İmralı’dan gelen silah bırakma çağrısını üzerine almayan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG, İsrail ile alenen hemhal vaziyette... Fırsat bu fırsat diyen İsrail Başbakanı Netanyahu, terör örgütü PKK/YPG’ye destek vereceklerini söylüyor... Buna anında cevap veren PKK/YPG terör örgütü elebaşı “Mazlum Kobani” ya da “Şahin Cilo” kod adlı Ferhat Abdi Şahin, “desteğinize açığız” diye, yardım dileniyor...
İsrail Dışişleri Bakanı Saar’ın terör örgütü PKK/YPG’nin siyasi elebaşlarından İlham Ahmed ile yaptığı telefon görüşmesi de aralarında birlikte hareket etme anlamında mutabakat olduğunu da çok net ortaya koymuş durumda... Bu aşağılık ilişkinin, gelişmelerin hiçbiri de şaşırtıcı değil. Geçmişten günümüze İsrail’in, MOSSAD’ın terör örgütü PKK’yla var olan kirli ilişkileri, ortaklığının bir başka versiyonu sadece... Zira terör örgütü PKK bugüne kadar yok olmadıysa bunun tek nedeni ABD ve İsrail’in teröristlere kol kanat germesi koruyup kollamaları… Dolayısıyla katil Netanyahu’nun sözleri ve terör örgütü PKK/YPG’nin elebaşından gelen “kullanıma açığız” cevabı olmakta olanının dışa vurumu aslında... Yoksa bugüne kadarki birlikteliklerini, alçaklıklarını ortaya koyan o kadar çok örnek var ki... Hem de bir zamanlar İsrail’in, sanki terörle mücadele ediyormuş gibi görünüp, hainliklerini ortaya koyan türden...
★ ★ ★
Mesela silah ve eğitimin yanı sıra istihbarat desteği de verilen PKK’nın MOSSAD tarafından nasıl yönlendirildiğini eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Em. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin,8. Kolordu Komutanlığı döneminde tanık olduğu şu örnekle (27 Aralık 2018 tarihli yazımız) anlatmıştı:
“İran’dan kalkıp Suriye’ye giden bir tren var. Elazığ-Diyarbakır’dan geçip Suriye’ye gidiyor. Bu trene Muş-Bingöl kırsalında 2007 Nisan’ında bir saldırı oldu. O bölge 8. Kolordu Komutanı olarak benim sorumluluğumda olduğu için, savcıyla birlikte olay yerine gittik. Kurulan pusudan özellikle iki tane vagon hedef alınmak suretiyle roketlerle saldırı yapılmıştı. Devrilen bu vagonlardan silah çıktı. Konşimentoya inşaat malzemesi olarak işlenen silahlar İran tarafından gönderiliyor, Suriye üzerinden Hizbullah’a gidiyordu. Bunu öğrenen İsrail istihbaratı da PKK’yı devreye sokmuştu. Yani MOSSAD söylüyor, PKK vuruyor.”
MOSSAD’ın istihbaratı ya da yönlendirmesiyle Türk askerine yönelik bir hainlik var mıdır? diye sorduğumda da Pekin’in verdiği yanıt da şuydu:
“Vardır, olabilir. 2006’dan sonra terör özellikle tırmandırıldı. Dağlıca saldırısı (Ekim 2007) mesela. Aktütün Karakolu’na yapılan saldırıdan da şüpheleniyorum. Her ikisinde çok şehit verdik. Bu konuda PKK’nın özellikle MOSSAD ile iş birliği yaptığını değerlendiriyorum. Ki istihbarat örgütleri birbirleri adına da iş yapabilirler. Yani çok rahattır; CIA ile MOSSAD birlikte çalışır, bu işi yapar ya da başka bir istihbarat örgütü MI6 beraber çalışır, bu işi yapar. Böyle bir çalışma yöntemleri var yani doğrudan o olmasa bile, dolaylı olarak da böyle yaptırabilirler.”
★ ★ ★
Yani Netanyahu’nun, İsrail’in terör örgütü PKK/YPG’ye bu sevdası yeni değil, uzun yıllardır süre gelen bir şeytan ortaklığı... Dolayısıyla, hani bir zamanlar Türkiye’nin PKK terörüne karşı verdiği mücadeleye İsrail’den teknik ve istihbari destek geldi falan deniliyordu ya onların da hepsi hikâye. Terör örgütü PKK çıktığı ya da çıkarıldığı andan itibaren CIA gibi MOSSAD ile de yakın temas halindeydi... Daha doğrusu terör örgütü onların kullanışlı aparatıydı hep... Bunlara rağmen Türkiye’nin kararlı mücadelesiyle gelinen noktada ortada... Terör örgütü PKK/YPG silah bıraksa da bırakmasa da Ankara’nın atacağı adımlar net... Terörle mücadele konusunda kesin surette taviz yok, verilmeyecek... İsrail’in karın ağrısının nedeni de bu zaten...