Yunanistan, Mısır ile yaptığı anlaşmayla Doğu Akdeniz’deki saldırganlığını yeni bir boyuta taşıdı. Aslında buna tam anlamıyla kendi akıllarınca yeni bir Yunan oldu bitti hesabı ya da kalleşliği demek daha doğru. Çünkü o bölge Türkiye’nin deniz yetki alanı ve Türkiye’nin kıta sahanlığı...Türkiye’nin haklarından asla taviz vermeyeceği de çok açık. Nitekim bunun yok hükmünde olduğu, sahada ve masada gerekenin yapılacağı da devletin en yetkili ağızlarından çok net deklare edildi. Bölgedeki Türk muhripleri ve F-16’lar da bu kararlılığın açık kanıtı. Dolayısıyla bunu görmek yerine silahsız Türk teknesine ateş açarak hala gerilimi tırmandıran Yunanistan ateşle oynuyor. Hele de olası bir Yunan çılgınlığında bunun sadece kıta sahanlığıyla sınırlı kalmayacağı Ege ve Akdeniz’de Yunanistan’la ilgili tüm sorunları kökten sonlandıracak bir adım olacağı realitesi ortadayken. Daha somutlaştıralım, AB’den medet uman ya da onlara güvenerek havalanan Yunanistan gaza gelip de bir hata yaparsa Meis adasından Ege’nin kuzeyine kadar her alan çatışma alanına dönüşebilir, bu kuşaktaki her ada tartışmalı hale gelebilir. Yani olası bir çılgınlık tüm adaları kapsar. Nasılını Deniz Kuvvetleri Komutanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Mehmet Asal anlatıyor:
“Biz A’dan Z’ye haklıyız. Tartışılabilir hiçbir husus yok. Yaptıkları hele hele Merkel’in ricasıyla Oruç Reis’in araştırmalarının bir süreliğine ertelenip görüşmelere başlanmasından sonra Yunanistan’ın gidip Mısırla böyle bir işe girişmesi resmen suiistimal etmek. Onun için Oruç Reis’i korumak üzere görevlendirilen firkateynlere verilen angajman kurallarının çok ciddi olacağını düşünüyorum. Yani Yunanlılar herhangi bir halt ederlerse çok ciddi bir cevap alırlar.”
Nasıl yani?
“Yunanistan gidip uçaklarıyla gemilerimize saldırmaz ama araştırma gemisinin önünü kesmeye çalışır hatta komutanı yanlış bir iş yapar aldığı direktifin dışına çıkar ve bölgesel bir çatışma çıkabilir. Genel büyük bir savaş iki ülke arasında olmasa bile bu tarz bir şey olabilir, orada bitebilir de büyüyebilir de. O anda alınacak kararlara bağlı. Önceden kestiremezsin en tepedekiler sahada değil. Bu olay sahada bulunan birlik komutanları taktik komutanların aldıkları angajmanları ya da acil yorumlamalarıyla şekillenebilir. Büyüme riski her zaman var. Dolayısıyla büyüyebileceğini Yunanistan’ın da düşünmesi lazım bundan sonuçta Yunanistan zararlı çıkacak.”
Hangi anlamda?
“Eğer böyle bir savaş çıkarda iki ülke birbirine girerse o iş Melis’le bitmez, gidebildiği yere kadar gider. Selanik’e gider, Ege’deki tüm adalara gider. Zaten deniz ve hava kuvveti kimin daha önce biterse bütün adalar teslim olur. Düşündüğün zaman herhalde Yunanistan’ın daha çabuk biter gemi ve uçakları. O kadar adayı koruyacak, ikmal, lojistik taşıyacak. Sen sandala binsen Midilli’ye gidiyorsun. Bindir piyadeleri kayıklara motorlara git adayı işgal et. AB, ABD Yunanistan’ın yanında ne yapar veya niye yapsın niye savaşa girsin ha sana ambargo bir sürü ekonomik yaptırımlar uygularlar ama zaten yapıyorlar şu anda. Bundan daha kötüsü ne olacak? ABD, iktidarı değiştirmeye, darbe yapmaya kalktı, Fetullah Gülen’i vermiyor, PKK/PYD’yi destekliyor ABD ile bundan daha kötü bir ilişki dönemin olabilir mi? Avrupa’ya bakarsan Fransa zaten hiçbir zaman Türkiye’nin yanında dursun mümkün değil, Ermeni devleti kurmanın peşinde. Umarız olmaz ama diyelim ki Yunanistan’la böyle bir savaş çıktı Ermenistan bir şey yapabilir mi? Hiçbir şey yapamaz ne gücü var? Azerbaycan girer bu sefer, Dağlık Karabağ’ı geri alır.”
Peki Yunanistan bunları bilmiyor mu? Ya da bunları göze alabilecek kadar askeri gücü mü var? Asal devam ediyor:
“Nasıl olsun. Sen 80 milyonluk nüfustan ordu çıkarıyorsun o 10 milyondan çıkarıyor. Sen zırhlı aracını, tankını, çıkarma gemini, firkateyn, İHA-SİHA’lar yapıyorsun, Yunanistan su motoru bile yapamıyor. Tamam çok üstün bir teknolojimiz yok ama en azından mevcut teknolojiyi iyi kullanmışız değerlendirmişiz, gemi sanayimiz bayağı iyi, Silahlı Kuvvetler personel sayımız onlardan çok daha fazla. Yunanistan’ın ekonomik durumu iyice berbat bir savaşa girse kaç gün devam ettirebilir? Yakıt bulabilir mi, destekleyebilir mi uçaklarını gemilerini o kadar adayı neyle koruyacak? 8-10 milyon nüfusla mümkün mü? Türkiye’ye meydan okumak onların iktidarlarının ayakta kalma nedeni ama gerçekleri görmüyorlar...”
