Doğu Akdeniz’de askeri hareketlilik, karşılıklı tehditler ve birtakım manipülasyonlarla sular her geçen gün daha da ısınıyor. Aslında buna Doğu Akdeniz’i bir ABD gölüne dönüştürmeyi hedefleyen Trump’ın gerilimi tırmandırma taktiği demek daha doğru. Çünkü S-400 alımından vazgeçmesi için Türkiye’ye F-35’leri vermeme, projeden dışlama ya da ekonomik yaptırım gibi baskı, tehdit ve şantaj yapan ABD, aynısını Doğu Akdeniz’de de uygulama peşinde. Bu bağlamda da Türkiye’yi zora sokmak adına Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni kilit stratejik ortak, İsrail’i esas stratejik ortak ve Yunanistan’ı Doğu Akdeniz’in istikrarı için kilit ülke olarak gördüğünü söylüyor. Dahası, ABD’nin kurguladığı ve desteklediği bu cepheye Fransa ve Mısır da dahil olmuş durumda. Yani ABD, Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’yi dışlamak, yalnızlaştırmak ve yasal haklarını gasp etmek istiyor... Dolayısıyla da Doğu Akdeniz artık Türkiye açısından birinci ve öncelikli tehdit durumuna geliyor, geldi. O nedenle de Akdeniz’de misilleme sondaj çalışmalarının yanı sıra acilen daha başka adımlar da atılması gerekiyor. Özellikle de ABD’nin Türkiye’ye karşı oluşturduğu bu cepheyle gerginliği daha da artırıcı hamleler yapacağı dikkate alındığında... Neler olabileceğini ve buna karşı atılması gereken adımları strateji uzmanı emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:
“ABD Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye rağmen desteklediği Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni stratejik müttefik olarak görüyor. Bu bağlamda da Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ta yeni üsler kurulması ya da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin NATO üyeliğine ısındırılması gibi adımlarını hızlandıracaktır. Dolayısıyla da Türkiye artık Kıbrıs’ta federal çözümden yana, federasyon temelinde bir çözüm modelinin mümkün olmadığını beyan etmeli ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kıbrıs Türk Devleti olarak ilan edilmeli. Çünkü karşı taraf hep Kıbrıs ismini kullanıyor. Güney Kıbrıs demiyor, Kıbrıs devleti Kıbrıs adası diyor. Biz de Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diyelim. Tanımasalar da biz tanıyalım ve uluslararası platformlarda Kuzey Kıbrıs demeyelim. Bu uluslararası ilişkilerde, mütekabiliyet esası çerçevesinde misliyle karşılık verme açısından önemlidir.”
Türkiye’nin oldubittilere karşı bir an önce Güney Kıbrıs ile aralarında ihtilaflı olan parsellerde arama çalışmalarına başlaması ve KKTC’de deniz, hava üsleri kurması gerektiğini de savunan Babüroğlu
devam ediyor:
“Evet, Türkiye deniz üssü kurma kararı aldı ama hava üssüyle beraber bunu hemen kurmalıdır. Fazla beklememelidir. Çünkü diğer ülkeler kuruyor, Fransa kuruyor, İngiltere’nin orada hava üssü var ve sürekli takviye ediyor. ABD’de kurma girişiminde. Orada deniz üssü kurarsak donanmanın lojistik ve diğer faaliyetleri açısından önemlidir. Bunun varlığı hem KKTC için bir emniyettir hem de Türkiye’nin karşısında Doğu Akdeniz’de oluşan bu cepheye karşı caydırıcılıktır.”
S-400 olsa da olmasa deniz, hava üssü kurulması şart yani?
“Kesinlikle şart. Türkiye zaman kaybetmeden bu tür adımları atmalı. Çünkü Doğu Akdeniz çok riskli bir duruma geldi, eğer böyle devam ederse Doğu Akdeniz ABD’nin, Yunanistan’ın ve NATO’nun bir gölü olacak. Türkiye’nin oradaki kontrolü de azalacak...”