Tüm dünya insanlığı tehdit eden koronavirüsle mücadele ederken, bir başka insanlık düşmanı PKK/YPG terör örgütü Afrin’de yine çocukları ve masum sivilleri katletti. Teröristlerin Barış Pınarı bölgesinde huzur ve güven ortamını bozmaya yönelik sızma girişimi ise Türk komandoları tarafından önlendi ve 11 PKK/YPG’li terörist etkisiz hale getirildi.
Yani TSK’nın yurt içi ve dışı operasyonlarıyla ağır darbe yiyen terör örgütü virüs salgınını fırsat görerek varlık ve etki üretme adına kalleşçe saldırılar peşinde.
Tabii hamileri ABD ve İsrail’in cesaretlendirmesiyle...
Dolayısıyla, tüm dünyayı kasıp kavuran koronavirüslü günlerde biri Kovid-19’la mücadelede çaresiz kalan, sağlık sistemi herhangi bir biyolojik savaşa veya böyle bir pandemiye hazır olmayan, diğeri kendi kıtasının, coğrafyasının dışında ulusal çıkarları yönünde uyguladığı politikalarda hiçbir geri adım atmayan, bu bağlamda da terör örgütlerini pervasızca kullanmaktan çekinmeyen iki ayrı ABD var. Dün bu durumu İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi, emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu’na sordum. Özellikle de ikinci ABD’yi ve terör örgütünün Afrin’deki kalleş saldırısıyla bağlantısını. Yanıtı şuydu:
“Terör örgütü PKK/YPG, ABD’nin verdiği silahlarla Afrin’de, Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde saldırılar düzenliyor, oradaki sivil halka eylem yapıyor. Dolayısıyla, ABD’nin desteği ortadan kalkmadan PKK/YPG’yi tehdit olmaktan çıkarmak mümkün değil. ABD Barış Pınarı Harekâtı bölgesinin hemen güneyinde 60 bin kişilik silahlı bir terörist yetiştirdi, bunu unutmayalım. Yani orada ABD’nin himayesinde bir garnizon devleti oluşmuş durumda.”
Afrin’deki olayda ABD’nin parmağı var yani?
“Kesinlikle öyle... ABD Suriye’de TSK’nın yıpratılmasını istiyor çünkü Türkiye ile Rusya’nın iş birliğinden rahatsız, bunu içine sindiremedi. Onun içinde İdlib’de El Nusra’yı, DAEŞ’i, HTŞ’yi, Tel Rıfat’ta ve Afrin’de PYD/PKK’yı ya da başka terör örgütlerini kullanarak sürekli TSK’yı yıpratmak, Rusya’nın gücünü sınırlandırmak niyetinde. Dolayısıyla, Afrin’deki bu eylem ilk değil, son da olmayacaktır. Yurt içinde de eylemler olabilir, kuzey Irak’ta da olabilir. Barış Pınarı bölgesinde de devam edecektir.”
ABD ikiyüzlü davranıyor anlamında mı?
“ABD terör örgütüne desteğini kesse 6 ay sonra PYD/PKK çözülür. ABD, PYD/PKK elebaşısı Mazlum Kobani’yi Washington’a, Beyaz Saray’a davet etmiştir. Böyle bir ABD’yle karşı karşıyayız. Yani uluslararası ilişkilerde dostluk, düşmanlık olmaz, çıkarlar esastır. Bu gerçeği göreceğiz. ABD PKK’yı da PYD/PKK’yı da, İdlib’deki radikal unsurları da her zaman istediği ülkeye, istediği yapıya, istediği zaman kullanacaktır. Bu Rusya olur, Türkiye olur, Suriye ya da başka bir ülke olur...”
ABD’nin Kovid-19’la mücadelede çaresiz kaldığını ve içeride diz çökmüş olabileceğini ama bunun dış politikalarının da etkilendiği anlamına gelmediğini belirten Babüroğlu devam ediyor:
“Tam tersine, Kovid-19 ABD’nin Ortadoğu’da özellikle Suriye ve Irak, bir de Körfez’de yani İran’a karşı olası operasyon planlarının hızını artırdı. Bu süreçte Irak’taki üslerini kuzeye kaydırdı ve üç tane Patriot füze sistemi konuşlandırdı. Yani hiçbir planından, projesinden vazgeçmiş değil. Ve Kovid-19 nedeniyle özellikle İran’ın, Suriye’nin ve Irak’ın zayıf duruma düşmesinden, yıpranmasından faydalanıyor, bunu bir avantaj olarak kullanıyor. Dolayısıyla, Kovid-19 ABD’nin Ortadoğu’daki askeri hızını azaltmadı, tersine, fırsat olarak kullanmaya çalışıyor. Kovid-19’u İran’ı parçalamanın da bir silahı olarak kullanıyor. Her ne kadar kendisini etkileyen bir silah olsa da. Bu şu demek: Kovid-19 ABD’nin politikasında hiç ılımlı bir hava estirmiyor, tersine, daha sert, daha kararlı.”
Bu bölgedeki hareketliliği ABD manipüle ediyor demek mi?
“Kesinlikle. PYD/PKK Türkiye için tehdit mi? Tehdit. PKK’nın uzantısı mı? Uzantısı. Bunu ABD, CIA biliyor mu? Herkesten daha iyi biliyor. Buna rağmen Suriye’nin yüzde 25’ini işgal ettirdi, orada bir devletçik oluşturdu. Orada terör örgütü adam topluyor, eğitim yaptırıyor, vergi topluyor, mahkemeleri dahi var. Ve bunu küresel güç olan ABD ile koordineli yapıyor. Onun sayesinde yapıyor...