ABD Temsilciler Meclisi’nin 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanımlaması ve Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını öngören kararıyla Amerika’nın gerçek niyeti ve yüzü bir kez daha ortaya çıktı. Tabii Amerikan siyasi sistemini iyi bilen ve buna göre örgütlenen lobi kuruluşlarının yürütme ve yasama organlarını nasıl etkileyip dizayn etmeye çalıştıkları da...
Çünkü tasarılar hem Kongre tarihinde nadir rastlanan durumla yüksek bir kabul eşiğinde geçti hem de Türk dostu olarak bilinenler dahi destek verdi. Dolayısıyla da Temsilciler Meclisi üyelerine bire bir yakın markaj olduğu çok açık ve net. Buna yanlış bilgilendirme faaliyeti ya da yekten yönlendirme de diyebiliriz.
Nitekim benzerini S-400 krizinde de yaşamıştık. O zaman da şantaj dahil her türlü kirli yol denenmişti. Şimdi de yine Türkiye aleyhine böylesine alçak bir organize faaliyet durumu söz konusu. Bunda da daha öncekilerde olduğu gibi ABD’deki FETÖ’cülerin payı büyük. Nasılını Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski başsavcısı, emekli Albay Ahmet Zeki Üçok anlatıyor:
“15 Temmuz’dan önce bizim bütün lobi faaliyetlerimiz ABD’deki FETÖ ekibi tarafından yapılıyordu. Dolayısıyla, bunların özellikle senatörler ve Temsilciler Meclisi üyeleriyle çok sıkı ilişkileri var. Hatta 15 Temmuz’dan bir ay önce Fetullah Gülen 100 üyeli Senato’nun 80 üyesini Washington’un en lüks otellerinden birisinde eşleriyle beraber ağırlamıştı. Böyle bir gücü var yani böyle bir organizasyon oluşturmuş orada. Aynı zamanda birçok politikacıya, senatör olsun, Temsilciler Meclisi üyesi olsun, maddi destek verdiği de bilinen bir şey. Böyle bir yapı olduğu için buradaki karar alıcıları, milletvekilleri, senatörleri etkiliyorlar. Onları bizim aleyhimize yönlendiriyorlar. Hatta oradaki tüm Türkiye karşıtı lobilerin birleştiğini görüyoruz. Yani Ermeni, Yahudi, Kürt lobisi ve FETÖ’cüler ortak hareket ediyorlar...
Şer ittifakı var yani?
“Evet. Şu anda bütün bu lobiler arasında müthiş bir iletişim var. Birlikte toplantılar, görüşmeler yapılıyor. Bunları organize eden de FETÖ çünkü şu anda ABD’de en etkin ve en yaygın olan onlar. Dolayısıyla, Türkiye aleyhine çıkarılan bütün kararlarda etkili oluyorlardır. Senatörleri, milletvekillerini yönlendirerek orada üst düzey bürokratlarla ilişkilerini kullanarak Türkiye aleyhine olabilecek her türlü faaliyeti destekliyorlardır.”
CIA bu işin neresinde?
“CIA zaten FETÖ’nün arkasında. Onu kuran, Fetullah Gülen’i ABD’ye getiren, orada onu koruma altına alan, onun dünyanın 169 ülkesinde örgütlenmesini sağlayan kurum, her yerinde yani. Bence FETÖ’nün kendisi CIA... FETÖ diye yazılır, ABD diye okunur diyorduk. Şimdi FETÖ diye yazılır, CIA diye okunur diyeceğiz neredeyse. FETÖ’ye Ermeni lobisini, Kürt lobisini organize etme konusunda destek veriyordur, bunları bir araya getiriyordur. Bunlara kamuoyunu nasıl etkileyeceğine ilişkin taktikler veriyordur. Kendisinin kontrolünde olan basın yayın kuruluşlarıyla onların faaliyetlerini destekliyordur.”
ABD Fetullah’ı verir mi bu durumda?
“Kesinlikle vermez. Artık o safha geçti. Türkiye’ye iadesi diye bir şey şu anda söz konusu değil. Vermeden vazgeçtim, Türkiye aleyhine olabilecek her şeyde de onu kullanacaktır, kullanıyor da. Yani ABD suç örgütünü kullanıyor. Bu FETÖ gerçekten Türkiye aleyhine hür türlü faaliyeti yapan çok alçak, gerekirse Türkiye’nin aleyhi için Türkiye’nin en alçak düşmanlarıyla bir araya gelip onlarla ortak hareket edebilecek kadar da alçalmış bir örgüt...”