Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

PKK’nın lider kadrolarına dönük peş peşe yapılan temizlik operasyonları Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığının yanı sıra imkân ve kabiliyetini de çok net ortaya koydu, koyuyor. Yerleri bulunamaz, hele de kendileri açısından karargâh olarak gördükleri yerlerde onlara kimse erişemez diye gizemli havaya sokulan teröristleri MİT buluyor, sonrasında da İHA ve SİHA’larla teknik takipleri yapılıp TSK’nın nokta atışlarıyla işleri bitiriliyor. Bu bağlamda da sıra artık PKK’nın en tepe isimleri Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan’a da geliyor, yani her an böyle bir haber de duyulabilir. Nitekim birkaç gün önce terör örgütünün elebaşılarından Cemil Bayık’ın Kuzey Irak’ta SİHA’yla öldürüldüğü iddiası vardı. Doğrulanmadı ama İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu konudaki şu sözleri manidardı:

Haberin Devamı

“Terörle mücadele operasyonlarımız devam etmektedir. Terörle mücadele konusunda tüm dünyaya tavsiyemiz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni izlemeye devam etsinler...”

Yani bugün değilse bile yarın... Çünkü MİT, Özel Kuvvetler uzun zamandır çalışıyor bu konu üzerinde... Adamların nerede olduğunu, nereye gidip geldiğini takip ediyor. Bir başka deyişle, enselerinde. Dahası, bugüne dek koruyup, kollayan ABD de artık onları gözden çıkarmış durumda. Şöyle ki; ABD’nin PKK ortadan kalksın, YPG/PYD meselesi Suriye’de gündeme çıksın, legalleşsin ve Türkiye bunu meşru bir şekilde kabul etsin diye arayışları var. Dolayısıyla, ABD’nin kafasındaki büyük resim içinde bu adamlar kullanım süreleri bitmiş maşalar konumunda. O bakımdan, ABD bu teröristlerin yakalanması konusunda yardım da edebilir veya Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yardım da ettirebilir. Ya da öldürtebilir. O nedenle, son günlerde konuşulan “Terör örgütünde petrol paylaşımı kavgası çıktı, Mazlum Kobani ve Murat Karayılan birbirine girdi...” haberlerine de bu açıdan bakmak gerekiyor. Zira bunlar da doğrudan ABD’nin tezgâhı ve Karayılan’ın gözden çıkarıldığını gösteren net bir işaret. Yani bu kez daha önceki, başlarına ödül koyma yutturmacası gibi değil. Yekten Karayılan ve diğer terörist başlarının ipini çektiğinin kanıtı. Ancak bu, ABD’nin terör örgütü PKK’yla olan ilişkisinin sonlanacağı anlamına da gelmiyor. Niyesini eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin anlatıyor: 

Haberin Devamı

“Petrol kavgası falan yeni bir oyun. Basit bir para hesabı değil, bilinçli bir ABD tezgâhı. Daha evvel ABD ve Fransa devreye girerek Barzani’ye bağlı Kürtlerle PYD’yi barıştırdı, bir araya getirdi, arkasından da petrol anlaşması yapıldı. Şimdi yavaş yavaş devletçik kuruluyor. Petrol anlaşmasından sonra da ABD zaten o bölgede 65 bin civarında yetiştirdiği bir ordu var, bunu 100 bine çıkarmaya çalışıyor. ABD bu arada PKK ile görüşüp Türkiye’den tamamen çekilin, PKK’yı lağvettiğinizi söyleyin, dolayısıyla PYD’yi bir devletçik şekline getirelim diyor. Yani sonuçta PKK kalkacak ve Türkiye’ye karşı PYD/YPG’yi meşrulaştırmış olacaklar, amaçları bu. Buna giderken de bazı taktikler kullanabilir. Yapılan o şu anda.”

Neler mesela?

“Karayılan, Bayık kabullenmezse öldürecekler. Onlara sıra geliyor, yeni bir konsey yapısı, yeni bir liderlik yapısı ortaya çıkacak bölgede. Cemil Bayık vuruldu söylentileri bile boşuna değil. Büyük ihtimalle önümüzdeki günlerde bu tip haberleri duyabiliriz. Ama bunu ABD doğrudan yapmaz. Kendine cephe almalarını, küstürmeyi önlemek açısından. Çünkü ABD PKK’nın ya da Türkiye’de faaliyet gösterecek olan bir terör örgütünün tamamen ortadan kalkmasını kesinlikle istemez. Bunu bir şekilde tekrar faaliyete sokmak için kullanıma hazır bekletir. Bunların hepsi taktiksel hamleler.”

Haberin Devamı

Türkiye de bunun farkında zaten?

“Farkında tabii, onun için de birçok cephede bir şeyler yapmaya çalışıyor, onun için sınıra asker yığıyor, onun için temizlemeye çalışıyor. Onun için ileri doğru itti teröristleri. Ama yetmiyor, belki Rusya’yla daha derin ilişkiler kurulması gerekecek bu konuyla ilgili ya da NATO üyeliğiyle birlikte kendi jeopolitik durumunun öneminden bahsetmek suretiyle yani kendi jeopolitiğini kullanarak ABD’yi zorlayacak...”