TUSAŞ’a yönelik hain terör saldırısı sonrasında Türkiye’nin başlattığı kararlı hava harekatları ve Suriye’ye olası kara operasyonu sinyaliyle panikleyen terör örgütü PKK/YPG elebaşlarından Mazlum Kobani, yardım dilenirken ne diyor? “Türkiye bize bedel ödetiyor. Derhal durdurulmalıdır.” Hatta hayal kırıklığına uğradıklarını belirterek şunları zırvalıyor küstahça:
“Koalisyon ortaklarımıza, Türkiye’ye saldırılarını derhal durdurması için baskı yapmalarını söylüyoruz. Bu saldırılar, IŞİD’e karşı yürüttüğümüz savaşı da tehlikeye atıyor. Yine de koalisyon ortaklarımız bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Türkiye’nin eylemlerini sınırlamak için gereken baskıyı uygulamıyorlar. Bu tırmanışın durmasını istiyoruz.”
Teröristin çok güvendiği, “ortağım” dediği kim? ABD, Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM)… Yakınlıkları, hemhal durumları, geliştirdikleri duygusal ilişkiler, düğünde, dernekte halay çekme, taziye kepazelikleri zaten bilinen aleni şeyler ama bir teröristbaşının yekten “koalisyon ortaklarımız” hitabında durum daha bir başkalaşıyor elbette. Hele de muhatap lafa gelince terörle, teröristle mücadele diye yüksekten atıp tutan, her yıl “terör örgütleri” ve “teröre destek veren ülkeler” olmak üzere iki ayrı kara liste yayımlayan sözde demokrasi havarisi bir küresel güç olduğunda. Zira o kara listelerden biri eli kanlı teröristleri, yapıları; diğeri onlara finansal veya lojistik destek sağlayanlar, onlara silah tedariki ve satışı yapan ülkeleri sıralıyor. Her ikisi de hesapta “terörle, terörizmle mücadele” ya da terör tehdidine karşı dünya için kılavuz niteliğinde. Ancak gerçekte ise ABD’nin “Şunu ekle, bunu çıkar ya da koyma” mantığıyla işine, çıkarlarına geldiği gibi kurguladığı, kullandığı dokümanlar ve de nasıl palavra olduğu da ortada... Utanmadan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’yi harf oyunlarıyla sanki farklıymış gibi göstermeye, yutturmaya çalışıyorlar... ABD devletten ziyade, PKK ile el ele vermiş, terör örgütünün ortağı, paydaşı bir ülke görüntüsü veriyor açıkçası... Bu durumda da hiç kimse ABD’nin terörle, terörizmle mücadele masalını yemez, yemiyor da nitekim...
***
Kaldı ki; terör örgütünün, teröristlerin kendini ortak gördüğü ABD ve Avrupa’dan medet umduğu örnek sadece bu da değil. PKK’nın, ABD, AB, NATO, BM’den yardım dilenen mektupları da var. Onlar da rezillik, kepazeliğin ötesinde teröristlerle iş birliği anlamında tam bir suçüstü durumu. Hem teröristlerin bizzat efendilerini ikrar etmeleri hem de mektubun muhatapları ülkeler ve kuruluşların düştüğü durum açısından. Malum hepsi de PKK’yı resmen terör örgütü olarak kabul ediyor ve terör faaliyetleriyle ilgili de ellerinde sayısız rapor-belge var. Dolayısıyla normalde yapmaları gereken on binlerce kişinin katili eli kanlı bir terör örgütüne karşı 40 yıldır amansız bir mücadele veren NATO müttefiki Türkiye’nin yanında durmak. Ancak, nasıl kayıtsız kaldıkları, hatta terör örgütüne arka çıktıkları açık ve net... Teröristleri ülkelerinde ağırlıyor, silah ve finans desteği sağlıyorlar pervasızca… Bu aşağılık mektuplara da muhatapları hiçbir ülke veya kuruluştan tek ses çıkmadı, terör örgütüne “sen kim oluyorsun, bize mektup yazma cüretini nereden buluyorsun” diyen olmadı zaten...
***
Yani; eğer amaç terörle mücadeleyse, bunda samimilerse Türkiye her türlü desteğe hazır, varım dedi, diyor. ABD ise bunu hep görmezden duymazdan geliyor çünkü böyle bir derdi yok. Bilakis terör örgütleriyle hep kirli ilişkiler içinde ve aşağılık tezgahlar peşinde. Lafa gelince terörle, teröristle mücadele diye atıp tutan, mangalda kül bırakmayan ABD kendi koyduğu ve başkalarına uyguladığı kriterlere göre, bizzat kendisi teröre destek veren, hatta ortak olan bir ülke açıkçası. Ama ne yaparsa yapsın Türkiye’nin duruşunu, kararlılığını etkilemez. Terörün kalıcı olarak yok edilmesi için İdlib’den Hakurk’a kadar, yani Suriye ve Irak’ın kuzeyi dahil İran sınırına kadar olan belli derinlikte bir alanın teröristlerden arındırılarak, kontrol altına alınması bir zorunluluk. Bu Türkiye için doğrudan bir beka meselesi. Bugün, değilse yarın, eninde sonunda buralardaki tüm teröristleri temizleyecek... Kararlılığını deklare edip de yapmayan bir devlet değil Türkiye...