın direnme kararlılığı, imkân ve kabiliyetinden, Batı’nın vereceği destekten bihaberken, Rusya’nın nereden saldıracağı, hangi bölgelerden ve askerle gireceği, ilk hedefin nereler olacağına ilişkin günler öncesinden CIA’nın ayrıntılı raporları yayımlandı. Moskova’nın saldırı planı da genel hatlarıyla önceden duyurulan bu plana göre gerçekleşti. İngiliz Genelkurmay Başkanlığı İstihbaratı da saat saat sahaya ilişkin bilgi, harita paylaştı. Gerek askeri gerek siyasi açıdan CIA ve MI6 Kremlin’in beynini okudular açıkçası. Sonrasındaki gelişmelere ve Putin’in sürekli taktik değişikliklerine bakıldığında da sanki Rus Dışişleri ve Savunma bakanlıkları ile istihbarat servisi FSB arasında bir kopukluk var gibi. Yani bugün Ukrayna’nın dünyanın en güçlü ordularından denilen Rusya karşısındaki başarısından söz ediliyorsa bunda istihbarat üstünlüğü, özellikle de doğru ve net tespitlerin, bilgilerin etkisi ön planda. Çünkü temelde istihbarat örgütleri ellerindeki bilgiyi analiz eder, bununla ilgili raporlar oluşturur ve karar vericiye sunar. Bu raporlarda genellikle geniş zamanlı ve muğlak ifadeler yer alır. Mesela ABD istihbaratı CIA’nın başarısızlık hanesine yazılan Afgan hükümetinin Taliban’a karşı “Üç ay direnebileceği” değerlendirmeleri böyleydi. CIA orada çuvallamıştı. Ukrayna’da ise tam tersi bir durum söz konusu. Dolayısıyla, Rusya-Ukrayna savaşının istihbarat boyutunda en merak edilenlerin başında Ukrayna’da yıllardır yoğun şekilde faaliyet gösterdiği bilinen Rus istihbarat servisi FSB’nin Kiev’in ortaya koyacağı direnişi, Batı’nın vereceği desteği nasıl anlayamadığı ya da anladıysa Putin’in neden böyle sıkıntıya, daha doğru anlatımıyla ABD’nin tuzağına düştüğü var. Bu bağlamda kafa karıştıran kritik ikilem de şu:
Rus istihbaratı gerçekten olası gelişmeleri okuyamadı ya da atladı mı yoksa hepsini öngördü ve uyardı ama Putin bunları dikkate almadı, dinlemedi mi? MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş anlatıyor:
“İstihbaratın ne olduğunu, ne verdiğini bilmiyoruz. İstihbarat doğru sonuçlar da verebilir ama siyaset kendi politikasını uygular. Burada Putin’in, Putin’i destekleyen kadrolarının görüşü var. Rusya içindeki iktidar mücadeleleri var mı yok mu, mutlaka vardır ama şu anda Putin hâkim durumda, öylesine bir ayrışma gözükmüyor. Putin’in biraz hesabında yanlışlar yaptığı kanaati var bende.”
Putin dinlemedi yani?
Onu bilemiyoruz ki. Bunlar hep alternatifli, esasında hesap edilebilecek şeyler. Yani Ukrayna’ya müdahale ettiği zaman Batı’nın böyle birliktelik, NATO’nun dayanışmasının güçlenmesi olayını hesap ettiler mi, edemediler mi yoksa Batı arasında itilaflar artar diye mi düşündüler, onu bilemiyoruz. Bu çok uzun vadeli düşünülmesi gereken bir olay ama planlar, projeler, alternatifler üzerinde mutlaka karşı karşıya kalınan gerçekler olarak düşünülmüş olması lazım. Siyasi karar demek ki müdahaleyi ön plana çıkardı. Yoksa Rus istihbaratının Ukrayna’ya müdahalesinin yaratacağı sonuçları düşünmesi lazım. Dışişleri’nin de çok ciddi, büyük tecrübesi var. Rus Dışişleri diplomasisi uzun vadeli düşünür. Düşünmüş olması lazım. Ancak siyasi karar müdahale istikametinde oldu.
Başından beri Rus istihbaratı yanıldı, Putin’i yanılttı deniliyor hep?
Yok. Yanılma şurada olabilir; Rusya’nın ilk müdahalesiyle birlikte Ukrayna’da hükümetin değişebileceği Rus yanlısı bir yönetimin gelmesi meselesi, onda yanılmış olabilir. İlk vurduğu anda Zelenskiy’in iktidarının düşebileceği, Rusya yanlısı bir yönetimin gelmesi en hassas mesele orasıydı, düşmedi. Ve Batı ittifakı Avrupa ile birlikte daha da güçlenerek birliğini sağladı, NATO sağlamlaştı. Burada yanılma olabilir.
En kritik noktada burası değil mi? İstihbarat yapma demiş olabilir mi?
Tabii en kritik nokta burası ama istihbaratın ne dediğini ne demediğini, oradaki tartışmaları bilmiyoruz. Ancak sonuçta istihbarat ne derse desin, karar veren siyasettir, sorumluluk siyasete aittir. Yani istihbarat hatalı sonuçlar verse dahi karar alan siyasettir, sorumluluk siyasete aittir. Rusya içinde iktidar, Putin bu yanlış kararlar sebebiyle kendi Dışişleri’ni, kendi istihbarat teşkilatını sorgulayabilir ve tedbirlerini alabilir, değişiklikler yapabilir tabii ki...
Faturayı onlara kesti zaten?
Tabii ama istihbaratın raporları verdiği istihbaratın doğruluğu ve yanlışlığı meselesini bilmiyoruz. Ama tahmin edebiliyoruz. Rus istihbaratının öngörebilmesi lazımdı, bunları hesap edebilmesi lazımdı. Mutlaka birlikte karar almışlardır. Hesap edilse dahi siyaseten müdahale edilmesi gerektiği sonucuna varmışlar ki gelişmeleri görüyoruz.