Norveç’teki NATO tatbika-tında Atatürk’ün ve Cumhur-başkanı Erdoğan’ın düşman ülke liderleri olarak gösterildiği skandal münferit denilip sözlü ya da yazılı özürlerle geçiştirilecek bir durum değil. Çünkü sütre gerisine dönük FETÖ, PKK ya da bazı ülke gizli servisleri gibi çok sayıda olağan şüpheli söz konusu. Dolayısıyla da Türkiye’nin beklentisi açık ve net. Soruşturma derinleştirilsin, gerçek sorumlular ortaya çıkarılsın. Yani bir daha böyle olaylar yaşanmaması ve ittifakla ilişkilerin zarar görmemesi için gereken yapılsın. Doğal olarak bu ABD başta olmak üzere NATO’ya üye tüm ülkeleri fazlasıyla düşündürmesi gereken bir durum. Ancak bunun bir de Türkiye açısından dersler çıkarılması gereken boyutu var. Özellikle de bu tür tezgâhlara karşı müdahale edecek personel bakımından herhangi bir eksiklik ya da aksaklık olup olmadığı konusunda. Evet, bu skandal bir Türk subayının dikkatiyle ortaya çıkarıldı ama jenerik senaryodaki Türkiye ile örtüşen S-400 ile ilgili bölümlerin neden daha önce fark edilip önlenmediği gibi soru işaretleri de söz konusu. Dün bu durumu 1998-2001 yıllarında Mons-Belçika’da NATO karargâhında görev yapan emekli tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu’na sordum. Öncelikle söylediği şuydu:
“Bu adamlar durup dururken bunu yapmaz. Ben internetten resim bulup yerleştirdim, sehven oldu falan olayı yok, burada olmaz öyle bir şey. Yani organize bir olay. Zaten Türkiye de bunun aydınlanmasını istiyor ama benim üzerinde durduğum asıl konu NATO’nun yıllık tatbikat planı ve senaryoları 1-2 yıl önce belirlenir. NATO’da görevli ülke temsilcileri de tatbikat programını ve senaryoları inceleyerek aykırı konuları düzelttirirler. Söz konusu tatbikatta, bu süreçte görev alan Türk temsilcilerinin, Türkiye’yle benzerlik taşıyan bilgilere onay safhası öncesi karşı çıkmaları gerekirdi.”
Yaşanan sıkıntının FETÖ’nün yol açtığı nedenlerle TSK’da yabancı dil (İngilizce) yeterliliği olan personel eksikliğinden kaynaklanmış olabileceğini belirten Babüroğlu’nun buna dönük tespitleri de şöyleydi:
“FETÖ nedeniyle TSK’daki liyakat sistemi çöktü. Şimdi de hızlandırılmış bir eğitimle insan yetiştirme gibi bir şey oluyor. Yani albay yerine yarbay, yarbay yerine binbaşı veriyorsunuz. Adam toplantılara katılacak, İngilizcesi yeterli değilse ne yapacak? Müdahale edemiyor. Muhtemelen personel yetersizliğinden Türkiye bazı yerlere adam göndermemiş de olabilir. Birkaç yıl devam eder bu, öyle bir anda tamamlayamazsınız bunu.”
Yani?
“FETÖ’nün kumpasıyla içeri atılan, tasfiye edilen askerlerin çoğu NATO’da, BM’de kilit yerlerde görev yapmış, İngilizcesi ve yabancılarla iletişimi iyi olan insanlardı. Bunlardan uzmanlıklarına göre yararlanılsaydı bu tür krizler yaşanmazdı. Ulusal çıkarlar, NATO’yla ilişkiler çok daha iyi seviyede olurdu. Ki bu skandalı da kumpas mağduru bir subay ortaya çıkardı. Ama pilotlar dışında hiç kimseden yararlanılmadı, yararlanılmıyor. Yetişmiş bir insan kaynağınız var ama siz bir kenara atıyor, onun yerine bir şeyler yetiştirmeye çalışıyorsunuz ancak zamanınız yok...”