Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Siyasi partilerin adayları bazı eksikler dışında tamam, sıra projeler ve kampanyalarda. Daha doğrusu, seçmeni ikna etmekte. Dolayısıyla, hem iktidar hem de muhalefette sahaya dönük hazırlıklar ivme kazanmış durumda. Hatta kimi partiler ve bazı adaylar ise çoktan sahaya indiler bile. Çünkü birçok yerde dengeler tam anlamıyla bıçak sırtı. Yani birkaç istisna dışında hiçbir yer, hiçbir siyasi parti için çantada keklik değil. O nedenle de her parti, her aday bire bir markaj, miting, kapı kapı dolaşma ve sosyal medya üzerinden elinden geleni fazlasıyla yapmak zorunda. Özellikle de oranının yüzde 30’larda olduğu dillendirilen kararsızlar konusunda... Dün bu durumu kamuoyu araştırmacısı Adil Gür’e sordum. Öncelikle de kararsızların fazla olduğuna dönük iddiaları. Yanıtı şuydu:

Haberin Devamı

“O kadar kararsız yok, yüzde 15-20 civarında bir kararsızım diyen var. Bu da çok doğal her seçim döneminde olur. Onların zaten yarıdan çoğu kararsız değil, sandığa gitmeyecek seçmendir. Çünkü sandığa katılım yüzde yüz olmaz. Seçmen sandığa gitmeyeceğim demek yerine, kararsızım demeyi tercih ediyor. Gerçek kararsız bir elin parmakları kadar bence, yani yüzde 5 civarında. Türkiye son yıllarda inanılmaz şekilde bir bloklar içinde hareket ediyor, kutuplaştı ve bir şekilde kararı var seçmenin. Yüksek oranda bir karasız falan yok yani.”

Kararını saklayanlar olabilir mi?

“Elbette vardır. Özellikle muhalefete oy verecek CHP, İYİ Parti, HDP seçmeni kararını saklayan seçmenler içerisinde çoğunluk onlardadır. Çünkü AKP ve MHP’ye oy verecek bir adam yüksek oranda söyler zaten niye söylemesin?”

Bu seçime ve kampanya sürecine dönük tartışılan bir başka konu da mitinglerin artık etkisini yitirdiği ve sosyal medyanın daha ön plana çıktığı noktasında. Gerçekten öyle mi? Gür, devam ediyor:

“Bu seçimde değil. Mitingler artık gerçekten seçmen davranışı açısından çok önemli değil. Eskiden insanlar liderleri, adayları kimdir, ne diyor anlamak için dinlemeye giderdi. Bugün herkesin elinde bir canlı yayın aracı var. Anında kim ne diyorsa sadece Türkiye değil, dünyanın her tarafında internet kullanan herkes duyuyor. O manada verilecek mesajı ulaştırmak için miting önemli değildir ama oraya toplanan insan sayısı partilerin örgütlerini harekete geçirmesi açısından önemlidir. Bu bir güç göstergesidir ama seçmen davranışı üzerinde çok etkili değildir.”

Haberin Devamı

Sosyal medya üzerinden propaganda ön planda yani?

“Ama başka bir şey, Türkiye’nin tamamı sosyal medya kullanıcısı değildir. Sosyal medyadan bihaber, evinde çoluğuyla çocuğuyla meşgul, internette haber sitelerinde gezmeyen, Twitter kullanmayan insanlara da dokunarak ulaşmak lazım. Yani sosyal medya Türkiye’de önemli midir? Çok önemlidir. Ben bu seçimde Cumhur İttifakı’nın sosyal medyayı çok etkin kullanması, Millet İttifakı’nın ise daha çok vatandaşa dokunması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ikisinin hedef kitlesinin de davranışı farklıdır, kullandığı mecralar farklıdır ağırlıklı olarak. Bu şu demek değildir. Elbette ki Cumhur İttifakı’na oy veren, sosyal medyayı etkin kullanan vardır veya Millet İttifakı’na oy veren, sosyal medyayı kullanmayan da vardır ama bunlar çoğunlukta mıdır? Çoğunlukta değildir.”

Haberin Devamı

Baskınlık konusunda bir oran var mıdır?

“Türkiye’deki seçmenlerin yaklaşık yüzde 60’ı sosyal medyayı etkin kullanıyor ve etkileniyor. Yüzde 40 civarında da sosyal medyayı takip etmeyen, etkilenmeyen seçmen vardır. O yüzde 60’ın içinde muhalefet daha çok oy almaktadır, tamamını değil tabii, öyle olsa yüzde 60 olur zaten. Ama yüzde 40’ın içerisinde AKP çok daha fazla pay almaktadır. 60’a 40 denilebilir yani...