ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, yıllık olarak bütün dünya ülkeleri hakkında hazırladığı “İnsan Hakları Raporu” yayımlandı. 200 ülke için ayrı ayrı hazırlanan son raporu açıklayan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Washington’un İsrail ordusunun Gazze’deki ihlallerine ilişkin “çifte standart” uyguladığını reddediyor. “Herkese aynı standardı uyguluyoruz. Söz konusu ülkenin rakip, dost ya da müttefik olması bu durumu değiştirmez” iddiasında. Yani Hamas-İsrail savaşı patlak verdiğinde soluğu Tel-Aviv’de alan ve “bir Yahudi olarak buradayım” diyen Blinken, her şey bir yana asıl olan insanlık ve hakkaniyet masalı anlatıyor! Bu konuda da son derece hassas ve adil olduklarını belirterek. İnandırmak adına da
ABD’nin, Filistinli sivillerin korunması konusunda İsrailli muhataplarına her fırsatta uyarıda bulunduğunu belirten Blinken, “Filistinli sivillerin insani yardıma erişmesi, Gazze halkının büyük bölümünün yerlerinden edilmesi ve eşi görülmemiş sayıda gazetecinin öldürülmesi hususlarında endişelerimizi (İsrail tarafına) defaatle gündeme getirdik” diyor hiç utanmadan. Uyardı da ne oldu?.. Ülkesi ABD’nin başından beri koşulsuz destek verdiği, arka çıktığı Netanyahu’nun Gazze’de işlemediği bir savaş suçu türü kalmadı. Literatürde ne varsa hepsini pervasızca yaptı, hatta fazlasını bile okullar, hastaneler yaşam alanları, ibadethaneler, insani yardım konvoyları, gazeteciler ne varsa vuruldu, çocuk, kadın ayırt etmeksizin katledildi. Aç-susuz bırakılarak insanlar ölüme terk edildi. Birçok şehri ve mahalleyi haritadan silen Netanyahu şimdi de 1,5 milyonu aşkın Filistinli için son sığınak haline gelen Mısır sınırındaki Refah şehrine karadan saldırarak katliama devam tehdidinde bulunuyor sürekli… Son günlerdeki hava saldırılarında da onlarca Filistinli katledildi… ABD’nin, İran’a kapsamlı bir saldırıya girişmemesi karşılığında İsrail’in yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı “Refah’a saldırı planını kabul ettiği” iddiası da malum...
★★★
Nitekim bugün Refah’a olası kara operasyonu konuşuyoruz. ABD ile İsrail arasında en önemli ortak vurgu da Hamassız bir Gazze konusunda hemfikir oldukları şeklinde ortaya çıkıyor...Bu ne demek? ABD olarak ben uyarıyor görüneyim, İsrail olarak sen yine bildiğini yap... Netanyahu’nun kafa yapısı, bozuk ruh haline bakıldığında da ABD ve İsrail ortak yapımı bu felaket planının işlediği görülüyor maalesef... Her ne kadar ABD Netanyahu’ya güvenmiyor, kızgın gibi görünse ve Netanyahu’ya yönelik büyük tepkiler ve protestolar olsa da. Yoksa gerçekten Blinken’in dediği gibi standart bakış, hakkaniyet falan olsaydı bu noktalara gelmezdi olay zaten. Dolayısıyla muhtemelen bu iş olup bittikten sonra sorumluluğu Netanyahu’ya yükleyecekler ve İsrail’in uluslararası kamuoyunda yerlerde sürünen itibarını böylece kurtardıklarını sanacaklar. Tıpkı Hitler’in yaptığı soykırım, insanlık suçları olup bittikten sonra sorumluluğun Nazilere yıkılıp Almanya’nın aklanması gibi. Büyük olasılıkla Netanyahu’da öyle olacak. Refah’ı, Gazze’yi bitirecekler sonunda da bunu Siyonist Netanyahu yaptı, biz ona o kadar durması için karşı çıktık protesto ettik diyecekler...İsrail sırtından Netanyahu’yu atacak ve tertemiz(!) kalacak kendince yani.
★★★
Bu kirli oyunun odağında olan, ama bir yandan da demokrasi ahkamı kesen, demokrasi zirveleri düzenleyen başka ülkeleri yeterince demokratik olmadıkları gerekçesiyle kınayan, eleştiren raporlar düzenleyen, insan hakları dersleri, ayar vermeye çalışan ABD’ye de denilecek şu aslında:
İnsan hakları ihlalinden söz ediyorsan o raporun başına öncelikle kendini yaz. Hak, hukuk diye gittiğin, elini uzattığın her yerde kan, gözyaşı ve insanlık suçu var...