CHP’de kurultay öncesinde Kılıçdaroğlu uzunca bir zamandır pek fazla tanık olmadığımız kadar partiye hâkim, hatta tek ses görüntüsü veriyor. Evet, CHP eski milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı kurultayda Kılıçdaroğlu’na karşı aday adaylığını açıkladı ve onun dışında da konuşulan çok sayıda isim var ama öngörüler zaten kurultayın sonucunun malum olduğu şeklinde. Yani her ne kadar parti içi muhalefetten tepkiler, eleştiriler gelse, rakipler çıksa da Kılıçdaroğlu’nun koltuğu garanti. Özellikle de mevcut delege yapısı dikkate alındığında. Dolayısıyla da merak edilenlerin başında daha çok parti vitrininde değişiklik olup olmayacağı var. Hele de Kılıçdaroğlu’nun bugüne dek hemen her kurultayda ya da başarısızlığa karşı tepkilerin yoğunlaştığı dönemlerde çevresindeki isimleri yenileyerek gerginliği geçiştirme ritüeli bilinirken. O nedenle de bunun yinelenip, yinelenmeyeceği sorusunun yanıtı anlamlı. Çünkü bu kez yenilenmemesi değişiklik olacak, bu da parti içi muhalefetin hedefindeki pek çok ismin ibra edilmesi anlamına da gelecek. Peki, bu olası mı? Bu konuyu ve partideki kronik genel başkanlık tartışmalarını dün CHP’nin önde gelen bazı isimleriyle konuştuk. Kesiştikleri ortak noktalar şunlardı:
“Kurultay demokratik olsun, herkes katılsın, adaylar çıksın deniliyor ama adayların önü daha mahalle seçimlerinde kesildi. Birçok mahalleye sandık konmadı, ilçe başkanları oturdu evinde, il kongre delegelerini yazdı. Onların eliyle yazdığı kongre delegeleri gitti kurultay delegelerini seçti. Dolayısıyla, böyle yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya bir tek adam hegemonyası söz konusu. Çünkü ilçe başkanları genel başkanı katıksız seçebilecek veya ne Parti Meclisi’ne ne de başka bir yere aday olmayacak isimleri seçtiler. Daha doğrusu, onlara oy verecek adamları seçtiler. Dolayısıyla, bu kurultayda CHP içerisinde Kemal Bey’in dışında kim güçlü olursa olsun, bu partiyi iktidara taşıyacak olsa dahi şu anda parti içerisinde aday olma şansı yok.”
Adaylık için gerekli 69 imzayı dahi bulamazlar anlamında mı?
“69 imza problem değil, 69 imza bulunur ama 69 imza işi çözmez ki. Kemal Bey’e de verdikleri imza sayısı 700’ü aşıyordu, ama Kemal Bey daha düşük oy alıyordu. Yani o önemli değil. Mesela, bakarsın 69’ar imza verdirip iki üç tane piyon aday da çıkarırlar. Onlar da seçime girerler, alırlar 15 tane oy. Ondan sonra derler ki ‘Bak, Genel Başkan ne kadar güçlü’. Yani demokrasicilik oyunu oynanabilir, çok müsait. Ya da çıkan isimler adaylık konuşması yaparlar, sonra da çekilirler, o da bir şov. Yani getirisi olmayan, kamuoyunda, parti içinde heyecan yaratmayan, CHP’yi bir adım öne götürmeyecek bir kurultay bu.”
Her şey bu kadar kontrol altındaysa neden ertelemekten çekiniliyor?
“Bu kadar garanti etmiş bir Genel Başkan’ın ve yönetimin kalkıp korona var diye alelacele bunun üzerine atlaması son derece yanlış. Rahat rahat erteleyebilirlerdi ama herhalde bir korku var ne de olsa. Bir de tabii bunda etken sadece Genel Başkan değil. Onun çevresinde kümelenen bir sürü adam var. Onlar Genel Başkan’ı bir an evvel kongremizi yapalım, temiz temiz kadromuzu çıkaralım, karışıklık olmasın diyerek ciddi şekilde de etkiliyorlar.”
Niye?
“Kemal Bey her zaman birilerini harcadı yenilerini getirdi, onlarla devam etti. Genel Başkan yardımcılıkları, Parti Meclisi’ndeki isimlere bakarsanız kadro sürekli değişti. Ha onu yapar mı bu dönem? Yapmaz çünkü etrafına yapışmış o kitle götürüyor bunu seçime ama eğer böyle bir şey yaparsa bu bizim için sürpriz olabilir. O zaman da belki partiye yeni bir heyecan gelir...”