Mehmetçik’e direne-meyeceğini anlayınca Afrin’deki PKK’lıların tüymesi ilk değil. Hatta geçmişte fazlasıyla da yaşanan bir gerçeklik. Örneğin, tarih 22 Mart 1995... Kuzey Irak’taki PKK kamplarına yönelik, 21 Mart’ta 35 bin askerle o güne kadarki en kapsamlı Çelik Harekâtı’nı başlatan TSK havadan terör kamplarını vuruyor. Karadan da Irak’ta 40 kilometre derinliğe ulaşan “komandolar” 3 bin teröristi çembere alıyor. Ve yaşanan ilk sıcak temasta 200 terörist etkisiz hale getiriliyor. Hemen ardından da ABD başta olmak üzere Batı dünyasından “Siviller hedef alınıyor” gibisinden uydurma algı operasyonları başlıyor ve bir an önce bölgeden çıkın baskıları geliyor. Her zamanki kararlılığını gösteren TSK’nın buna yanıtı da “Görev bitince çekileceğiz” oluyor. Sonrası ise malum. Masum öğretmenleri, sivilleri, çocukları katleden teröristler bölgeden kaçıyor. Yani 23 yıl önce gizliden silahlandırılan, desteklenenlerle, bugün ABD tarafından alenen korunan, kollanan PKK’lılar arasında yürek olarak pek fark yok. Dün bu durumu 23 yıl önce o harekâtı yöneten dönemin Jandarma Asayiş Bölge Komutanı emekli Korgeneral Hasan Kundakçı’ya sordum. Yanıtı şuydu:
“Bunlar sıkıya geldi mi kaçarlar. Çünkü Mehmetçik’in kendisinden çok daha güçlü olduğunu bilirler. Onun için asker etrafını çevirince veya karşılaşınca kaçarlar. Afrin’de de aynı şeyi yaptılar. Yani dün neyse bugün de o. Afrin’de de 10-12 bin terörist var denildi. Bakıyorsun, 3 bin 650 civarında etkisizleştirilmiş, daha geride 8 bin civarında terörist olması lazım, onlar da Afrin merkezinde büyük mücadele vereceklerdi güya ama gördük işte. Halk gidince bunların kalkanları kalktı ve kaçtılar. Bundan sonra da yine kaçacaklardır çünkü TSK ile başa çıkmaları mümkün değil.”
Bundan sonra derken yeni hedef neresi olabilir ya da olmalı?
“Sincar da önemli ama daha önce Menbiç’e mutlaka girilmesi, ardından da Suriye ile birlikte Fırat’ın doğusundaki çıbanı patlatmak, yok etmek gerekir. ABD’nin orada 20’ye yakın üssü var tabii ki çıkmak istemez. Ama Türkiye bastırırsa çünkü çok haklı. Hele Suriye, kendi toprağı, daha çok haklı. İkisi beraber, yani Türkiye ve Suriye birlikte harekete kalkarsa, o terörist devletin bölgede yaratılması engellenir. Kantonlar işe yaramaz duruma getirilir, yok edilir.”
ABD bir şey diyemez yani?
“ABD fazla bir şey yapamaz. Çünkü şu anda oradaki imkânları pek öyle güçlü değil.”
Görevdeyken elinden düşürmediği tamburalı A4 otomatik silahıyla özdeşleşen Kundakçı, teknolojik açıdan TSK’nın o günkü şartlarla, bugünkü durumu arasında çok fark olduğunu da belirterek, devam ediyor:
“Bugünkü teknoloji olsaydı PKK bu duruma gelmezdi çünkü bizim askerin o zamanki en büyük zaafı rakiple karşılaşamamaktı. Kaçanları veya kimin nerede olduğunu görememekti. İstihbarat eksiğimiz vardı, gözümüzle gördüğümüz, duyduğumuz neler varsa oydu. Yoksa teröristle karşılaşabilse asker her zaman yok etmeye muktedirdi. Şimdi İHA’lar müthiş bir avantaj, anında rakibi görüyorsun ve müdahale ediyorsun. Üstelik İHA’lar çektiği görüntülerle kara propaganda operasyonlarına karşı da çok etkin bir silah...”