Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünya genelinde koronavirüse karşı amansız bir mücadele sürerken, “Koronavirüs sonrası bizleri nasıl bir dünya bekliyor?” sorusu da siyaset, toplum ve ekonomi bilimciler tarafından tartışılmaya devam ediyor. Bu bağlamda da yeni bir dünya düzenine geçileceğini düşünenlerin sayısı bir hayli fazla. Yani sadece karı düşünen, insanlığı sömüren değil daha bir insani bakışı içeren, toplum ve halk çıkarlarını ön plana alan bir sistem öngörülüyor. Dolayısıyla aslında buna temenni demek daha doğru çünkü bu doğrudan yaşananlardan ne kadar ders alındığıyla bağlantılı bir durum. O noktada da dünyanın karnesi oldukça zayıf. Örneğin en son bir asır önce İspanyol Gribi ile küresel ölçekte böylesine büyük bir salgın ile karşı karşıya kalan insanlık, o döneme göre her açıdan çok daha gelişmiş ve güçlü olmasına rağmen bugün büyük sıkıntılar yaşıyor. O nedenle de süper güçler dâhil tüm ülkelere, yönetimlere olan güven sorunu ortaya çıktı. Tabii bununla beraber psikolojik yıkıntı ve sistem değişikliği beklentileri de… Gelinen bu durumu ve Koronavirüs sonrası dünyadaki olası gelişmeleri MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, değerlendiriyor:

Haberin Devamı

“Şüphesiz toplumlar ders alınmasını bekliyor. Bu ders alma sonrası meseleye bir kamusal bakış, insani bakış, bir sosyal devlet yönetim anlayışının ortaya çıkacağı konusunda iyimser bakışlar var ve doğal olarak da yaşanmakta olanlar böylesi bir gelişmenin ortaya çıkacağı konusunda bir toplumsal baskının olacağını gösteriyor ama ben bunun çok iyimser bir bakış olduğunu düşünüyorum. İnsanlık bakışına rağmen, toplumsal baskıya rağmen içinde bulunduğumuz sistemin, böyle özellikle kapitalist sistemin vahşi kar amacına dayanan bir finans sisteminin birden değişeceği ve toplumsal yarara yönelen çalışmaları ortaya çıkaracağı gibi bir beklentiyi ben çok erken buluyorum.”

Niye?

“Fikirler güzel, böylesi bir baskı unsuru yaratır belki de siyasetleri etkiler ama içinde yaşadığımız sistem yani bu koronavirüsü ortaya çıkaran ve böylesine hazırlıksız bir ortamı yaratan sistem, bu kapitalist sistem, küresel finans, neo liberal düşüncelerin ortaya çıkardığı yönetim anlayışları gibi şartların hemen birden sosyal amaçlı bir düzen kurma konusunda çıkarlarından vazgeçebileceklerini sanmıyorum. Sadece kapitalizmin her zaman yaptığı gibi kendini tamir etme, tekrar küresel hâkimiyetini devam ettirme, ülkeler üzerindeki finans baskısının kontrolü için sosyal amaçlı bazı düzenlemelerle yeni paylaşım sistemleriyle yine durumlarını koruma meselesinin öncelik kazanacağını düşünüyorum.”

Haberin Devamı

Ders çıkarma söylemde kalır yani?

“Tam söylemde kalır demeyelim çünkü bundan ciddi bir toplumsal bilinçlenme var. Toplumsal farkındalık çok önemli ama bu toplumsal farkındalık siyaseti ne kadar etkileyebilir, siyaset kurumları da bu farkındalık karşısında ne kadar bu yenidünya düzenine, beklenilen dünya düzenine uyum sağlayabilirler, bunun hazırlıklarını yapabilirler meselesi var. Böylesine bir farkındalık içerisinde belki de gelişmiş ülkelerde, gelişmiş demokrasilerde yeni kurumsal yapılar ortaya çıkarma, faşist, otoriter gelişmelere karşı yeniden bir sosyal demokrasiye veya sosyal amaçlı siyasal gelişmelere, çevreci gelişmelere yöneliş olabilir. Ama bunun hızı ne kadar olur meselesi bende bazı şüpheler yaratıyor çünkü içinde bulunduğumuz sistem maalesef böylesi değişimi çok kolay bırakabilir gibi gelmiyor bana.”

Haberin Devamı

Mevcut kapitalist sistemin durumu küçük revizyonlarla geçiştirmeye çalışacağını savunan Öneş, devam ediyor:

“En çok kaygılandıran olay ABD gibi bir süper gücü yöneten Trump’un ve yandaşlarının şu ortamda dahi 50 bini geçen Amerikan vatandaşının ölümüne ve kovid-19’un hızla yayılmasına rağmen hala Çin ile olan savaşını şekillendirmeye başlaması. Böyle bir arayış korkunç bir sorunu ortaya çıkarır.”

Ne gibi?

“Çin-ABD kutuplaşması zaten vardı. ABD’nin kaybettiği gücü yeniden kazanabilme arayışları vardı. Yeni şekillendirmeler içerisinde bu kovid-19’la birlikte bu arayışların değişmediğini görüyoruz. Hatta Kovid -19’u fırsat bilerek, bunun Çin tarafından dünya kamuoyunun zamanında bilgilendirilmediği, sınırlarının zamanında kapatılmadığı ve de laboratuvarlarında üretildiği gibi gerçeğe dayanmayan ya da ispatı şu anda mümkün olmayan suçlamalarla bu savaşı, ekonomik savaşı veya muhtemel savaşları hala körüklemekte oluşu biraz kaygı verici dünya için.”

Sıcak gelişmeler olabilir anlamında mı?

“Tabii bakın şimdi Çin-ABD arasındaki bir soğuk savaş dönemi bir ticaret savaşları döneminin çok güçlü işaretleri görülürken Ortadoğu politikalarında bir değişme yok. Hatta bu koronavirüs kullanılarak dahi Ortadoğu’da Suriye’de olsun, Irak’ta olsun, İran’a karşı çalışmalarda olsun küresel siyasetlerde özellikle ABD politikalarında pek farklılık, bir duyarlılık gözükmüyor...”