Rusya’dan satın alınan hava savunma sistemi S-400’lerin 1. grup malzemeleri Ankara’ya geldi, şimdi dikkatler konuşlanacağı yer ve sistemin aktif durumuma getirilip getirilmeyeceği noktasında. Bu arada da Suriye’de Fırat’ın doğusuna denk gelen sınır hattındaki askeri hareketlilik yine ivme kazanmış durumda. Aslında buna Fırat’ın doğusuna yönelik güçlü harekât emareleri demek daha doğru. Çünkü ABD-İsrail ikilisinin terör kuşağındaki varlığına ek olarak İngiltere, Fransa ve diğer bazı AB ülkeleri de bölgeye asker gönderme ya da var olan asker sayısını artırma niyetinde. Bu da doğrudan Türkiye’nin müdahalesini önlemek için terör örgütü YPG/PKK’ya kalkan olmaya dönük son derece kirli bir kumpas anlamına geliyor... Dahası, G-20 zirvesinde herkesin anlayabileceği bir dille S-400’ler konusunda Türkiye’nin haklı olduğunu bütün dünya kamuoyuna açıklayan, hatta olası yaptırımlar konusunda oldukça yumuşak mesajlar veren Trump’tan şimdilerde sözlerinden çark etme gibi bildik sinyaller de söz konusu. Yani S-400’lerin konuşlanması hele de aktif duruma getirilmesiyle birlikte Trump’ın gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, tüm bunlar da Fırat’ın doğusuna dönük operasyon olasılıklarını güçlendiriyor. Tabii Trump’ın takınacağı tavırla bağlantılı olarak. Nasılını İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi ve strateji uzmanı, emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:
“S-400’lerin konuşlanmasının ardından ABD’den gelecek yaptırım şiddetine göre karşılık vermek açısından Fırat’ın doğusuna operasyon yapma ihtimali olabilir. Yani çok sert yaptırımlar uygulanırsa, Türkiye ‘Kendi ulusal çıkarlarımı, ulusal güvenliğimi korumak için Suriye’de var olan bu terör tehdidini ortadan kaldırmam gerekiyor ve bu benim meşru hakkım’ diyerek operasyon yapabilir. Yine Doğu Akdeniz’de gerginlik tırmandırılıp, Türkiye’nin yetki alanlarının yok sayılmasında ısrar edilirse, ‘Bizde buraya operasyon yapıyoruz’ gibisinden misliyle başka bir coğrafyada karşılık durumu da söz konusu olabilir.”
Fırat’ın doğusuna operasyon konusunda kritik eşik ABD’nin tavrı yani?
“Aynen çünkü ABD biliyorsunuz Fırat’ın doğusunda henüz Türkiye ile orta yolu bulamadı. ABD oraya İngiltere, Fransa, Almanya’yı(karşı çıktı) davet etti. Bu, Türkiye’ye ‘Askeri varlığının güvenli bölgede olmasına karşıyım’ anlamında açık mesaj. Türkiye bu yönüyle de bir operasyon sinyali vermiş olabilir.”
Olası bir operasyonda ABD ve Fransız askerlerinin TSK’nın karşısına çıkmayacağını, maşa olarak kullandıkları terör örgütüyle zarar vermeye çalışacaklarını belirten Babüroğlu devam ediyor:
“Olası bir operasyonda TSK muhtemelen Telabyad’dan güneye doğru 30-35 kilometreye kadar gider, Fırat’ın doğusunu ikiye böler. Eğer Süleyman Şah Türbesi’ni eski yerine konuşlandırmayı planlıyorsa Telabyad’ın batısında Aynel Arap ya da Kobani denilen yerden güneye doğru bir kama harekâtı yapar ve uluslararası anlaşmalar gereği zaten Türk toprağı sayılan yere türbeyi konuşlandırır ve orayı ikiye böler, sonra da bölgeyi emniyete alır. Aslında bunda geç bile kalındı. Türkiye bu operasyonu çok önce yapmalıydı, gecikmiştir. Özellikle Süleyman Şah Türbesi’ni çoktan konuşlandırmalıydı. Konuşlandırsaydı, Menbiç gibi bir olay olmayacaktı.
Peki ya ABD ile anlaşma olasılığı?
“S-400’ü alıp aktif duruma getirmezseniz anlaşırsınız. Yaptırım uygulanmaz ama şu var: PYD/PKK’ya olan yardımı azaltamazsınız, Güvenli Bölge’de yine askerinizi konuşlandıramazsınız. Doğu Akdeniz’de ABD’nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yanındaki tavrını değiştiremezsiniz. Yani ABD hiçbir şeyden vazgeçmez. Hiçbir şeyden...”