ABD Adalet Bakanlığı, Florida eyalet meclisi binasına yapılan saldırıda YPG’li bir kişinin gözaltına alındığını duyurduğu açıklamada, YPG için “terör örgütü PKK’nın alt kolu” ifadesini kullanarak iki örgüt arasındaki bağı resmen teyit etti. Bu gerçekten çok önemli, kritik bir tespit, nitekim yapılan yorumlarda daha çok “ABD sonunda itiraf etti” ya da “Günaydın Amerika” tonunda. Ancak, hafızalarımızı biraz yokladığımızda buna benzer açıklamaları, saptamaları görmek mümkün. Örneğin
ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, “YPG, PKK’nın siyasi koludur, PKK ile bağlantısı var, kanıtları açık ve net. Müttefik Türkiye için yarattığımız problemi çözmeliyiz” dedi. Hem de 2015 yılından bu yana defalarca. ABD’nin Ankara Büyükelçiliğini yapan James Jeffrey, Suriye Özel Temsilciliği’ne atanmadan önce birçok panelde YPG ve PYD’nin “PKK’nin Suriye uzantısı olduğunu” açıkça dile getirdi. Yine 13 Şubat 2018’de ABD İstihbarat Topluluğu Direktörü‘nün Kongreye sunduğu “Dünyada tehdit değerlendirmesi” raporunda ‘YPG’nin PKK ile ilişkili olduğu ve otonom bir bölge arayışında olduğu’ ifade edildi. Direktörlüğün 2019 yılına ait aynı raporunda da YPG için, “PKK’nın Suriye’deki milisleri” ifadeleri kullanıldı. Dolayısıyla bu son tespite Hayrola ABD demek daha doğru. Çünkü ABD bugüne dek bu gerçeği bile bile PYD/YPG’yi farklıymış gibi yutturma ve onlara silah-finans desteği sağlama pervasızlığından vazgeçmedi. O nedenle de asıl soru şu:
ABD şimdi ne yapacak? PYD/YPG’yi terör örgütü listesine ekleyecek mi? Ve de ABD’nin PKK/YPG sevdası devam edecek mi? Soruya yanıtı İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi, emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu veriyor:
“Evet devam edecek. Çünkü SDG’yi PYD/PKK olarak kabul etmiyor ABD.’SDG sadece Kürtlerden oluşmuyor, Araplar da var içinde. Biz zaten PKK ile mücadele ediyoruz’ gibi kabul edilemeyecek gerekçeler öne sürüyor. Bu ismi orada görev yapan CENTCOM’daki bir komutan koydu. Dolayısıyla SDG’yi YPG/PYD olarak kabul etmedikleri için PKK’nın alt kolu olarak kabul etmeleri de mümkün değil. Ne yapabilirler? Orada bulunan sözde lider kadrosundan bir kaç kişiyi PKK’yla irtibatlı diye YPG olarak ayıklarlar. Bu da bir kılıf olur onlar için ve SDG olarak PYD/YPG terör örgütünü desteklemeye devam eder.”
Artık YPG adını kullanmaz anlamında mı?
“SDG ismini kullanır veya SDG’nin adının değiştirileceği konusunda bir çalışmanın olduğu da söyleniyor. Kürt gruplarıyla birleşme hamleleri var ya bu bağlamda Biden döneminde başka bir isim koyabilirler. Ama sonuçta büyük resmi görmek lazım. Evet, Adalet Bakanlığı YPG’yi PKK’nın alt kolu olarak kabul etmiştir ancak, Fırat’ın doğusundaki oluşumu ABD terör örgütü olarak görmemekte, dolayısıyla bu yapıda eğer PKK’nın alt kolu olarak adlandırılan kişi veya oluşum varsa biz ayıklayacağız diyecektir. Ve oradan bir kaç kişiyi kılıf olarak ya yönetimden uzaklaştıracak ya da örgütün dışına çıkaracaktır.”
Yine harf oyunu yani?
“Kesinlikle. Hasan amca yerine amca Hasan olacak. Sanıyorum ABD artık YPG adını da kullanmaz. Şu an itibarıyla SDG’yi kullanır. Bölücü terör örgütüne yardım yapabilmesi için Adalet Bakanlığı’nın kabul ettiği ismin dışında bir ad koymak zorunda yoksa bütçe tahsis edemez. Ama sonuçta giden yardımda hiçbir değişiklik olmuyor, yine PKK/PYD/YPG’ye gidiyor. Çünkü 60 bin silahlı terörist var. Bunların içinden şimdi hangisini temizleyecek Adalet Bakanlığı’nın kabul ettiği gibi bu PKK’nın alt koluna bağlı bir terörist diye. Hepsi ona bağlı. Ama diyecek ki SDG’ye bağlı. Orada kimler var? Mesela Mazlum Kobani diye terörist başı ve bir kaç tane elebaşı var. Bunların PKK ile bağlantılı olduğu biliniyor. Bunları ayıklar önümüzdeki süreçte.”
Washington’a da çağırmışlardı?
“Çağırdılar ama sonra durum değişmiştir. Daha uygun bir lider kadrosuyla çalışmaya devam eder. Çünkü onun PYD/YPG olarak PKK’yla irtibatlı olduğu biliniyor. Yavaş yavaş bu terörist başı hakkında da yolsuzluk, buna benzer bazı haberler de yoğunluk kazanmaya başladı. Yani Mazlum Kobani’de dâhil sözde lider kadrosundan birkaç kişiyi tasfiye ya da pasifize edebilir ama sonuçta ABD’nin kafasındaki yapı Türkiye’nin coğrafi bütünlüğüne tehdit olacaktır. ABD yine buna bütçe tahsis edecektir. Çünkü Adalet Bakanlığı’nın kaydettiği PYD/YPG ile ilgisi yok diyecektir...”
Özetle; PKK ile PYD/YPG arasındaki organik bağı ABD’nin kayda düşmesi yeni değil, bilinen gerçeğin bir kez daha yinelenmesi...Yani; farklı algı yaratma, aldatma ve uyutma odaklı kirli tezgaha devam...