Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü’nün Afrin harekâtıyla ilgili “Bu operasyon (Zeytin Dalı) DEAŞ’a karşı kazanımlarımızın bir kısmını kaybetmemize neden olacak bir potansiyel taşıyor” şeklindeki son açıklaması tam anlamıyla malumun ilanı. Çünkü Suriye’deki varlığının gerekçesini radikal dinci teröristlerle mücadele olarak dillendiren ABD’nin kirli tezgâhındaki taktik neydi? Terör örgütü DAEŞ’i gösterip bir başka terör örgütü YPG/PKK’ya alan açmak. Ki bu alçak tezgâhla Suriye topraklarının yüzde 30’u ve enerji kaynaklarının yüzde 50’si YPG/PKK’ya teslim edilmiş durumda. O nedenle, Pentagon Sözcüsü aslında diyor ki; YPG/PKK’ya o kadar silah verdik koruduk, kolladık ve toprak kazandırdık ama Türkiye’nin bu kararlığıyla bizim oyun bozuldu, bozuluyor...

Haberin Devamı

Peki, aynı ABD nasıl oldu da Zeytin Dalı Harekâtı başladığında “Afrin’in kendileri için bir operasyon alanı olmadığı” gibisinden açıklamalarla ilgisiz davrandı? Yanıt basit:

Afrin’de askeri bulunan Rusya ile Türkiye karşı karşıya gelsin, kapışsın...

Yani bir başka kirli tezgâh. Ama ne oldu?

Türkiye ile Rusya uzlaştı ve TSK bölgede YPG/PKK’lı, DAEŞ’li ayırt etmeksizin temizliğe başladı. Dolayısıyla da ABD umduğunu bulamadı, daha doğrusu, ters köşe oldu. Ve Türkiye’nin Menbiç kararlılığıyla da kirli planında tadilat arayışına girdi. Neler olabileceğini emekli tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu özetliyor:

“İsrail yaklaşık 40 kilometre derinlikte bir tampon bölge oluşturmak için Lübnan sınırından güney Suriye’ye girebilir, öyle bir hazırlığı var. Fırat’ın doğusundan çekilmek gibi bir niyeti olmayan ABD kimyasal silahlar ve diğer gerekçelerle Suriye’yi vurmak için fırsat kolluyor. Yarın öbür gün kısa sürede İsrail’in, ABD’nin böyle bir saldırısına tanık olabiliriz. Bununla beraber, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin finanse ettiği radikal grupların da tekrar iç savaşı alevlendirme durumu var. ABD’nin şu an büyük amacı da Türkiye’yi Afrin’de geciktirmek, oyalamak ve zayiat verdirmek; dolayısıyla, Menbiç’e ve doğu Fırat’a gelmesini engellemek. Onun için Deyrizor, Rakka’dan ve YPG/PKK’lı takviyesi geliyor Afrin’e.”

Haberin Devamı

İşte bu noktada tartışılan konu da Afrin merkezine girip girmemek. Zira zayiat verme riski söz konusu. Babüroğlu devam ediyor:

“Eğer girilmezse YPG/PKK merkezde saklanır, operasyonun amacına ulaşamazsın. Yani ilçe merkezinde YPG/PKK’lılar toplandı duruyor, yönetimleri de devam ediyor. Orayı kontrol altına almadan nihai hedefe ulaşamazsınız. YPG/PKK’yı orada etkisiz duruma getiremezsiniz, bu gerçek var. Ama girerseniz zayiatın artma riski fazla, bu da bir gerçek. Hedefiniz ne? Afrin’deki YPG/PKK’yı etkisiz duruma getirmek. Kilis’e ve Hatay’a yaptıkları eylemleri yok etmek. Şimdi siz Afrin merkeze girmezseniz, oradaki YPG/PKK’yı etkisiz duruma getirmemiş oluyorsunuz.”

Kaçınılmaz yani girmek?

Eğer o hedefi gerçekleştirmek istiyorsanız, girmeniz lazım. Yok bu emniyet kuşağı bana yeter derseniz, tertiplenirsiniz ama o zaman başta koyduğunuz o hedefi karşılamamış olursunuz.

Bir asker olarak kişisel görüşünüz?

Haberin Devamı

Girmesi lazım. Yoksa bir anlamı yok harekâtın, o kadar şehit verildi...