Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP’deki değişim tartışmaları, değişen lideriyle yerel seçim performansı ve 31 Mart sonrasında izlediği strateji etrafında ilerliyor. Bu bağlamda da CHP’nin söylem, strateji ve politikalarında kısmi bir değişim fark ediliyor. Özellikle de siyasette “normalleşme” ya da “yumuşama” diye adlandırılan süreçte arada bir gel-gitler olmasına rağmen geneldeki yaklaşımlarıyla...Yani CHP’de yıllardır dillendirilen ama değişmeyen değişim klasiğinde hafiften bir değişim var gibi... Tabii bu CHP içindeki partiye iktidar olma çekişmeleri kavgaları dışında... Çünkü her ne kadar uyum görüntüsü verse de CHP’de üç ayrı dinamik (Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş) ya da parti içi dengeler anlamında kritik bir üçgen var. Bir de siyaseti bırakmadığını söyleyen ve açtığı ofisiyle alternatif bir genel merkez havasındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun varlığını sürdürme, güçlenme beklentisi söz konusu. Koltuk, hırsı devam ediyor hatta daha da katlanmış gibi. Dolayısıyla hem bu üçgen hattındaki siyasi beklentilere dönük gel-gitler hem de Kılıçdaroğlu’nun olağan, “normal” diye tanımladığı ikili yemek buluşmaları ya da hamlelerine gelecek karşılıklı eski defter polemikleriyle CHP’deki uyum görüntülerinde istikrarı zorlayıcı dalgalanmalar, hareketlenmeler söz konusu...

Haberin Devamı

★ ★ ★

Eylül ayındaki tüzük kurultayı da CHP içerisindeki dengelerin yerinden oynayıp oynamayacağını ya da nasıl oynayacağını gösterebilecek kritik bir viraj. Taraflar kuracakları ittifaklarla nasıl bir güç sergileyeceklerine dönük hem taraftarlarına hem karşı tarafa hem de CHP’yi destekleyen güç odaklarına mesajlar verecekler. Bu bağlamda Kılıçdaroğlu da seçim döneminde sırtımdan hançerlendim dediği ve seçimin hemen ertesinde değişim bayrağını açan İmamoğlu dahil, kurultayda kendisine muhalif herkesle görüşmeye, daha doğrusu böyle bir görüntü vermeye çabalıyor... Herkesle görüşebilir olduğunu, Genel Başkanlık dönemindeki ağırlığını koruduğunu ve CHP için vazgeçilmezliğini göstermek adına... Çünkü hala kendi etrafında bulunanlar eğer Kılıçdaroğlu’nun tasfiye edileceğini ya da bu süreç içerisinde ağırlığını kaybedeceğini anlarlarsa Özel veya İmamoğlu’na yakın ilişkiler geliştirebilirler... Onun içinde ilginç gelişmeler yaşanıyor ama bunlar Kılıçdaroğlu adına bazı isimlerle hesaplaşma, kırgınlık kapandı değil sadece donduruldu anlamında. Bu arada Cumhurbaşkanlığı adaylık potasının an itibarıyla İmamoğlu, Yavaş ve Özel olarak gelişmesi, buradaki rekabeti de kaçınılmaz bir şekilde artırıyor. Özel, normalleşme sürecindeki her hamleyle Türk siyasetinde ana unsurlardan biri olurken, CHP içerisinde de sivrilen bir aktöre dönüşüyor... Bu da özellikle İmamoğlu açısından rahatsızlık ve yeni oyun kurma ya da pozisyon değişikliği anlamına geliyor... İmamoğlu ve Yavaş arasında açık edilmeyen ama derinlerde süregelen rekabet de kızışıyor. Tabii bir de bu rekabette şimdilerde pek öne çıkmayan ama CHP’nin tarihinden, kodlarından kaynaklanan ve eskilerden bu yana süregelen çekişmelere, hiziplere dönük bildik bir damar da var...

Haberin Devamı

★ ★ ★

Haberin Devamı

Dolayısıyla Özgür Özel’in Genel Başkan seçildiği kurultay sonrası artık kavgalar geride kaldı, birlik beraberlik dönemi diyen ve 31 Mart seçimlerinde gelen başarıyla özgüveni artan CHP’de “iktidar hesapları” pik yapmış durumda. Ama bu ülkeye değil yine partide iktidar olmaya yönelik... Biri “Kalk, o koltuk benim hakkım” inadında, diğeri “Değişimse gerekeni yaptım, başarıya koşuyoruz” iddiasında. Gözlerini ülkenin en tepe koltuğuna diken aktörler de benim önümü hangisi açar düşüncesiyle ikisi arasında tahterevalli siyaseti yapıyor. Yani hepsi birden “Omuz omuza verelim, biz nerede hata yaptık, halktan nasıl koptuk” deyip ortak çözüm üretmek yerine, bildik “Sen git, ben geleyim” ya da “ koltuk benim hakkım” mantığıyla hareket ediyorlar. Üstelik bunu her siyasi aktörün çevresindekiler de “kendi koltuklarını korumak” ya da garantilemek güdüsüyle körüklüyor. Yine partiden ziyade birbirlerini yemeye odaklı bireysel çıkarlar daha ön planda açıkçası... Tüm bunlarda gösteriyor ki; CHP değişse de değişmez!..