Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin korona-virüs ile mücadelesinde olumlu gelişmeler yaşanıyor. Test sayısı artıyor, ancak vaka sayısında düşüş var. Hatta ilk kez iyileşen hasta sayısı vaka sayısını geçti. Ölüm olayları sayısı da özellikle Batı Avrupa ülkelerinin büyük bir bölümüyle kıyaslandığında, vaka toplamı içinde -bütün artışa rağmen- düşük bir oranda seyrediyor.

Örneğin ölüm yüzdesi Fransa’da (17,91), İngiltere’de (13,57) İtalya’da (13,39) iken, Türkiye’de 2,45’lerde. Dolayısıyla, Dünya Sağlık Örgütü’nün de son açıklamasında vurguladığı gibi, temkinli bir iyimserlik söz konusu. Bunda da alınan önlemler ve Türkiye’deki sağlık sisteminin etkisi büyük. Hem güçlü altyapısı hem de sağlık ordusunun tedavideki başarısı açısından. Evet, Türkiye’deki ölüm sayılarının gerçeği yansıtmadığına dair iddialar da oluyor ama sağlık sistemleri çok iyi denilen birçok ülkenin bu mücadelede çaresiz kaldığı, bunların da doğal olarak ölüm olaylarını tetiklediği de bir gerçek. Ayrıca, bu oranları etkileyen bir başka faktör de Türkiye nüfusunun bu ülkelere göre daha genç olması. Ki bu konuda yapılan analizler, raporlar da var. Örneğin koronavirüsün yayılım hızı ve alınan önlemler üzerinden yaptıkları analizlerde Avrupa’ya göre Türkiye’deki ölümlerin daha az olacağını öngören “Econix”in yöneticisi, Sağlık Ekonomisi ve Politikası Derneği Başkanı Dr. Güvenç Koçkaya bunun nedenlerini şöyle sıralıyor:

Haberin Devamı

“Bir hekim olarak yurt dışında da bulundum, farklı kurumlarda, hastanelerde çalıştım. Çok net söyleyebilirim ki Türk hekimleri Avrupa ve ABD’nin doktorlarından kat ve kat daha fazla deneyimli ve iyiler. Altyapı belki bir Almanya değildir ama o açıdan da Avrupa’nın birçok ülkesine göre çok daha iyi durumda. Sayısı çok fazla diye eleştirilen bilgisayarlı tomografi sayesinde tanı koyuyor, erken tedavi yapıyoruz. Günde 40-45 bin test yapacak PCR kapasitemiz var; mesela İngiltere’de böyle bir şey söz konusu değil.

Bir de bizim personel sayımızın az olması kronik bir sorun olduğu için personelimiz bu duruma, yani bu yoğunlukla çalışmaya alışık. Şu anda personelimiz aslında giydikleri o kıyafetleri olmasa üstlerinde muhtemelen normal zamandan daha az yoğun çalışıyorlar.

Bir başka etken de diğer ülkelerden gelen veriler. Örneğin İtalya, İspanya hiçbir şey bilinmediği bir dönemde karşılaştı bu durumla. Çünkü Çin hiçbir hastasının verisini analiz edip paylaşmadı. Hâlâ da Çin’deki hastaların demografisi nedir bilmiyoruz. Onun için de Avrupa ne yapacağını bilemiyordu. İtalya ilk üç beş bin vakayı analiz edip yayınladığında öğrendi. Bu noktada da Türkiye, Almanya gibi ülkeler o verileri alarak, bilim kurullarıyla bir tedavi algoritması koydular ortaya. Bilinen en doğru tedavi protokolünü uygulayarak ölümlerin daha az olmasına vesile oldular.”
Peki ya ölüm sayıları gerçeği yansıtmıyor, gizleniyor iddiaları? Koçkaya devam ediyor:

“Bunun hiçbir mantığı yok. Zaten biz de analizlerimizde hastalığın ülke demografisine yaygın dağılımı olursa Türkiye’de Avrupa’ya göre daha az ölüm sayısı beklendiğine dikkat çekmiştik. Çünkü ölümlerin yüzde 90’ı neredeyse değişmekle beraber 60 yaş ve üstü toplumda meydana geliyor. Türkiye’de de 60 yaş ve üstü nüfus Avrupa’ya göre çok az. Bu oran İtalya’da yüzde 15’lerde, AB ülkeleri ortalaması yüzde 20’ye yakın, Türkiye’de ise yüzde 10’un altında, 8-9’larda. Ne oluyor? Varsayalım 100 kişi var toplumda, bunun 10 kişisi Türkiye’de 60 yaş ve üstünde, bunların hepsi hastalandı ve ölümler de burada gerçekleşti, yüzde 90’ı öldü, 9 kişi ölür değil mi? Avrupa’da peki? Nüfusunun yüzde 20’si 60 yaş ve üstü, yüzde 90’ı öldü, 18 kişi ölür 100 kişi içinde. Yani böyle bir oransal farklılık var. Bu da doğal olarak vakaların daha iyi seyretmesine, daha az semptomatik olmamıza, daha az ölüme neden oluyor. Bu tamamen demografik bir durum bu, başarının yanında...”

Neden böyle bir iddia var o zaman?

“Söylüyorlar da bakın İngiltere’de durum aynı. Şu anda Türkiye’deki bahsedilen, tanı konulmadan öldüyse ‘Kovid olmadı ama adam Kovid’li’ hikâyesi var ya, o İngiltere’de de öyle. Bu böyledir zaten. Bazı ülkeler ‘BT ile tanı koyduğumu hasta kabul ederim, ölürse de Kovid’den den ölüyor’ dedi. İngiltere de aynı şekilde PCR ile tanı koymadığı müddetçe Kovid ölümü demiyor. Kimse niye İngiltere’ye sormuyor?”