Türkiye’nin devreye girmesiyle dengelerin değiştiği Libya’da meşru Milli Mutabakat Hükümeti lideri Sarrac askeri alandaki hamlesini sürdürürken, gayrimeşru muhalif güçlerin başındaki General Hafter’i destekleyen ülkeler derhal bir ateşkesin ilan edilmesi ve iki taraf arasında müzakerelerin başlaması için yoğun uğraş veriyor. Aslında buna Hafter ile birlikte bozguna uğrayan ülkelerin vekalet savaşçılarını soluklandırma ve de kendi kirli oyunlarına yeni bir fırsat yaratma çabası demek daha doğru. Çünkü daha önceleri Hafter güçlü pozisyondayken uluslararası toplumun ateşkes çağrılarını aynı ülkeler duymazdan geliyorlardı. Ya da istiyor gibi görünüyor, sütre gerisinden kuklaları Hafter’e gaz veriyorlardı. O da “ne barışı sonuna kadar savaş” diyordu. O nedenle de şimdilerdeki barış ve siyasi çözüm gibisinden söylemlerinin hiç inandırıcılığı yok. Hele de Sarrac ile Hafter’i ateşkes masasına eşit şekilde oturtma niyetleri dikkate alındığında. Dolayısıyla yine gizliden her türlü kirli tezgâhın, alçaklığın devrede olacağını kestirmek zor değil. Olası tehditleri Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, anlatıyor:
“Gelişmeler kritik safhaya geldi. Önümüzde bir ateşkes var, aşiretlerin iknası var. Türkiye tek bir Libya istiyor. Onun için de istihbarat servisi bölgedeki aşiretlerle görüşüyordur. Ancak bizim gibi başka ülkelerin istihbarat örgütleri de o aşiretlerle uğraşıyordur. Bir başka şey Hafter’i destekleyen ülkeler hangi hareket tarzı geliştirebilir? Yeni bir ordu kurup tekrar taarruz etme gibi bir şey o daha sonra belki olabilir ama Hafter’in yerine siyasi bir figür çıkartabilirler. Türkiye’nin şu anda bununla uğraşması lazım. Çok fazla diplomasiyle bu işi halletmesi gerekiyor. Mutlaka silahlı kuvvetler de gerekiyor ama ABD’yle ve diğer ülkelerle görüşüp Hafter’i denklemin dışına atarken de karşı tarafın yeni bir siyasi figür çıkartıp Libya’yı bölmesine mâni olmak gibi bir şey var.”
Hafter’in artık gücü yetmez anlamında mı?
“Hafter’in gücünün yeteceğini sanmıyorum. O bölgede yapacakları en tehlikeli senaryo bir siyasi figür çıkartıp tekrar Libya’yı ikiye bölmek. Bu konuda BM’ne baskı yapmak, kimin vasıtasıyla BM güvenlik konseyinden karar çıkartarak. Kimler var orada? Beş ülke ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere...”
Sahada bir şey yapmaları zor yani?
“Bana göre sahada bir şey yapamazlar. Ha sahada şöyle bir şey yaparlar. Aşiretler üzerinde oynamak suretiyle ki oynuyorlardır, aşiretleri birbirine düşman edip ya da aşiretleri Trablus hükümetine veya işgalci geldi gibi provokasyonlarla Türkiye’ye karşı manipüle edebilirler. Yani en tehlikeli senaryo yeni bir siyasi figür çıkarılması ve bunun Güvenlik Konseyi üyesi 5 ülke tarafından desteklenmesi yoksa sahada silahlı güçlerle bir şeyler yapabileceklerini sanmıyorum...”
Bölgede kuvvet olarak Türkiye’nin yeteri kadar gücü olduğunu, hava ve deniz köprüleriyle oraya devamlı malzeme desteğinin sağlandığını belirten Pekin, devam ediyor:
“SİHA ve İHA’lar çok önemli. Oraya yeni üretilen hava savunma sistemleri de gönderildi. Gemilerimiz, denizaltılarımız da bölgede.
Gerektiğinde orayı uçaklarla vurabileceğini göstermek üzere Awacs ve tanker uçakların desteğinde bölgeye F-16’larımızı gönderdik gittiler havada ikmal yaptılar ve döndüler. Bunların hepsi Türkiye’nin o bölgede neler yapabileceğini herkese gösterdi. Zaten bir yere eğer destek gücü gönderiyorsan danışman, eğitim şu bu, lojistik gönderiyorsan orada o gücü korumak için savaşçı gücün olması lazım. Göndermezsen olmaz onları kimse koruyamaz orada. Yani destek unsurlarının etkili olması için mutlaka savaşçı güç de göndermen gerekiyor başka türlü kontrol edemezsiniz orayı.”
Hafter Türk askerini hedef alabilir mi?
“Alamaz, alırsa hemen karşılık verilir. Bölgedeki gemilerimizin üzerlerinde hem savunma füzeleri hem de satıhtan atılan ağır silahlar var onlar karşılık verirler. Tabii bir de gerektiğinde Türkiye F-16’ları kaldırır tanker uçaklar eşliğinde havada ikmal yaparak gider vurur ve geri dönerler hiç yere inmeden. Bu arada Awacs’ı da kullanmak suretiyle nerede karşı düşman uçağı var nerede hava savunma sistemleri konuşlanmış onları da havadan tespit ederler onları da imha ederler ki bunlarda yapılıyor zaten. Yani Hafter’in böyle bir şeye yeltenmesi çılgınlık olur. Mısır’ın falan kendi güçlerini gönderip orayı takviye edeceğini de sanmıyorum çünkü o da Mısır’ın başına bela açar...”