Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için varılan mutabakatın olabilirliği doğrudan FETÖ meselesiyle de bağlantılı bir durum. Bu bağlamda Türkiye’nin talebi de net:
Hakkında tutuklama kararı, davalar bulunan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ama şu anda Amerika’daki kişiler iade edilsin ve yargı önüne çıksın.
Yani ABD gerçekten samimiyse bu konuda artık somut adımlar atsın.
Dolayısıyla da “ABD Fetullah Gülen’i iade eder mi?” ya da “Ederse de sağ etmez” gibisinden tartışmalar yine gündemde. Tabii ağırlıklı olarak da ABD’nin kendisi açısından böylesine kullanışlı bir örgütten asla vazgeçmeyeceği noktasında. Örneğin, FETÖ’nün hedefindeki Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski başsavcısı, emekli Albay Ahmet Zeki Üçok şöyle diyor:
“ABD’nin bizimle anlaşmasının ve koordine grupları oluşturmasının çok da bu örgütü sarsacak bir netice vereceğini düşünmüyorum. Çünkü bu uluslararası bir örgüt ve ABD ya da ilgili istihbarat birimleri bütün dünyada kullandıkları bu kadar organize bir suç örgütünü asla ve kata feda etmezler. Kaldı ki böyle bir şey, kullandığı diğer örgütlere de kötü örnek olur. O yüzden de bizim kendi içimizde bu mücadeleyi sonuna kadar sürdürmemiz lazım yoksa başkasından bu mücadeleyi ABD bunları şöyle yapar, Almanya bunları iade eder falan... O işlere girersek çok yanılırız.”
Bu gerçeğe rağmen şu anda ülkede Cumhurbaşkanı’ndan başka tüm benliğiyle FETÖ’yle mücadele edenlerin sayısının bin kişiyi geçmeyeceğini savunan Üçok devam ediyor:
“İstanbul adliyesinde 40-50 tane savcı-hâkim arkadaşımız var, İzmir’de 20-30 tane, Ankara’da da ha keza öyle. Bir de bunlarla beraber çalışan kahraman polis çocuklarla, TSK’nın içerisinde adli müşavirliklerde görevli arkadaşlarımız var. Bunların haricinde etrafınıza baktığınızda FETÖ’yle kim mücadele ediyor? Bunları bir çıkarın bakalım FETÖ’yle mücadele eden kimseyi görecek misiniz etrafınızda...
Niye?
Çünkü bu kişiler; kamu kurum ve kuruluşlarındakiler olsun, yargıdakiler, siyasettekiler olsun, bunlar daha düne kadar mesai, ticaret arkadaşıydılar. Bu kişilerle kız aldılar verdiler. Böylesine girift ilişkilerin olduğu yerde hiçbir kamu kurum ve kuruluşundaki personel ya da böyle yerlerdeki çalışan insanlar hep görmezden gelir. O yüzden bu FETÖ’yle ilgili mücadelede şimdi geldiğimiz noktada gariban emekliler, askeri öğrenciler falan düzeyine indirildi. Halbuki öyle değil bu, FETÖ’yle mücadele sınırlı kişilerin üzerinde kaldığı için o kadar etkili bir şekilde yürütülemiyor. Yani topyekûn bir mücadele görmüyoruz. Çünkü söylediğim ilişkiler nedeniyle geçmişinden insanlar kopamıyor ki ne dersen de...”
Peki ya iddia edildiği gibi Gülen’i sağ bırakmazlarsa?
“Fetullah Gülen ölse de hiçbir şey olmaz. Ölürse yerine getirirler Metö, Ahmet, Hasan neyse birisini koyarlar çünkü bu kişiyle bağlantılı örgüt değil ki. 169 ülkede bu kadar büyük bir organizasyonu bu dünyada kurabilecek kimler var, ona bakmak lazım. Okullar açacaksın, STK’lar kuracaksın, ticaret faaliyeti yapacaksın, yüz milyarlarca dolarlık sermayeye hükmedeceksin, böylesine bir organizasyonu kim kurabilir bu dünyada?..”