Koronavirüsün yayılma hızını kesmek amacıyla hafta sonu uygulanan 48 saatlik sokağa çıkma yasağı ve yasak öncesi iki saatlik zaman dilimindeki şok görüntülerin olumlu ya da olumsuz etkileri önümüzdeki günlerde anlaşılacak. Şu anki veriler ise vaka sayısının, test sayısındaki artışla birlikte öngörülebilir düzeyde arttığı yönünde. Hatta son 10 günlük istatistiklere göre günlük test ve vaka oranı yüzde 15 ile 20 arasında aşağı yukarı sabitlenmiş gibi. Aynı durum günlük ölüm oranı içinde geçerli. O da yüzde 2-2,15’lerde. Yani alınan tedbirlerle şu an itibarıyla iyi bir trend yakalanmış görünüyor ve verilerin böyle seyretmesi durumunda Türkiye’nin virüsle mücadelede önemli bir mesafe alması söz konusu ki bu konuda yapılan araştırmalar da var. Örneğin koronavirüsün mart ayındaki yayılım hızına ve alınan önlemlere bakarak ‘Ne olacak?’ sorusuna cevap niteliğinde 3 farklı senaryo hazırlayan ve nisan ayındaki gelişmelerle de bunu revize eden “Econix”in yöneticisi, Sağlık Ekonomisi ve Politikası Derneği Başkanı Dr. Güvenç Koçkaya diyor ki:
“Burada önemli olan şeylerden birisi vaka katlanma hızı. İki günde mi katlanıyor, üç günde mi katlanıyor. O anlamda baktığımızda Türkiye’nin ilk vaka çıkış tarihi 11 Mart ama 20’sinde ilk 100 vakaya ulaşıyor. İlk 100 vakadan sonra Türkiye’nin katlanma hızına baktık, diğer ülkeler Almanya, İtalya, İngiltere, Çin için de böyle yaptık. Çünkü genelde 100.üncü vakadan sonra akümülasyon başlıyor, daha önce tekil beş ya da üç vaka falan. Öyle baktığımızda da şunu gördük Türkiye katlanma hızı 100 vakadan sonraki 21.günde o da tam bir ay oluyor Almanya, İngiltere ve İtalya’dan da onların o dönemki vaka sayısına göre daha iyi bir durumda, Çin ile de benzer bir durum söz konusu. Bu da şunu gösteriyor, evet İlk günlerde Türkiye her ülkeden hızlı gitmiş ama daha sonra önlemlerin alındığı dönemde yavaşlamanın olduğu çok net gözüküyor. Bunu devam ettirirsek muhtemelen İngiltere, İtalya ve Almanya’dan biraz daha önce kontrol sağlayabiliriz gibi duruyor. 60-70 günlerde değil de muhtemelen 50.inci günlerde gibi. Yani önümüzdeki 20 gün içerisinde piki (taburcu olan hastanın yeni hasta sayısını geçmesi) yakalayıp, daha sonra da sistemdeki yük azalacak gibi duruyor.”
Sonuç İtalya, İspanya gibi vahim olabilir diyenler var?
“Bilim Kurulu’nu oluşturan ilk ülkelerden biriyiz ama başlarda önlemlerimiz biraz gecikti, sonra da kontrol altına almaya başladık. Şu anda diğer ülkelere göre iyiyiz demiyorum ben, şu anda diğer ülkelerin aynı zaman dilimine döndüğünde yani bugün salgının 55-60.ıncı gününde olan Almanya’nın ilk 100 vakadan 21. gününe saydığında, o da yaklaşık 30.gün falan Türkiye’yle benzer, Almanya’nın 30’uncu gününe göre biz ondan iyiyiz. Bu demek değil ki sonrasında da iyi olacağız… Şu anda Almanya daha iyi, vakaları yavaş yavaş kontrol altına almaya başladı. İtalya’da yeni vaka sayısı düşmeye başladı. Pikin göstergeleri bunlar. Ama biz daha oradan uzağız. Vaka sayımızı günlük hele bir de test sayımızı artırmaya devam edersek göreceğiz.”
48 saatlik sokağa çıkma yasağı öncesinde yaşananların başarıyla süren mücadelede sıkıntı yaratacağını belirten Koçkaya’nın Türkiye’nin yoğun bakım kapasitesinin yeterli olup olmadığına dönük öngörüleri de şöyle:
“Türkiye yoğun bakım yatağı açısından özellikle Avrupa’da Almanya hariç diğer ülkelerin çok üstünde bir kapasiteye sahip. Ancak orada bazı noktalar var. Eğer varsayalım 100 bin vakaya çıktınız, bunu nüfusa göre dağıttıysanız hiçbir sıkıntı yok. Yani örneğin Elazığ’da, Edirne’de de vaka var ama nüfuslarına oranlı… İstanbul’da da 15 milyon bölü 80 milyon çarpı 100 bin vakanız varsa sıkıntı söz konusu değil. Sıkıntı vakaların yüzde 50-60’ının İstanbul’da olması. Bu kapsamda mevcut yoğun bakım yatağının zaten yüzde 60’lık doluluk oranı göz önünde bulundurulduğunda, salgının en çok vakaya neden olduğu zirve aşamasında İstanbul için 1.098 ek yoğun bakım yatağı ihtiyacı olabilir. Dolayısıyla da yapımına başlanan 1000 yataklı iki hastane İstanbul’da sağlık sisteminde olası bir kapasite aşımının önüne geçilmesi açısından son derece kritik önemde.”
Peki ya doktor sayısı?
“Bende doktorum acilde çalıştım ABD’de de bulundum. ABD’de Nöroloji Kliniği’nde bir hocanın dört asistanı vardı. Bir asistan günde 4 vaka görüyordu. Şimdi gidin Şişli Etfal’in Nöroloji Kliniğine bir asistana günde 60-70 vaka geliyor. Ben acilde çalışırken 300-400 vaka görüyordum bir nöbette. Şuna geleceğim şimdi 4 tane vaka gören ABD’li Avrupalı doktorlar bir anda 100 tane vaka görünce yığılıyor, bizim sağlıkçılarımız ise çok yoğun çalışmaya alışık ve çok iyi bir ekibimiz var. Belki bazı noktalarda geri olabiliriz ama personelimiz vaka sayısı vaka anlamında çok deneyimli. Bu şu demek değil ki biz çok harika yönetiyoruz. Sorunlar olacak, nüfusa oranla eksik personelle çalışıyoruz ama net bir durum var ki personelimiz bu yoğunlukta çalışıyor zaten...”