El Bab’dan sonra Afrin’i de temizleyen Türkiye güney sınırlarını terör örgütlerinden koruma kararlılığını tüm dünyaya gösterdi, gösteriyor. Hem de teröristlere hamilik yapan ABD ve Batı ülkelerinin engellemek ya da oyalamak adına kurguladıkları kirli oyunlara rağmen... Şimdiki hedefler arasında da Kandil, Sincar, Menbiç ve Fırat’ın doğusu var. Bu noktada en çok tartışılan konu da şu:
Öncelik hangisinde olacak, olmalı ya da harekâtın kapsamı ve nasıl yapılacağı. Çünkü bölgelere göre değişen dinamikler ve buna bağlı olarak da farklı harekâtlar söz konusu. Örneğin, Kandil ve Sincar’daki PKK’nın varlığı İran ve Irak için de tehdit. Dolayısıyla da şu andaki zamanın ruhuna uygun davranarak üç ülke bölücü terör örgütüne karşı ikili ya da üçlü ortak mücadele konsepti geliştirebilir. Yani İran’la aynı anda Kandil’e, Irak’la da aynı anda Sincar bölgesine PKK’yı etkisiz hale getirmek için bir operasyon düzenlenebilir.
Tabii olmazsa da seçenek belli. Afrin’de olduğu gibi tek başına girmek ve teröristleri temizlemek. Nitekim hazırlıklar ve mesajlar da bu yönde. Dün bu durumu 21 Mart 1995’te 35 bin askerle Irak’ın kuzeyine yapılan en kapsamlı Çelik Harekâtı’nın komutanı emekli Korgeneral Hasan Kundakçı’ya sordum. Öncelikle de Kandil ve Sincar’a harekât olasılığını. Yanıtı şuydu:
“Kandil TSK için zor değildir, başarılır, yapılır. Ama iki ülke anlaşarak bir harekât yapılırsa, burada teröristlerin, terör örgütünün sonuna ulaşılabilir.”
Peki ya Menbiç ve Fırat’ın doğusu? Kundakçı devam ediyor:
“Irak tarafı da önemli ancak Türkiye’yi daha çok zora sokacak olan Menbiç ve Fırat’ın doğusudur. Şimdiden bu işi düzeltmezsek Türkiye’nin güvenliği istenilen şekilde sağlanamaz. O bakımdan öncelikle Fırat’ın doğusunu Irak’a kadar olan kesimi sağlama almak gerekiyor.”
ABD askerlerinin varlığı ne olacak?
“ABD’nin 2-3 bin askeri var, ne yapabilir? ABD’nin askeri var diye biz duracak mıyız? Güvenlik sorunumuz var. Bunu ABD’lilerin kafalarına iyice sokmamız, yapmak zorunda olduğumuzu anlatmamız lazım. Yapmazsak yarın zor durumda kalırız, çok sıkıntılar çekeriz.”
Anlamamakta direnirse Türkiye Fırat’ın doğusuna da girebilir mi?
“Gayet tabii. Geçer gideriz. Şanlıurfa tarafından, Gaziantep tarafından her bölgeye geçiş yerleri var. O geçiş yerleri TSK’nın büyük gücüyle girebileceği harekâta çok uygundur. Bu işi Türkiye yapar; gücü de tecrübesi de yeterlidir. Çünkü Türkiye’nin güvenliği tehlikeye giriyor.
Güvenliği tehlikeye girince Türkiye kimseyi tanımaz. Bize zarar veren bir harekette kesin olarak kimseyi dinlemeyiz. Çünkü orada normal bir devlet kurulmuyor, bir terör devleti kuruluyor. 60 bin kişilik ordusu olacak terörist devletle yan yana nasıl yaşayacağız? Yaşanabilir mi?”
Ya Türk askeriyle ABD askeri karşı karşıya gelirse?
Bence ABD askeri Türk askerinin karşısında durmaz. Bu kadar tehlikeye girmezler. Benim kanım, iki taraf da birbirlerini anlayacaktır. ABD eğer küçücük bir terör örgütüne karşı Türkiye’yi feda edecekse o zaman ‘Biz dostuz, müttefikiz, NATO’da birlikteyiz’ falan demeye hiç gerek yok. Bunlar söylenmez artık...”