İlk kez büyük partilerin ittifaklar halinde girecekleri bir yerel seçime tanıklık edeceğiz. Geçen yıl Cumhur-başkanlığı seçiminde kurulan ‘cumhur’ ve ‘millet’ ittifakları bu kez İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyükşehirler ve bir çok ilde karşı karşıya geliyor. Hatta bazı ilçeler bazında da ittifaklar söz konusu. Dolayısıyla da oldukça sancılı geçen nerede, nasıl birliktelik olacak pazarlığı ve dün kesinleşen aday listelerinden sonra yeni bir kafa karışıklığı da oy pusuları ile oy atma ve oy sayma üzerine endeksli. Çünkü; büyükşehir belediye başkan adaylığı, ilçe belediye başkan adaylığı, ilçe belediye meclis üyeliği, il genel meclis üyeliği diye beyaz, sarı, turuncu, mavi renkte dört ayrı oy pusulası olacak ama bunların kullanımı her seçim bölgesine göre farklılık gösterecek. Örneğin İstanbul’da il genel meclisi olmayacak ya da Adıyaman’da olacak. Dahası tüm bunlar ittifaklarla bağlantılı olarak da değişecek. Bazı yerlerde bazı parti amblemlerinin olmaması gibi... O nedenle de seçmenin tercihte zorlanıp zorlanmayacağı merak konusu. Tabii bu işin oy atma boyutu, bunun bir de oy sayma tarafı var. Ki o noktada da sahte, mükerrer ya da YSK’daki bilgisayar sisteminde oyların manipüle edilme iddiaları var. Yani oy atma ve oy sayma gibi bir denklem söz konusu. Dün bu konuyu YSK’daki CHP temsilcisi Av. Mehmet Hadimi Yakupoğlu’na sordum. İşte yanıtları:
“Sayımda bir problem yok atmada bir problem var. Mesela Bağcılar’da biz aday çıkarmadık, Sarıyer’de de İYİ parti çıkarmadı. Şimdi Bağcılar seçmeni sandığa gittiği zaman belediye başkanı ve ilçe belediye meclis üyesinde CHP’yi görmeyecek, altı ok olmayacak oy pusulasında. Büyükşehir belediye başkan adaylığında da İYİ partiyi görmeyecek. Yani CHP’li seçmen Bağcılar’da büyükşehirde İmamoğlu’na, ilçede de İYİ partinin belediye başkan adayına, İYİ partinin belediye meclis üyesine verecek veya Sarıyer’de de İYİ partili seçmen gidecek İmamoğlu’na verecek bu sefer ilçe belediye başkan adayı ve meclis üyeliğinde CHP’ye verecek. Yani vermesi gerekir ittifak olabilmesi için verir mi bilemem...
Seçmen sandık başına gittiğinde bu denklemi çözer mi?
Bilemiyorum. İnanın biz de bilmiyoruz. Seçmenin böyle bir refleks gösterip göstermeyeceği merak konusu, kimse bilmiyor. Ben yapacağım, ben zaten bu işin içindeyim CHP’liyim ama diğer insan, komşumun yapacağından emin değilim ki.
Sistemde manipülasyon iddiaları söz konusu?
Bunu söyleyen adam gelsin önüme koysun. Yok bir sorun. Fazla oy pusulası sorun değil, şu ana kadar tutuklulara oy kullandırmama dışında bir şey olmadı, yığma, kaydırılan seçmen var ama neticede sandığa gitmedikten sonra bunların hiçbirinin üstesinden gelemezsiniz. Adaylaşma sürecinde de hiçbir sıkıntı olmadı. Bizim Balçova, Bodrum adaylarının düşmesi, Burhanettin Kocamaz’ın aday olamaması doğruydu. Yani mevcut hukuka uygundu. Siyaseten hayır, yanlış diyebilirsiniz o ayrı bir mesele ama hukuk cephesinden baktığınız zaman bu kararların böyle çıkacağını ben daha olaylar gelir gelmez söyledim zaten. Bir şey yok, milleti paranoyak hale getirdiler böyle ileri geri konuşmalarla.
Öyle bir hava estiriliyor ama...
Bilmemiz gereken bir tek şey var; sandığa gideceğiz, sandığın başında duracağız bu kadar basit. Şu ana kadar sürecin işlemesinde bir sıkıntı yok ki. 24 Haziran’da da bir şey yoktu. 16 Nisan dışında 7 tane seçim geçirdim YSK’da kalan 6 seçimde hiçbir sıkıntı yaşamadım. 24 Haziran’da ben CHP olarak itiraz bile etmedim YSK’ya. Neredeymiş şaibe... SEÇSİS denilen şey büyük bir hesap makinesi zaten alt alta oraya giren sonuçları topluyor. Sen o sonuçlar girilene kadar sandığın başındaysan zaten SEÇSİS’e girilecek sonuçlara hakimsin demektir.
Suriyelilere oy kullandırma iddiaları da var?
Yok, yok. Hepsi kontrolümüz altında sahte seçmen yok, mükerrer seçmen yok, ölü seçmen yok ama son 10 gün ölecek olan seçmen var.23 Mart’tan 31 Mart’a kadar ölecek olanlar Allah rahmet eylesin seçmen listesinde ölü seçmen olarak görünecekler. Ona da yapacak bir şey yok zaten... T.C. vatandaşı olan Suriyeliler oy kullanacaklar tabii. Her zaman da kullandılar sorun yok...