Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saadet Partili Oğuzhan Asiltürk’ü ziyareti hem mevcut ittifakların geleceğini hem de 3. ittifak tartışmaları ve hesaplarını alevlendirdi. Özellikle de CHP cenahını. Bu bağlamda CHP’nin son Parti Meclisi’nde bazı PM üyelerinin orta vadede Millet İttifakı’nı bekleyen riskler olduğuna dikkat çekerek, “Partinin A, B ve C senaryolarının çalışması gerekiyor” çıkışı ve bunlara karşı Kılıçdaroğlu’nun “Orada hiçbir sorun yok. Millet İttifakı’na yönelik bozma çabaları var. İttifakla birlikte iktidar olacağız” yanıtı da malum. Yani gemideki mürettebatın bir kısmında mevcut rotanın yanlış olduğu ve sıkıntı yaratacağına dönük endişeler var ama kaptan rotanın doğruluğu konusunda emin ve kararlı. Dolayısıyla da siyasi havadaki olası değişiklikler ya da gelgitlerle bu tartışmanın ivmesinin hareketleneceği açık. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun daha çok var olan ya da olası siyasi, ortaklara, “dostlara” endeksli iktidar yolu haritası uzunca bir süredir bazı partililerce tartışılan eleştirilen bir konu. Dün bu durumu 37. Olağan Kurultay’da genel başkanlığa talip olan Mersin eski Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı ile konuştum. Kılıçdaroğlu’nun teklifiyle Parti İçi Eğitim Sorumlusu görevine geri dönen Atıcı’ya öncelikle de sorum ittifaklardaki olası gelişmeler ve buna karşı CHP’nin bir “B planı” olup olmadığıydı. Yanıt da şuydu:
“Şimdi biz yüzde 25 civarında oya sahibiz. 10-11 puan İYİ Parti’nin oyu olduğunu varsayarsak, HDP’nin de bir o kadar oyu olduğunu ve bizimle ittifak yapmadan seçmen bazında bizi destekleyeceğini varsayarsak, bile 45 yapıyoruz. Fakat HDP diyor ki ‘Artık açık açık ittifaka varsan gel.’ İYİ parti de diyor ki ‘HDP varsa ben yokum.’ Şimdi biz HDP’den vazgeçsek 35 yaparız, İYİ Parti’den vazgeçsek yine 35 yapar. Yani CHP’nin böyle bir açmazı çıktı; ne tarafa dönse, öbür tarafı kaybediyor. SP de ‘Bak Türkiye’yi AKP yönetiyor ama esas yöneten MHP’dir. Benim de oyum küçük ama etkim büyük, o yüzden ben de artık AKP’nin nimetlerinden yararlanmak istiyorum’ diyebilir ve bunu yavaş yavaş söylemeye başlıyor. Bu durumda CHP’nin bir B planının olduğunu ben duymadım. Peki, ne yapmak lazım?”
Parti okulunda hep sorun odaklı değil çözüm odaklı düşünmeyi öğrettiklerini ve buna dönük tartıştıklarını belirten Atıcı devam ediyor:
“Sorun zaten belli. CHP’nin acilen öz gücüne sahip çıkması ve özüne dönmesi gerekiyor. Bu İYİ Parti’yi reddetsin, HDP’yi reddetsin anlamında değil. Bütün partilerden bağımsız bir A planı olmalı. Bu nedir? Öz gücümüz, CHP’nin öz gücünü göstereceği projelerdir. Bunlardan bir tanesi devam eden sokak örgütlenmesi projesidir. İkincisi de bunu yeni başlatıyoruz, CHP’ye adanmış kadrolar yetiştirme ile söylem ve eylem birliği geliştirme projesidir. Bunlar olursa, bizim oyumuz yüzde 40’ın altına düşmez. Orta vadede hemen bugünden yarına değil; o yüzden A planımız, öz gücümüz olmalı. Yani biz yüzde 25 oyumuzla baş başa kalma ihtimalini göz önüne alarak öz gücümüzle iş yapar, oyumuzu yüzde 35 bandına taşırsak, bir de bunun üzerine ittifak yaparsak, ne âlâ. Eğer yapmazsan, 35 bandını aşan bir CHP kesinlikle iktidar ortağıdır. Oyu da AKP’den alacaktır. Çünkü eğer bir uzlaşı yoksa HDP’den, İYİ Parti’den, SP’den bize oy gelmez. Onların seçmeni kararsız değil, tam tersi, çok kararlıdır. Ama kararsız seçmenin tamamı AKP’dedir. Yani elin değneğiyle yürümememiz lazım. Değneği atıp, dimdik yürüyeceğiz. CHP’nin yapması gereken şey bu bence.”
CHP’yi yönetenler “ittifakla iktidarda” ısrarcı ama?
“Şu an için başka çaresi yok çünkü CHP A planına oturtmuş Millet İttifakı’nı. Ama Millet İttifakı’nın önemli bir bileşeni SP kaydı, oyu az olabilir ama moral desteği yüksektir. SP’nin kaydığını görünce insanların morali bozulabilir. Yarın İYİ Parti’nin kaymayacağını kimse söyleyemez. Ciddi bir doku uyuşmazlığımız zaten var. Kemal Bey’in, Meral Akşener’in bilgeliği, her ikisinin de olgun tavırları sayesinde bugüne kadar İYİ Parti’yle ittifak yürüdü gitti. Bozulursa ne olacak? Ne yapacaksın? Dolayısıyla, bu ancak B planı olur, sen A planını kurgula. O da tek başına iktidar olmaktır. Zor olduğunu biliyorum ama bu iddiadan vazgeçmemektir, önemlidir. Bakın, biz 70 yıldır genel seçimlerde yeniliyoruz, mağlup oluyoruz. Bir tek gün tek başımıza iktidarımız yok. Ama biz ne zaman gerçekten yeniliriz biliyor musunuz? Yenilgiyi kabul edip biz tek başımıza iktidar olamayacağız bari ittifakla olalım mantığını içselleştirirsek. O yüzden bu söylemleri ben tehlikeli bulurum.”
CHP’nin A planı ittifak değil öz gücü olmalı yani?
“CHP’nin A planı şu anda ittifak görünüyor, bunu değiştirmeli. A planı kendi öz gücü olmalı, B planı ittifak olmalı. Yani kendi öz gücünle olamazsan, ittifakı da bir yandan paralel olarak götürmen lazım ama esas kendi öz gücümdür diyebilmeli, tabanına bunu vermeli. Yoksa taban atalete giriyor, bu durumda nasılsa İYİ Parti var, ittifak var, biz çalışmasak da olur diye. Herkes eline kâğıdı kalemi almış, 10 puan oradan gelir hesabı yapıyor. Arkadaş, siyasette iki artı iki bazen beş, bazen üç eder. Siyaset böyle bir şey. O yüzden, hesap etmek yerine sahaya inmek lazım. ‘Ben seçildim, genel başkanım, PM’yim, A planım ittifaktır’ diye ısrar edilirse, bu ittifakın bozulma ihtimaline karşılık yani biz bozmasak bile karşı taraf bozabilir, hiç olmazsa B planı geliştirip, kendi öz gücümüzü de bir yandan sürekli dinamik ve sahada tutmalı...”