Türkiye’de İsrail gizli servisi MOSSAD ile Rusya adına faaliyet yapan casuslara karşı yapılan MİT operasyonları “derin” dünyada epey yankılandı. Evet, MİT’in daha önceleri başka ülkelerin, mesela İran, Irak servislerinin faaliyetlerine dönük buna benzer operasyonları da oldu ama söz konusu Rusya ve hele de dünyada caydırıcılığı en yüksek istihbarat servislerinden biri sayılan MOSSAD olunca işler değişiyor. Dolayısıyla, bu, MİT’in hasım haber alma teşkilatlarının istihbarat faaliyetlerine karşı koyma, yani kontrespiyonaj başarısı kadar özellikle MOSSAD açısından da karizmayı çizdiren bir durum. Çünkü istihbaratçılara göre, MOSSAD’a karşı dünyada böyle bir operasyon yok. Varsa da bu gizlidir ve kamuoyuna yansımadı, hele de mahkemelik bir durum söz konusu değil. Yani bu sıra dışı bir olay. Dahası, bunun servisler arası stratejik ilişkileri bozma gibi bir boyutu da var. Nitekim daha önce MOSSAD’da da görev yapan İsrail Parlamentosu Dış İlişkiler ve Güvenlik Komisyonu Başkanı Ram Ben-Barak, İsrail’de yayınlanan Kanal 12 televizyonundaki açıklamasında ismi geçen kişilerin hiçbirinin MOSSAD ile bağının olmadığını öne sürdü. Hatta bunun istihbarat başarılarını gösterme amaçlı yanlış bilgilendirme olduğu iddiasında da bulundu. O nedenle de hem operasyonun arka planı ve servisler arası ilişkileri hem de MİT’in kontrespiyonaj faaliyetlerinin başarısını, önemini irdelemekte yarar var. Geçmişte özellikle bu anlamda kritik görevlerde bulunan eski istihbaratçı Metin Ersöz anlatıyor:
“Servisler arası protokoller ve teamüller vardır ki İsrail gizli servisi buna en çok uyan servistir. Onlar Türk istihbarat servisini çok iyi bilirler, biz de onları çok iyi biliriz. İlişkiler de aslında servisler düzeyinde iyidir. Ancak servislerin üst kademesi siyasiler tarafından atandığı için bugün bütün dünyadaki servislerde aynı durum söz konusu. Dolayısıyla bazen siyasilerin nabzına göre şerbet verme kapsamında servisler de kendilerine göre bir politika belirlerler. Sonuç itibarıyla servis ilişkilerinde o protokollere, teamüllere hassasiyet gösterilir.”
Son operasyon nasıl yorumlanır bu durumda?
“Burada bilgi toplamaktan ziyade, Türkiye’deki Arap muhaliflerini tespite yönelik 1. adım analiz ve onlarla elemanlanma faaliyeti içinde olduklarını anlıyoruz. Burada İsrail servisi çok karmaşık bir organizasyon içerisine girmiş. Akıllıca davranmış yani. O da şu yakalanan Arapların direkt İsrail servisiyle ilişkisi yok, hep aracılar veya emekli şahıslar var. Günümüzde istihbarat faaliyetleri çok değişti. Artık milli, ulusal istihbarat teşkilatları değil özel şirketler ve güvenlik şirketleri ön plana çıkmaya başladı. Yani kendi emekli olmuş mensuplarının kurmuş oldukları özel istihbarat ve güvenlik şirketlerine işi ihale ederek onlar üzerinden bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Türkiye’de de bunları kullanmışlar. İsrail servisinin Muhammed Dahlan grubuna havale ettiği bir faaliyetinin yansımaları Türk gizli servisinin onlara yaptığı bir operasyon sonucu ortaya çıkıyor. Yoksa MOSSAD Türkiye’yi direkt hedef alabilecek veya Türkiye’de gelip operasyon yapabilecek bir planlamaya gitmez. Çünkü stratejik ilişkilerini bozmak istemez.”
Neden?
“MOSSAD’ın Ortadoğu’daki etkinliği ve gücünün arkasına ABD istihbaratını alması onu orada, dünyada en iyiler arasına sokuyor ama hedef çeşitliliği ve bilgi birikimi açısından MOSSAD Türk istihbaratının yanına gelemez. Dolayısıyla, servis ilişkilerinde elinizdeki bilgiler sizin için her zaman bir kozdur. Bir de bizim istihbaratın duruşu şudur: Bize bulaşmadığı zaman biz durduk yerde bulaşmayız. MOSSAD da bunu bilir ve bulaşmazlar. ‘Eğer ben bulaşırsam alacağım risk edineceğim kazançtan fazla mıdır?’ diye hesap yaparlar. Siyasi açıdan hoşlanmasa bile stratejik ilişkileri riske atmaz, teamülleri ve protokolleri aşmaz yani.”
Öyle ya da böyle sonuçta MOSSAD faaliyeti değil mi?
“MOSSAD ve bağlantılarının, Türkiye’de elemanlanma ve mimleme çalışmalarına yönelik bir faaliyet yürüttüğü görülüyor. İsviçre’de adamlarla görüşenler MOSSAD’dan veya İsrail ordusundan emekli olmuş özel güvenlik ve istihbarat çalışanları ama bu arada arkada da muhakkak MOSSAD’ın oradaki adamlarına bilgi veriyorlardır veya seçiminde onlarla oturup bir istişare yapıyorlardır. Buradaki İsrail Konsolosluğu’ndaki istihbaratçı da gelenleri böyle bir ilişkiye girmekten çekindiği için onlara yönlendiriyordur. MOSSAD maşa kullanmış, arka planda yani. Zaten Türkiye’nin bu operasyonla İsrail yönetimine mesajı da şu: Biz elemanlanma faaliyetlerinizin farkındayız ve izin vermeyeceğiz. Maşalarınızı da böyle yakalarız.”
Peki ya Rus ajanlar? Onlar da MOSSAD’ın kullandığı “maşalar” gibi mi? Ersöz devam ediyor:
“Rusların o tür özel istihbarat çalışması yoktur. Kendileri bizzat yaparlar. Yani Rus istihbaratının karakteriyle MOSSAD’ın karakteri çok farklıdır. Rus istihbaratının genel karakteri intikam almak üzerinedir. Kendisini aldatanları cezalandırmaktır.
Bu operasyonların peş peşe olması ne anlama geliyor?
“Hani hep İstanbul casuslar cenneti denilir ya, yavaş yavaş artık o cennet bitiyor. Cehenneme çevireceğiz mesajı gizli servislere. Dikkat ederseniz, her ikisinde de servislerin hedefi Türkler değil kendi muhaliflerine dönük, kendi iç hesaplaşmaları. Daha önceleri İran ve Iraklıların da hesaplaşmaları oldu. O zaman pek üzerine gidilmiyordu. Artık kendi iç hesaplaşmalarını Türkiye’de görmelerine karşı sert bir tavır alındığını görüyoruz.”