Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ana muhalefet Partisi CHP’nin haftalardır konuşulan tartışılan olağanüstü tüzük kurultayı Sivas’taki sembolik açılışla start aldı. Bugün de Ankara’da 81 ilden temsilciler, Meclis grubundan ve genel merkezden yetkililer ile hukukçuların yer alacağı tüzük komisyonu, son toplantısını yapacak. Toplantının sonunda hazırlanacak rapor, yarınki kurultaya sunulacak… Asıl hikâye Cuma günü yani. Malum CHP’deki 4 farklı güç dinamiği var, her birinin siyasi hedefleri anlamında öngörülen bazı değişiklikler avantaj ya da dezavantaj gel-gitlerine neden olabilir… Cumhurbaşkanı adayını belirleme yöntemi ya da parti içindeki ağırlığını iyice hissettiren Kılıçdaroğlu ekibinin güç dengesini nasıl etkileyeceği gibi. Zira herkes en demokrat, en katılımcı tüzük olacağından söz ediyor ama değişikliklerin kime nasıl yarayacağı hesapları yapılıyor bir yandan da... CHP’deki dört aktörün tüzük kurultayı öncesinde aynı masada 4’lü olarak değil de farklı zemin ve zamanlarda ayrı masalarda parçalı görüntü vermelerinin nedeni de bu aslında... Dolayısıyla kurultay sürecinde de verilen her fotoğraf karesi, her söylem farklı algılar ve yorumlara da neden olacak, tabii sonuçları da elbette… CHP odaklı yeni bir tartışmalı günler söz konusu yani... Bu anlamda bir de ülkenin o kadar sorunu varken CHP daha çok parti içi meselelere yoğunlaşıyor eleştirileri de malum...

Haberin Devamı

***

Nitekim bu konuda CHP içinden yükselen sesler de var. Mesela tüzükle ilgili beklentilerini sorduğum CHP’nin en deneyimli isimlerinden Gürsel Tekin’in yanıtı “Bu kadar sorunun, derin yoksulluğun olduğu bir ortamda doğrusu Türkiye’nin gerçek gündemiyle meşgul olmamız gerekir diye düşünüyorum” idi. Devamında anlattıkları da şunlardı:

“Çok basit sıradan bir meseleyi bu kadar büyütmememiz gerekirdi. Türkiye’de 133 tane siyasi parti var hiçbir partinin tüzük tartışmasını bu kadar aleni bir şekilde kamuoyuna mal edilmiş şekilde, gördünüz mü, duydunuz mu? Tüzük dediğiniz tabanın örgütün beklentisi iki madde geri kalan zaten kimseyi ilgilendirmiyor kimse çok meşgulde değil zaten. Bunlarda çok basit”

Haberin Devamı

Nasıl yani?

“Bizim daha önce hem 80 öncesi hem 80 sonrası uygulamış olduğumuz iki tane tüzük var. Biri CHP’nin 1979 yılında yaptığı tüzüktür, diğeri de 90’lı yıllarda Erdal İnönü döneminde yapılan tüzüktür. Her iki tüzükte de tabanın, örgütün iki beklentisi var bunun biri üyelik hukuku. Ne demektir? Üye zamanı ve zemini olduğu zaman çok rahatlıkla parti yöneticilerini eleştirebilmeli asla hakaret değil. Örneğin şimdi görüyorum bazı uygulamalar var ilçe başkanı ya da il başkanı istemediğini partiden atıyor. Böyle bir şey olmaz, bu üyelik hukukuna aykırı. İkincisi yargı denetiminde önseçim yüzde 5’ de CHP Genel Başkanı’nın kontenjanı olur. Bu iki madde de tarihimizde mevcut bunları koyduğunuz zaman çok rahatlıkla sorunu çözebilirsiniz. Hiçbir tartışmada olmaz. Bunlar da çok kolaylıkla yapılır. Hepsi bu kadar.”

Beklentiler çok farklı ama, mesela ön seçimde yargı değil örgüt denetimi diyenler de var?

“Yargı denetimi olmayan hiçbir önseçim önseçim sayılmaz. Cumhurbaşkanı, milletvekili, belediye başkanı tamamının yüzde 95’ini ön seçimle yaparsınız. Nerede ön seçim yapmazsınız? Atıyorum Anadolu’nun belirli yerlerinde yeterince üyeniz yoksa o merkez kararıyla olur...”

Haberin Devamı

***

Yani Tekin’e göre; tüzük kurultayı öyle abartılacak bir şey değil, kavgasız, gürültüsüz çözüm de çok basit. Ama CHP’de saflar arasındaki pozisyon belirleme, mevzi inşa faaliyetleri, hareketliliği olunca durum başkalaşıyor biraz... Evet sorulduğunda her CHP’li parti içinden yükselen bu farklı sesleri aykırılıktan ziyade çok seslilik, zenginlik olarak yorumluyor ama seslerini yükseltenlerin tüzük öncesinde aynı fotoğraf karesine dörtlü olarak girmekten imtina ettikleri ya da eski genel başkanlar denildiğinde karenin bir eksikle verilmesi de başka gerçeklik... Özel’in her aktörle görüşerek birlik beraberlik görüntüsü verme çabaları da... Bu noktada da CHP açısından şu sorunun yanıtı da anlamlı elbette:

Eleştirilen mevcut tüzüğü yapanlar ya da uygulayanlar, ondan nemalananlar düzgün tüzüğü nasıl yapacak? Tekin’in buna yanıtı da şuydu:

“Sadece bugünün kusuru değil, gömlek yanlış iliklenir ya öyle. 2004 yılında bir tüzük yapıldı çok yanlıştı, sonra 2009 da bir tüzük yapıldı yanlışı yanlışla götürdük. 2015 ve 2018’de de öyle. Yani dört kez tüzük yapıldı, dördü de hatalıydı. Ama bütün hataları iki maddeyle düzeltebiliyorsanız, geçmişi sorgulayarak bir yere varmayız, işin içinden çıkamayız...”

Peki ya Kılıçdaroğlu’nun siyasette varlık kararlılığı, bu bağlamda da yeniden Genel Başkan olmak istiyor iddiaları ve tartışmaları. Tekin’in bu konudaki düşüncesi de şöyleydi:

“Doğrusu bugünden yarını tarif etmek çok zor onu bilmiyorum.”

Sizce istiyor mu?

“İster yani. Kim istemez ki...”

Bakalım tüzük kurultayı CHP’yi değiştirecek mi?...