TSK’daki kripto FETÖ’cü-lerin oluşturduğu tehdit OHAL’in son uzatılma gerekçesinde de çok net vurgulandı. Hemen arkasından da bakan Canikli’den deşifre edilen 3 bin kişilik yeni bir yapının ordudan ihraç kararı geldi. Tabii şimdilik vurgulamasıyla... Yani bazılarının dediğinin aksine, yeni ihraç edileceklerle birlikte ordudan atılan asker sayısı 15 bine yaklaşıyor ama temizlik bitmiş değil. Dolayısıyla da daha binlerce FETÖ’cünün varlığı ve mücadelenin uzun süreceği açık. Özellikle de kripto FETÖ’cüler nedeniyle. Çünkü bakanın da vurguladığı gibi bunları ortaya çıkarmak tam anlamıyla iğneyle kuyu kazmaya benziyor. Örneğin, TSK içinde yuvalanmış FETÖ’nün kripto mensuplarının son dönemde “ankesörlü telefon” üzerinden yaptıkları milyonlarca görüşmenin izini sürmenin yanı sıra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda oluşturulan merkez tarafından geliştirilen bilgisayar programıyla da uyuyan/kripto FETÖ/PYD üyesinin ya da iltisaklı personelin tespiti için son derece titiz bir çalışma yürütülüyor. Şöyle ki; 17 bakanlık ve 25 kurumla iş birliği yapılarak komutanlık bünyesindeki rütbeli her asker hakkında öncelikle üç kuşak geriye dönük olarak mesleki hayatı boyunca eğitim durumu, sicili, girmiş olduğu tüm sınav notları, atandığı görevler, atanma formları, sağlık raporları ile eşi, çocukları, anası, babası, atası, akrabalarının FETÖ’yle iltisak durumları (ByLock kullanımı, Bank Asya hesabı, okudukları okullar, girdilerse kamu sınav notları) gibi 64 temel, 209 alt kriter içeren bilgiler toplanıyor. Ardından da tüm bu veriler yine özel bir puanlama yöntemiyle değerlendiri-lerek sisteme giriliyor. Çıkan not durumuna göre de personelin FETÖ’yle iltisaklı olup olmadığı saptanıyor. Tabii tüm bunlar yapılırken de herhangi bir dedikoduya, isimsiz gönderilen ihbar mektupları, mail ve dijital yazılara itibar edilmiyor, sadece resmi kurumlardan alınan veriler dikkate alınıyor. Sonrası ise malum; önce görevden geçici uzaklaştırma, adli süreçle birlikte de Silahlı Kuvvetler’den kesin ihraç kararı. Tıpkı son 3 bin asker hakkında olduğu gibi...
Dün bu çalışmayla ilgili üst düzey bir askeri yetkiliyle konuştum. Öncelikle gayri resmi olarak FETÖMATİK diye adlandırılan bu yöntemle çok başarılı sonuçlar alındığını söyledi. Hatta Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın korumasının da bu yöntemle tespit edildiğini anlattı. Ardından da benzer yöntemlerin Kara ve Hava kuvvetlerinde de uygulandığını ekledi. TSK’da bu yapının yüzde kaçının ortaya çıktığına dönük soru üzerine ise şu yanıtı verdi:
“TSK’da yaklaşık 39-40 bin subay, 100 bin civarında da astsubay var. Ankara Cumhuriyet Savcılığı bilirkişi raporuyla 2006 ile 2015 yılları arasında askeri okullara girenlerin yüzde 80’inin FETÖ’yle iltisaklı olduğunu tespit etti. Her yıl 5 bin civarında öğrenci alınıyordu okullara. Bunların yüzde 80’i ne eder? Dört bin. 2006’dan 2015’e, 10 yıl. Çarpın dört binle; 40 bin kişi zaten son 10 yılda giren. Ondan önce de girenler var.”
Özetle; terör örgütlerine karşı sınır ötesinde ve içinde amansız mücadele veren TSK kendi bünyesinde de aynı kararlılık içinde. Yani terörist temizliği açısından tam bir seferberlik durumu var...