Dünya Libya’daki ateşkesin kalıcı hale gelmesini beklerken, Hafter Moskova’da masadan kalktı. Aslında buna sorundan öte sorunu çıkaran ülkelerin beklentileri ya da çıkarları öne çıktı demek daha doğru. Çünkü Hafter’in bu gibi kararları tek başına almadığı, alamayacağı ve kendisine silah, finans desteği veren Fransa, Mısır, BAE gibi ülkelerin de niyetleri malum. Nitekim masadan kalktıktan sonra Hafter cephesinden gelen açıklama “savaşa devam” şeklinde. Ancak bu bağlamda sahaya yansıyan bir görüntü yok. Dahası, “Süreç devam ediyor, Hafter 2 gün süre aldı” diyen Rusya’dan da tatmin edici bir ses çıkmadı. Yani 19’undaki Berlin toplantısına yapılan çağrı ve barış umudu söylemleri dışında Libya’daki ateşkes belirsizliği sürüyor. Dolayısıyla, da Hafter’in atacağı adım hem Libya’nın hem de kendisinin geleceği açısından son derece kritik. Özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ülkenin meşru yönetimine ve Libya’daki kardeşlerimize saldırılarını sürdürmesi halinde, darbeci Hafter’e hak ettiği dersi vermekten de asla geri durmayacağız” uyarısı dikkate alındığında. Bu kritik sürecin sonunda Hafter’in gerçekten silah seçmesi durumunda neler olabileceğini eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin anlatıyor:
“Taarruz ederse farklı bir muameleyle karşılaşır. Ne olabilir? Türkiye kaldırır uçaklarını, gider vurur gelir Hafter’in güçlerini ya da bu gemilerle olur. O bölgede 4 tane gemi var şu anda. Zaten diğer güçler de peyderpey gönderiliyor. Bunun hazırlığı yapılmıştır. Yani Türkiye’ye karşı böyle bir şey yaptığı zaman bir yerden karşılık göreceğini bilmesi lazım. Bu da çok açık ve net söylendi zaten. Türkiye bunu yapar.”
Nasıl?
“Dalaman, Çardak, Bodrum’daki F-16’ları kaldırırsınız. İncirlik’ten de tanker uçakları getirirsiniz, bunlar belli bir rotada bir yerde birleşir, dolayısıyla havada ikmal yapar. Belli bir süre orada kalmak suretiyle bir saat falan vurursun hedefleri. Zaten bunlar da belirlenmiştir, nerelerin vurulacağı açıktır. Bu yapılabilir. Kara kuvvetleri müdahalesi sanmıyorum, onlar oraya başka maksatla gidiyor, görevi bu değil. Kendisine taarruz olmadığı sürece meşru müdafaa dışında bir şey yapacaklarını sanmıyorum.”
Uçakların operasyonu sıkıntı yaratır mı?
“Meşru müdafaa. Orada bir düzen var ve siz diyorsunuz ki ben bu adamları koruyacağım. Türkiye bu müdahaleyi yaparken diğer ülkelerle de görüşür, sonra yapar. Belki de yapmıştır şimdiye kadar bu görüşmeleri...”
Hafter güçleri karşı koyabilir mi?
“Yok canım, ne gücü olacak? Elinde hava savunma silahları var ama onlar da yeterli ölçüde değildir. Uçakları var, o uçakları da bir anda halletmek mümkün. Bizim hava kuvvetleri gider vurur, belki de onu hesapladılar. Uçakları vurulup hava gücü kalmadıktan sonra yapacak bir şeyi yok.”
Türkiye’nin bu konudaki uyarısının asla blöf olmadığını belirten Pekin, devam ediyor:
“Gerçekten vurur Türkiye. Hafter’in hava gücü ortadan kaldırıldığı zaman zaten geriye kara kuvveti kalıyor. Bu durumda da Hafter’in yapacak bir şeyi yok. Bir de Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne tanksavar silahı verirseniz zırhlı araçlarını da karada durdururlar. Havada da örtü sağladığınız zaman yapacak hiçbir şeyleri yok.”
50 uçağı var deniliyor?
“50 tane yok, 30’dan bile düşük, 20 civarında. 10 tanesini ancak uçuruyordur daha fazla uçuramaz. Bu uçaklar bakım hizmeti olmadığında uçamaz. Zaten o kadar pilotu yoktur. Yani iş o noktaya gelirse F-16’lar Hafter’in hava gücünü imha eder. Bu hem çok kolay hem de çok büyük bir ders olur. İnşallah böyle bir aptallık yapmaz, ‘Nasıl olsa ben güçlüyüm, bana bir şey yapamazlar’ deyip, ‘Berlin Konferansı’na gitmeden önce elimi biraz daha güçlendireyim, Tobruk’u ya da daha fazla yer alayım’ gibi bir çılgınlığa kapılmaz. Çünkü yaparsa cevabını alır. Aklı başına gelir ondan sonra...”