Türkiye ile ABD’nin mutabık kaldığı yol haritası uyarınca, Menbiç’te ortak devriye dönemi nihayet başladı. Daha doğrusu, Fırat’ın doğusuna başlayan topçu atışlarıyla Türkiye’nin kararlılığını gören ABD, bu adımı atmak zorunda kaldı. Tabii bunda Kaşıkçı cinayeti ve sonrasında yaşanan gelişmelerin de payı var. Çünkü Türkiye’nin elindeki kozlar nedeniyle hem YPG’ye maddi destek sağlayan Suudi Arabistan hem de her ikisine hamilik yapan ABD açısından sıkıntı söz konusu. Ancak tüm bunlara rağmen Menbiç merkezindeki YPG’lilerin ABD’nin kendilerine verdiği ağır silahları teslim ederek, bölgeden çekilmeleri konusu ise hâlâ flu. Yani ABD hâlâ samimi değil. Özellikle de Fırat’ın doğusuna yönelik niyeti düşünüldüğünde. Dolayısıyla da şimdilerde Menbiç’te birlikte devriye görevi yapan Türk ve ABD askerlerinin Fırat’ın doğusunda karşı karşıya gelme olasılığı var. Ki Fırat’ın doğusundaki ABD askerlerinin kuzeye, Türkiye sınırına yönlendirildiğine dönük bilgiler de geliyor... Açıkçası, ABD YPG/PKK’ye desteğe alenen devam ediyor. Hem de Türkiye’nin olası bir harekâtında teröristlere kalkan olma pahasına... Peki, bu durumda Türkiye ne yapacak ya da yapmalı? Soruya eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin yanıt veriyor:
“Türkiye’nin PYD’yi o bölgeden atma gücü var mı? Var ama mevcut şartlar buna müsaade etmiyor. Çünkü kapsamlı bir kara harekâtı yaptığınız zaman gereken hava desteğinde sorun olur. ABD hava sahasını kapatabilir. Nitekim Zeytin Dalı Harekâtı’nda Ruslar hava sahasını kapattı ve bir süre harekât yapamadık. Onun için bu konulara dikkat etmemiz lazım. Ama şu olabilir. Türkiye Irak’ın kuzeyinde yaptığı gibi birlikler çıkartmak suretiyle, Kandil’de yaptığı şekilde, üs bölgeleri kurabilir. Ve bu tip yerler kazanılmak suretiyle Suriye sınırlarına yaklaşık 20-25 kilometre girebilir.
Fırat’ın doğusuna üsler mi?
Evet. Şu andaki PYD’nin bulunduğu yerlere, yani Fırat’ın doğusuyla Irak sınırı arasındaki bölgeye baktığınızda arazi düz gibi görünse de belli yerlerde yükseltiler var. Oraları ele geçirilir. Üsler kurar, bölgeyi kontrol altına alır. Zaten batısında Afrin’de ve El Bab’da kontrol altına alınmış durumda. İdlib’de de etkili. Orada da ben sınırımda bir terör devleti, PKK tehdidi istemiyorum, onun için belli yerlerde hakim noktalara girerim buralardan 15-20 kilometrelik derinlikte bir tampon bölge yaratırım, dolayısıyla sızmaları kontrol ederim, yarın bir gün bir şey olursa da tepelerine binerim diye bir konsept geliştirebilir.
Nasıl?
Türkiye meşru müdafaa hakkı diyerek BM sözleşmesinin 51. maddesi gereğince meşru müdafaa hakkını kullanabilir. Bana karşı oluşacak bir taarruzu önlemek için buralarda üs bölgeleri kuruyorum diyebilir. Aynısını Irak’ta Hakurk’tan itibaren yapıyor. Birlik gönderiyor, yol yapıyor, üs bölgesi tesis ediyor. Ondan sonra tekrar ileriye çıkıyor, tekrar üs bölgesi oluşturuyor. Suriye’nin kuzeyinde de bunu yapabilir, kritik noktalarda.
ABD buna ne der?
Türkiye’yi kaybetmemek için büyük ihtimalle ABD buna çok fazla bir şey söylemeyecektir. Ha PYD/PKK buna karşı çıkabilir ama ABD de bir şekilde onları ikna edecektir.
Böyle bir hamle mümkün yani?
Mümkün. Mevcut şartlarda reel politikaya uygun hareket edip olabileni yapmak lazım. Yeni bir konsept yaratırsak, önümüzdeki döneme de avantajlı girmiş oluruz. Dünyada şartlar hep böyle olmayacak ki. Trump’ın durumu da değişecek...