Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail ordusunun saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi’nde “güvenli bir yer yok, insanlar sanki ölümü bekliyor gibi” diye uyarırken ABD ise utanmadan hala ateşkes müzakerelerinde herhangi bir “çöküntü” olmadığını, aksine tarafların belirli bir ilerleme kaydettiğini söylüyor… Taş üstünde taş kalmayan, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 40 binin üzerinde masum insanın katledildiği, İsrail ordusunun tahliye emri verdiği ve saldırmaya hazırlandığı, bazı bölgelerde BM faaliyetlerinin de askıya alındığı bir yerde hangi ilerlemeden söz ediyorlarsa... Dolayısıyla bu insanlık ayıbına Netanyahu gibi bir katile arka çıkarak, cesaretlendiren başta ABD, Batılı ülkeler de ortaklar. Her ne kadar arada bir Gazze’de yaptıklarından dolayı Netanyahu’yu sanki eleştiriyormuş havası takınsalar da hepsinin elleri kanlı. Bundan da hiç pişmanlık duymuyor, aksine Netanyahu’nun kendi koltuğunu korumak uğruna savaşı bölgeye yayma şuursuzluğuna dahi arka çıkıyorlar... İsrail’e kol kanat germek adına dünyaya posta koyuyorlar. Doğrudan taraf pozisyonuna geçiyorlar... 

Haberin Devamı

***

Bölge savaşı denildiğinde ise vekiller arası süregelen bir sıcak temas hep var zaten. İsrail ile İran’ın Hizbullah, Haşdi Şabi, Husiler gibi aparatları arasında karşılıklı saldırılar aleni ve sıkça yineleniyor. Tırmandırılan gerilimin, tantananın nedeni de aslında çok basit... Büyük bir savaş endişesiyle, Gazze meselesini dikkatlerden kaçırmak. Netanyahu’nun Gazze’de yaptığı ve hala devam eden katliamı, uluslararası yardım görevlilerini dahi vurduğunu unutturmaya çalışmak. Onun için de İsrail sürekli İran’ı tetikliyor, bilerek isteyerek gerilimi tırmandırarak bu havayı kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Olay, bölgeyi yakacak bir savaş tehdidi ne kadar büyürse, Gazze’deki insanlık adına utanç verici görüntülerle kimse ilgilenmez, hiçbir ülke dönüp bakmaz, kendisine yönelik tepki azalır diye... Nitekim son zamanlarda konuşulanlar İran’ın olası misillemesi ya da Lübnan odaklı İsrail-Hizbullah çatışmalarına kurgulu hep... Onlar da şimdilik Gazze’deki gerçek savaş görüntülerinden ziyade animasyon çatışmaları şeklinde gerçekleşiyor… Ve de sanki danışıklı dövüş algısıyla… Tıpkı nisan ayında İran’ın İsrail’e gönderdiği ve 7-8 saat havada kalan, neredeyse tamamı da imha edilen füzeler gibi... Ki ABD ile İran arasında misillemenin nereye olacağı konusunda pazarlık yapıldığı iddiaları da vardı malum. 

Haberin Devamı

***

Şimdide İsrail 100 uçakla engelleyici harekât yaptığını söylüyor. Bu durumda da İsrail bu saldırıyı kendi imkanları veya ABD’nin katkılarıyla mı istihbar etti yoksa yine bir örtülü anlaşma mı söz konusu sorusu akla geliyor elbette. Yine ABD’nin de devrede olduğu kirli bir tezgah daha yani… Zira her iki taraf da şöyle yaptık, böyle imha ettik, stratejik hedefleri vurduk diyor. Hizbullah’ın 340 füzesi, pek çok dronu, İsrail’in 100 uçaklı saldırısından söz ediliyor ama her iki taraftan da yansıyan ciddi bir hasar görüntüsü yok. Ya saklıyorlar ya da atıyorlar. Çünkü olan görüntüler daha çok füzelerin ve uçakların seyri üzerine kurgulu animasyon şeklinde. Özellikle de tünellerdeki füze rampaları, roketler  ya da üslerden uçakların peş peşe kalkışları gibi eski bazı görüntüler eklenip zenginleştirilerek... Nitekim bu animasyon savaşlarıyla ilgili askeri uzmanların yorumları da şöyle: 

Haberin Devamı

Hizbullah bundan bir ay önce İsrail’e etkili saldırılar yaptı. Alçak irtifadan seyir füzeleri göndererek İsrail’in bazı askeri üslerini vurdu, fotoğraflarını da gördük. İsrail’in en çok çekindiği sızma tarzı eylemler de yaptı. Nedense şimdi bu etkili seçenekleri kullanmadı. 100 tane İsrail uçağına karşı hava savunma silahlarını da kullanmadı. Kaldı ki 100 uçaklı saldırı da İsrail’in zayıflığı aslında. Doğruysa bu sayı 100 uçak Hizbullah’ın hiçbir mevzisini sökemedi!.. 

***

Yani Hizbullah-İsrail geriliminde Nasrallah ile Netanyahu’nun açıklamalarına bakıldığında her ikisi de benzer şeyler söylüyorlar aslında. Her iki taraf da şurayı vurduk, burayı yok ettik intikamımızı aldık, canımızı yakmaya devam ederseniz gördüğünüz gibi bedeli ağır olur diyor, ardından da birbirlerinin söylediklerini yalanlıyorlar… Saha gerçekleri de daha çok her ikisinin de yalanlama bölümünü doğruluyor… Dolayısıyla buna nisan ayındaki ABD-İsrail-İran Kirli oyunlarının Hizbullah ayaklı bir başka versiyonu da denilebilir… Bu karmaşık ortamda da kaybeden Filistin halkı oluyor. Gazze’den sonraşimdi de Batı Şeria malesef...