CHP’nin İstanbul, Ankara ve İzmir adayları henüz belli değil ama seçime dönük başarı olasılıkları her dakika tartışılan çok sayıda aday adayı var. Bu her seçim öncesinde her siyasi parti açısından olması gereken bir durum ancak yaratacağı sıkıntıları da göz ardı etmemek kaydıyla. Çünkü bu her ne kadar parti cenahınca aday zenginliği ya da en doğru isim arayışı olarak görülse de süre uzadıkça kararsızlık ve kafa karışıklığı olarak da algılanma riski söz konusu. Nitekim an itibarıyla örneğin İstanbul’da adaylık ibresi bir iki isim arasında gidip geliyor ama bu arada “Ana muhalefet partisi seçimin tarihi çok öncesinden belli olmasına rağmen bir türlü aday bulamadı” gibisinden eleştiriler de oluyor... Gerçekten bu eleştirilerde haklılık payı olabilir mi? Dün bu soruyu 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP (SHP ile birleşmemişti o tarihte) adayı olarak yarışa giren Ertuğrul Günay’a yönelttim. Yanıtı şuydu:
“Seçim olacağı 5 yıldan belli, İstanbul da Türkiye siyaseti için çok belirleyici önemli bir yer. Ben doğrusu ana muhalefet partisinin o mu olsun, bu mu olsun diye hâlâ beyin jimnastiği yapmasını yadırgıyorum. Bu köklü bir siyasi gelenek ve ülkenin ana muhalefet partisiyse, buradan iktidar gidecekse ana muhalefetin gelmesi doğaldır. O zaman ana muhalefetin en azından bir yıl önceden bir yol haritası çizmesi ya da ve bir adayı aşağı yukarı şekillendirmesi, kamuoyuna sunduğu zaman da ‘Hah, beklenen buydu’ dedirtmesi gerekirdi. Bunlar yapılmamış gözüküyor. Yani hâlâ el yordamıyla birtakım isimler üzerinde fikir jimnastiği yapıyor ki seçime üç ay kaldı, çıkacak adayın bir kere CHP içerisinde bir tartışma yaratmaması gerekiyor.”
Yani?
“CHP, kitlesini arkasına alabilmesi, onun dışında da iktidardan şikâyetçi olan, iktidara oy vermekle birlikte, ondan vazgeçmeye niyetli ama güvenecek, sığınacak bir liman arayan insanlara da güven telkin etmesi lazım. Yani kavgacı, gelecekte hem iktidarla hem geçmiş kadrolarla hır çıkaracak birisi değil İstanbul’u derleyecek toparlayacak, bu imar yanlışlıklarının üzerine gidecek ama İstanbul’un her toplum kesimiyle de uygar ilişkiler kuracak bir isim, bir kadro ortaya çıkarsa, bir heyecan toplumda yaratılırsa, bir şans var ama ben bunların uzağında, el yordamıyla bir arayış var gibi görüyorum ve kaygı duyuyorum sonuçta.”
Aday erken açıklanırsa yıpranır iddiaları da var?
“Kamuoyuna sunmasa bile kendisinin içselleştirmiş olması, diyebilir ki ben 100 gün önce adayımı açıklayacağım ama hâlâ böyle aranmaması lazım. Evet, Genel Başkan, MYK, bilir ama aşağı yukarı tahmin edilebilir. Şu anda bir öngörülmezlik var benim gördüğüm. Öngörülmezlik umarım bizim dışarıdan gördüğümüz gibi değildir. Umarım ciddi bir hazırlıkları vardır. Ciddi bir aday çevresinde toparlanmaları vardır. Temenni ederim ama dışarıdan henüz bir heyecan, bir umut verici çıkış olacakmış gibi çok gözükmüyor.”
Günay’ın CHP’nin yerel seçime dönük ittifak arayışlarıyla ilgili öngörüsü de şöyleydi:
“Bence böyle partilerin genel merkezlerinde oturarak ittifak yapmak çok sonuç alıcı değildir. İttifakı seçmen yaparsa, bir anlamı var. Yani ortaya çıkaracağınız aday farklı yerlerden oy alabilecek bir isimse kendiliğinden bu ittifaktan amaçladığınızı gerçekleştirmiş olursunuz. Ama ortaya çıkaracağınız isimler, bırakın başka partilerden oy almayı, sizin partinizde de tartışma yaratıyorsa, boşa çaba göstermiş olursunuz...”