Kuzey Kore’nin hidrojen bombasına sahip olması dünya ülkeleri için “sürpriz”, bunun istihbaratını alamayan CIA için ise “şok” oldu. Tabii bu arada da Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’u durduramayan ABD Başkanı Trump, Güney Kore ve Japonya’ya milyarlarca dolarlık yüksek teknoloji silah satışını duyurdu. Yani “Gerilim çıkar, bölgedeki ülkeleri silahlandır” tezi bir kez daha vizyona girdi. Ve de sevinen ABD’deki ‘silah baronları” oldu. Tıpkı yakın zamandaki Katar krizinde olduğu gibi. Orada da fitili Trump ateşlemiş, ancak daha sonra hem Katar’a hem de Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne milyarlarca dolarlık silah satışıyla iş tatlıya(!) bağlanmıştı. Dolayısıyla Kuzey Kore’nin füze sevdası her ne kadar çılgınlık ya da Batı’ya meydan okuma olarak görülse de, hem Trump hem de CIA odaklı ucu açık ve oldukça da tartışmalı bir durum söz konusu. Örneğin dün konuştuğum emekli tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu’nun öngörüsü şöyleydi:
“ABD’nin istihbarat bütçesi 80 milyar dolar, bu Rusya’nın yıllık savunma harcaması neredeyse. Bu kadar bütçesi ve güçlü istihbarat ağı olan bir ülke nasıl oluyor da hidrojen bombası üretiminden haberi yok? Hadi patlamasını anladık da üretimden hiç mi haberi olmamış? O zaman CIA için bir hezimet bu. Lağvetmesi lazım Trump’ın CIA’yı, yani tam bir başarısızlık söz konusu yok değilse bu artık akıllıca planlı bir gerginlik oluyor.”
Niyesi de şuydu:
“ABD bu planlı gerginlikle Güney Kore’ye milyarlarca dolarlık silah satışı yaptı. Şimdi de Japonya’ya, Filipinler’e ve çevre ülkelere satacak. Oralardaki asker ve füze sayısı da artacak. Tabii bu, ABD’nin asıl kaygısı olan Çin’i sınırlandırmaya ve kuşatmaya sebep olacak. Çin’in gücünün sınırlandırılması için ABD her yerde bulunama-yacağına göre maşayla iş yapmak durumunda. Maşa kim? Japonya, Güney Kore, Filipinler... Onlara ne kadar fazla silah, asker yığarsa, oradaki denizde ne kadar ABD müttefikinin donanması gezerse, Çin üzerindeki caydırıcılıkları da o kadar artar. Ayrıca milyarlarca dolar para kazanacak ABD bundan. Para kazanınca Trump zamanında ekonomi iyiydi diyecekler mesela.”
ABD’nin savaş çarkı
ABD’nin aynı yöntemi Ortadoğu’da uyguladığını, dahası, emekli Amerikan askerlerinden oluşan özel askeri güvenlik şirketlerinin de bunu körüklediğini belirten Babüroğlu devam ediyor:
“ABD’de 100’den fazla böyle şirket var. Bunlar ağzını açmış aman bir yerde iç karışıklık, savaş çıksın da para kazanalım diye bekliyorlar. Irak ve Suriye de bunlar için bulunmaz bir nimet. Şu anda sağda solda silah satıyorlardır. Bir de savaşıyorlar.”
Nasıl savaşıyorlar?
“Bunlar ABD’ye bağlı ön cephede savaşıyorlar. ABD üniformalı askerlerini sokmak istemiyor. Çünkü, kendi toprağına cenaze gitmesinden çekiniyor. Şu anda danışman görünen, YPG/PKK’yı eğitenlerin yüzde 90’ı özel kuvvetlerden emekli olmuş subay, astsubaylar. Böyle bir savaşçının ABD’ye yıllık maliyeti 300 bin dolar, üniformalı askerin ise 50 bin dolar ama Pentagon kamuoyunun asker cenazelerine tepkisinden çekindiği için 300 bin dolar ödemeyi yeğliyor.”
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024