Pentagon ve CIA’nın istememesine rağmen Trump Suriye’den çıkma kararı aldı. Sonrasında Twitter’dan duyurduğu “Türkiye’nin de içinde olduğu diğer bölge ülkeleri DAEŞ’in çaresine bakmalı. Biz eve geliyoruz” açıklamasıyla da bu kararını pekiştirdi. Yani Trump bu kez ciddi ya da sözünün arkasında duracak gibi görünüyor. Dolayısıyla da Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna dönük harekât planlarında erteleme ve değişiklik söz konusu. Tabii şimdilik kaydıyla... Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Bu ucu açık bir bekleme değil. Önümüzdeki aylarda PKK ve DAEŞ’i ortadan kaldıracak bir harekât tarzı izleyeceğiz” sözleriyle bunu çok net ifade etti... O nedenle de an itibariyle merak edilenlerin başında 8 Ocak’ta kesinleşecek ABD’nin çekilme takvimi ve sonrasına dönük Türkiye’nin olası hamleleri var. Öncelikle de hem PYD/PKK hem de DAEŞ’e karşı yapılacak harekât tarzı konusunda... Dün buna dönük olasılıkları Emekli Tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu’na sordum. Yanıtı şuydu:
“YPG/PKK’ya rahat. Orada hedefler, her yer belli ama DAEŞ kuzeyde, yani 30-40 kilometrelik derinlikte değil. Rakka’nın güneyi Deyrizor bölgesinde. Şimdi o bölgelerde bir operasyonu nasıl yapacak Türkiye? Yerli ÖSO türevi unsurlarla yapabilir. Türkiye’nin yanında olacaklarını açıklayan 150 tane Arap, Kürt, Türkmen aşiretleri var ya onlardan bir kuvvet oluşturur, ÖSO da oluşturduğu gibi. DAEŞ’e karşı onlar mücadele ederken Türkiye de hava harekâtıyla destekler. Ya da koalisyon ülkeleriyle beraber yine aynı şekilde yapıldığı gibi hava harekâtlarıyla destekler veya Türkiye Astana sürecinde zaten beraber olduğu Rusya, İran ve dolaylı olarak Suriye ile beraber yürütebilir. Bunun dışında TSK unsurlarının doğrudan Rakka’nın güneyi Deyrizor’a kadar derinlikteki bir bölgeye gidip orada mücadele etmeleri Türkiye’nin riskini artırır.”
Aşiretlerin bu kadar gücü var mı?
“Var. Şöyle düşünelim ÖSO’nun gücü neyse onların gücü de o. Şimdi 150 aşiretten her biri ben şu kadar savaşçı veriyorum diyecek. Bunların donatımı eğitimi belirli bir süre alır. Bu süre içerisinde ABD’den lojistik destek talep ederler. Nasıl eğit-donat projesiyle donattılarsa onu da donatırlar. Onu yapar Türkiye.”
Rusya ve İran seçeneğine ABD sıcak bakar mı?
“ABD çekiliyorum dedi, eğer samimiyse karışmayacak ki. Trump’un kararının gerçekleşeceği faraziyesine göre hareket ediyoruz. Çekiliyor mu? Çekildi. O zaman Fırat’ın doğusundaki dağınıklığı kim kontrol edecek. Zaten Suriye rejiminin kendi toprağı orası ve öteden beri Deyrizor’a gelmek istiyordu. O zaman gelecek oradaki DAEŞ’le karşı karşıya kalacak ve mücadele edip onu yok edecek. Aslında en iyi senaryo bu bana sorarsanız.”
Peki ya PYD/PKK’ya dönük harekâtın durumu? Babüroğlu, devam ediyor:
“ABD gerçekten çekilecekse PYD/PKK Türkiye ile karşı karşıya kalacak. Türkiye de operasyonlarını planlandığı şekilde kuzeyde daha rahat bir şekilde yapacak. Yani ABD askeri, NATO üyesiyle karşılaşma riski olmadan yapacak ama bu sefer Fransa faktörü çıktı. O da diyor ki ABD’nin bıraktığı yerleri biz dolduracağız, YPG/PKK’nın emniyetini biz sağlayacağız. Yani şimdi de Fransa karşınıza çıkıyor ama Fransa ABD kadar ciddiye alınacak bir güç değil..”
Bir de Süleyman Şah’ın taşınması vardı?
8 Ocak’ta yapılan toplantıdan sonra Süleyman Şah’ın eski yerine gideceğini düşünüyorum. Diyelim ki operasyon yapmaya ihtiyaç olmadı YPG/PKK çözüldü veya başka bir neden oldu. Yine de Türkiye koyar Süleyman Şah’ı oraya. Her durumda yerleştirir.”
Tabii tüm bu olasılıklar ABD gerçekten samimiyse ve gerçekten çekilirse. Yoksa Türkiye’nin harekât planı ve kararlılığı zaten malum...