MİLLİYET’in Anadolu sermayesinin gücü, azmi ve başarısını örnekleriyle ortaya koyduğu “Anadolu Kaplanları”nın güncel versiyonu sadece yeni ya da süregelen mucize iş insanlarını değil dünyada yaşanan teknolojik gelişime ülkenin her köşesindeki duyarlılığı ve küreselleşmedeki başarının boyutlarını da gösteriyor. Çünkü önce Adana, Bursa, bugün de Konya ve sonrasında diğer illerdeki göreceğimiz örneklerle ortaya çıkan fotoğrafa bakıldığında, Anadolu’nun her köşesinin çağa nasıl ayak uydurduğu ve gerçekten yeni kuşak, kaplanların da çeyrek asır öncesindekiler gibi bugün de gerçekten kabına sığmadığı, hatta eskileri solladığı da çok net ortada. Hele de dünya genelinde, küresel dev markalarda Korona salgını ve ekonomik durgunluğun olumsuz etkilerinin hissedildiği şu günler dikkate alındığında... Dolayısıyla hem biraz eskileri anımsamak, hem de bugünün kaplanlarını ve şartlarını daha iyi anlamak adına ilk günden itibaren bu dinamizmi bizzat yaşayan, gelişime yakından tanıklık edenleri dinlemekte yarar var. Anadolu’nun ilk kaplanlarından, eski milletvekili, bakan Cavit Çağlar ikinci kuşak kaplanları ve Bursa’yı anlatıyor:
“Bursa şu anda tekstilde Avrupa’nın ve dünyanın önemli merkezlerinden birisi otomotivde de büyük yol aldı. Tekstilde Bursa ve Türkiye rakip tanımıyor. Eskiden karşısında rekabet ettiği İtalya, Fransa vardı, modanın öncüleri oralarıydı. Bugün giyim olsun, kumaş olsun bunlardan geri değil zaman zaman önüne geçebilecek hale geldi üretimde... Yani Türkiye bu ligin önemli oyuncusu oldu. Hele şimdi Çin’deki bu korona hadisesinden sonra tekstilde Türkiye’nin dünya ticaretinden daha da büyük pay alacağını düşünüyorum. Çünkü bizim nesilden sonra gelen ikinci kuşak kaplanlar daha atak. Bir kere lisan olarak en az birkaç dil biliyorlar, tekstil sektöründe aşağı yukarı 170’in üzerinde ülkeye ihracat yapabiliyor Türkiye... Mesela bizim Yeşim tekstil şu anda dünyanın en önemli oyuncularından, Nike’ın ve birçok dünya markalarının en büyük üreticilerinden birisi. Dünya liginde oynuyor yani.”
Korona nedeniyle dünyada kriz yaşanırken Bursa fazla etkilenmedi anlamında mı?
“Evet, şu anda dünya ölçeğinde iyiyiz yani. Küreselleşme çok yaradı. Burada tabi yeni kuşak da çok etkili. Biz Şükrü beyle rahmetli dayımla beraber sıfırdan bir yere geldik, başımıza o deprem geldiği, yani bankamıza el konulduğu zaman fabrikalarımızda 25 binin üstünde insan çalışıyordu, 1998’deki cirom bir milyar doların üzerindeydi. Ama bizden sonra gelen kuşak çok daha iyi götürüyor şu anda işi. Mesela yeğenim Şenol Şankaya’nın başında olduğu Yeşim tekstilin Mısır’da, Moldava’da, Uşak’ta ve daha birçok yerde tesisleri var. Dünyanın hemen her yerinde Bursa üretimi mallar satılıyor şu anda... Şenol’un geçen seneki ihracatı 300 küsur milyon dolardır. Şu anda 2021 hedefi, bu korona işi olmasa 500 milyon dolarlık ihracat yapacak. Bunlar tekstilde büyük rakamlar, çünkü ufak rakamlarla satıyorsun, 10-15 dolara tişört ya da nevresim, eşofman satarak geliyorsun bir yere. Özetle piyasanın iyi oyuncusuyuz.”
Bugün Bursa’da yatırımlar için arsa bulma güçlüğü olduğunu belirten Çağlar, devam ediyor:
“Yer kalmadı. Artık Karacabey, Kemalpaşa tarafına gidecek sanayi yatırımları. En büyük sıkıntılardan biri de çalışacak düz işçi bulmak. Çünkü adam geliyor sende çalışıyor bir sene iki sene sonra çıkıyor kendine bir atölye kuruyor, gidiyor. Dolayısıyla müteşebbis insanların yoğun olduğu da bir yer oldu.”
Bursa hak ettiği yerde denilebilir mi?
“Bursa bizim zamanımızda çok büyüdü. 20-25 sene evvel çok ciddi atılımlar yaptık. Şu anda Bursa’nın tekrar silkelenip, teknoloji sektörüne girmesi, ona dönmesi lazım artık, çünkü diğerleri oturdu. Dünyaya bakıyorsun, büyük paralar teknoloji sektöründe kazanılıyor... Bizde de yeni nesil buna yatkın, çok başarılı... Ona yönelmeli bana göre Bursa. Bu bilgi çağına yönelik hareket edilirse Türkiye’nin şimdiki 170-180 milyar dolarlık ihracatı beş on sene sonra 500 milyar dolara çıkar. O kapasite Türkiye’de var artık.”
Bursa teknoloji üssü mü olmalı?
“Evet. Bence Bursa’nın bir teknoloji üssü olması lazım. Buna müsait. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın da desteklediği Gemlik’te kurulan fabrika çok önemli. Hibrit araba üretilecek, bu bir atılımdır. Bunun yan sanayileri de kurulacak. Bursa artık hiç kabına sığmaz, sığmamalı da...”
Peki ya Cavit Çağlar, o şimdi ne yapıyor, Bursa’dan tamamen koptu mu?
“Ben her şeyimi orada buldum, eşimi Bursa’da buldum, çocuklarım Bursa’da doğdu, fabrikalarım Bursa’da oldu. Bursaspor kulübünün başkanlığını, yöneticiliğini yaptım, Bursa’dan üç dönem milletvekili oldum, bakan oldum. Her şeyim orada benim. Bursa benim sevdam yani. Başımdan bir sürü hadiseler geçti, hepsinden aklandım. Şimdi uzun zamandır İstanbul’da yaşıyorum ama her hafta Bursa’ya giderim evim, barkım orada her şeyim orada. Kendimi iş hayatından çektim bir gazete var Bursa’da onunla ilgileniyorum, burada bir televizyon olayımız var onu biraz hayata geçireceğiz. Yeşim tekstili tamamen yeğenime devrettim, o götürüyor. Oğlum Mustafa ile ikimiz İstanbul’dayız, daha çok savunma sanayine dönük bir takım hazırlıklar yapıyoruz. Oteller var. Büyük inşaatlarımız var Bursa’da Yeşil Şehir’i yaptık aşağı yukarı 15 bin konut oldu, şu anda 100 bin kişi yaşıyor orada. Ve daha çok yerimiz var...”