Terörle, teröristle mücadelede başarı güvenlik güçlerinin donanımı ve kullanılan teknoloji kadar, istihbaratın etkinliğiyle de bağlantılı bir durum. Yani caydırıcılık açısından var olan vurucu güçle birlikte özellikle güvenilir, net bilgi elde etmek ve doğru ya da nokta hedeflere yönelmek de gerekiyor. Hem arananlar listesindekileri temizlemek hem de eylem hazırlığındaki teröristleri harekete geçmeden enselemek açısından. Bu bağlamda da son dönemlerde MİT ve güvenlik güçlerinin iş birliğiyle son örneğini PKK/KCK’nın Irak Sincar’daki silahlı kanadının sözde üst düzey sorumlularından “Serhat Patnos” kod adlı Fuat Zengin’in etkisiz hale getirilmesinde gördüğümüz gibi, nokta vuruşlarla terör örgütünün lider kadrosundan pek çok isim temizlendi, kesintisiz devam eden operasyonlarla da binlerce terörist etkisiz hale getirildi. Önceden alınan duyumlarla da çok sayıda terör saldırısı önlendi. Yani şu anda istihbarat olarak Türkiye çok önemli bir yerde. Silahlı silahsız insansız hava araçlarıyla, özel kuvvetleriyle ve MİT’in terör örgütünün iliklerine sızdırdığı elemanları ve bölgedeki yerel haber kaynaklarıyla gerçekten çok iyi bir hedef tarifi var. Bu hedeflerin karargâha yansıtılması ve o hedeflere uygun planlama, dolayısıyla kurumlar arasındaki koordinasyon da çok başarılı. Üstelik de ABD, İsrail’in gizli servislerinin terör örgütüyle olan kirli ilişkilerine rağmen. Nasılını geçmişte kritik görevlerde bulunan eski istihbaratçı Metin Ersöz anlatıyor:
“Özellikle Pentagon’daki bazı subaylar sahada bunları çok destekliyor veya Pentagon’un sivillerden, komandolardan oluşturduğu özel birlikler, yani taşeron firmalar Suriye’de, Irak’ta teröristlere çok yakın. İsim isim bu adamları biliyorum. ABD ve İsrailli özel güvenlikçiler bölgede Pentagon’daki bazı subayların inisiyatifiyle çalışıyorlar. Maalesef ABD’deki Yahudi, Ermeni lobilerine bağlı ve onların satın aldığı FETÖ’nün de irtibat kurduğu bu subaylar ile özel güvenlik şirketlerinin elemanları bölgede Türkiye’ye karşı hasmane tavırlarını sürdürüyorlar. PKK’lıları yönlendiriyorlar.”
Ersöz, tüm bu olumsuzluklara rağmen terörle mücadelede alınan başarılı sonuçların nedenlerini de şöyle sıralıyor:
“Şu anda kurumlar arası koordinasyon çok iyi. Yani jandarma, polis ve MİT’in bilgi paylaşımında ve hızlı davranmada koordinasyonu iyi sağlamaları bu konuda etkinliği oluşturuyor. Bir de bilgi toplama yöntemlerinde Türkiye çağa ayak uydurdu elektronik istihbarattaki kazanımlar ile, tabii ki güçlü bir irade ve kararlılık bu başarıyı getirdi. Eskiden jandarma ayrı, polis ayrı bir kurumdu, siz güvenlik güçlerine operasyon yapılması gereken istihbaratı verdiğiniz zaman bunlar gecikiyorlardı. O zaman da hedefler kaçıyordu ama şimdi o durum yok, elektronik kontrol unsurları fazla, insana dayalı istihbaratta da etkinlik sağlanınca bu başarı kaçınılmaz oldu. Artık örgüt eskisi kadar savaşçı da bulamıyor. Bunda da HDP il binası önündeki ailelerin evlat nöbetinin çok büyük etkisi oldu. Yani İçişleri Bakanlığı’nın o yöndeki psikolojik mücadelesi son derece başarılı sonuçlar verdi, terör örgütüne katılımı azalttı. Çünkü bölgede PKK ve türevlerinin baskısı vardı, şimdi o baskı kırılmaya başladı. Ciddi bir psikolojik savaş verildi yani bu arada.”
Mesela?
“Daha önce kendimizi ifade etmekte, daha doğrusu, siyasilerin durumu ifade etmekte sıkıntıları vardı. Bugün hükümetin bu konuda başarı oranı yüksek. Şu anda iktidar diyor ki ‘PKK ayrı o bir terör örgütüdür, onunla gerektiği gibi mücadele ediyoruz ama Kürt vatandaşlarımız da vardır o ayrı.’ Biz de Kürt’üz diyen bakanlar, ‘Birlikteyiz, diğer demokratik sorunlarımız ayrıdır, PKK’nın bunu istismar etmesine izin vermeyeceğiz’ sözleriyle, en azından benim gördüğüm kadarıyla, PKK destekçilerinin yüzde 30’unu bu tarafa çekmeyi başardı. Bu süreç devam ediyor tabii. Ama maalesef sırf hükümete olan tepkiyi ortaya koymak adına bu politikanın hiçbir şeye yaramayacağı, PKK’nın yine bölgede güç olduğu şeklinde etnik, tutucu, siyasi dogmatik bir görüş de var. O da çok yanlış. Hükümete tepki gösterebilecek başka şeyler varken bu konularda tepki göstermek hiç doğru değil. Bizim 1980’lerden beri ortaya koymak istediğimiz budur. Terörle mücadelede hiçbir tolerans gösterilmez, teröristle masaya oturulmaz. Çünkü güvenilmez, devamlı aldatır. Hükümet bunları başta yaptı, eleştirdik ama şimdi de bu noktaya geldiler. Dolayısıyla, bunu dile getirip takdirlerimizi belirtmemiz lazım.”