Dünyayı ayağa kaldıran Buça’daki dehşet görüntüleri nedeniyle Ukrayna, Rusya’yı “soykırımla” suçluyor. Rusya ise görüntülerin “Kiev rejimi tarafından kurgulanan bir provokasyon” olduğunu iddiasında. Putin’i savaş suçlusu olarak nitelendiren ve ağır bedeller ödeteceğini belirten Biden da “Bu adam gaddar, katil, yargılanmalı” diyor. Hatta bu bağlamda Beyaz Saray ile Kremlin arasında söz düellosu pik yapmış durumda. Mesela Biden’ın Putin için ısrarla kullandığı “acımasız bir savaş suçlusu” tanımlamasına Kremlin’den gelen yanıt “Bombaları dünyanın her tarafında yüz binlerce insanı öldüren bir devlet başkanının bu tür söylemlerini kabul edilemez ve affedilemez buluyoruz” idi. Tencere dibin kara, seninki benden kara hikâyesi yani. Dolayısıyla, tam daha çok barış umudu, Putin-Zelenskiy buluşması konuşulurken, hava birden yine sertleşti. Evet, müzakere masası devrilmiş falan değil, hatta zorlama da olsa devam anlamında cılız mesajlar söz konusu ancak ivme kazanma süreci hayli sıkıntılı. Çünkü bir yanda Buça’daki vahşet, insanlık dramı, daha doğrusu savaş suçu var ve hiçbir şekilde tartışılacak yanı yok. Öyle ya da böyle, bu katliamı kim yaptıysa araştırılıp hesabının sorulması da şart ama diğer yanda da hem bunun zorluğu hem de savaşı körükleme adına daha başka tuhaf gelişmeler de söz konusu. Şöyle ki İstanbul zirvesi sonrası iki ülkeden de gelen barış mesajları ve liderler görüşmesinin zemini, zamanı konuşulurken, hava gücü yok olduğu söylenen Ukrayna ordusuna ait iki helikopter Rusya’nın Belgorod bölgesinde bulunan bir petrol tesisini vurdu. Hem de meşhur Rus hava savunma sistemini atlatarak. Kremlin de anında “Bu, görüşmeleri engeller” mesajını verdi, Ukrayna ise olayda rolü olduğunu ne doğruladı ne de yalanladı. Hemen sonrasında da Rusya karşı bir saldırıyla Odessa’yı bombaladı. Bütün bunları üst üste koyduğunuzda da bir şeylerin tuhaf gittiği aşikâr. Yani meselenin masada müzakerelerle çözülmesini istemeyenler olduğu açık. Bunun başında da ABD geliyor elbette. Niyesini de istihbaratçılar şöyle açıklıyorlar:
“Rusya ciddi bir hezimet yaşıyor ve maddi, manevi çok büyük kayıpları var. ABD rakibini yıpratıyor, diğer yanda da domine ettiği bir Avrupa ve dağılmak üzere olan NATO’yu toplama durumu var. Aynı zamanda da silah ve enerji satan bir ABD söz konusu. ABD her biri para yazan böyle bir pazarı eliyle kapatmak ister mi? Asla. Kaldı ki ABD’nin burada silah sattığı sadece Ukrayna değil, mesela savunma harcamalarına 100 milyar euro ayıran Almanya’nın da çalacağı ilk kapı Amerika. Yani ABD dolara bakıyor, dolar hesabı yapıyor, ona göre konumlanıyor. Dolayısıyla, bu savaşın sona ermesi ABD için büyük kayıp mı? Evet. Onun için de bölgede büyük bir istihbarat savaşı da yaşanıyor. Mesela o iki helikopter nerden geldi? Yine Odessa’da Rusların vurduğu hedefin koordinatlarını verenler gözaltında...”
Dün bu durumu eski Moskova Büyükelçisi, İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin’e de sordum. Özellikle de Buça’daki vahşetle ilgili olarak Rusya’nın provokasyon iddialarını. Dört yıl Moskova’da görev yapan Sezgin’in değerlendirmesi ise şöyleydi:
“Elbette bu konularda ihtiyatlı olmak lazım. İhtiyatlı yaklaşmak gerekiyor. Ancak, Ukrayna sahasını kendi halkına bir tiyatro sahnesi gibi takdim eden Kremlin. Dünyaya da böyle bir izlenim vermeye çalıştı, tutmadı.
Buça’ya ihtiyatla yaklaşmak gerektiğini benim kadar Ukrayna’da görevlileri bulunan ve bir önceki görevinden dolayı hayli deneyimli olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de idrak etmiştir. Ama son açıklamasında böyle bir şüpheden hiç eser yok. Kaldı ki sahada BM ekipleri var, ayrıca BM İnsan Hakları Konseyi de bugüne kadar gerçekleştirilmiş ihlal ve suçlar üzerine çalışıyor. Rus tarafının hazırladığı cevabi videoyu izledim, bana ikna edici gelmedi.
Benzer görüntüler ve sivillere karşı şiddet Çeçenistan’da da yaşandı. Ayrıca, Suriye’de Guta’yı hatırlayacaksınız, sivillere karşı kimyasal silah kullanılan yerlerin en ünlüsü. Esad güçleri Rusların gözü önünde, belki de onlarla iş birliği içinde kullandı. İttifakları da halen sürüyor. Daha birçok ipucu var. BM Güvenlik Konseyi’nde Rusların ne diyeceğine, ne kadar ikna edici olacağına bakacağız. Kısacası, ben bunun bir Ukrayna tezgâhı olma ihtimalini çok zayıf görüyorum.”
Özetle, Buça’daki katliam ve daha önceki masum sivillere, hastanelere dönük saldırılarla savaş suçu işlendi mi sorusuna verilecek yanıt: Evet. Bu görüntülerin hepsinin de gelecekte yargıya delil niteliği taşıdığı net. Tabii eğer adalet, hukuk işlerse. Çünkü daha önceki örneklerde istisnalar hariç hepsinin sonucu hikâye. Mesela, Rusya’nın güdümündeki Esad rejiminin Suriye’deki Doğu Guta ve Han Şeyhun katliamlarında kimyasal gaz kullandığı ortaya çıktığında önceki ABD Başkanı Trump da halefi Biden gibi şöyle demişti:
“Başkan (Vladimir) Putin, Rusya ve İran hayvan Esad’ı destekledikleri için sorumlular. Büyük bedel ödenecek.”
Sonucu malum BM ile Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (KSYÖ) ortak araştırmasında, Esad rejiminin kimyasal silah kullandığı bulgusuna ulaşıldı. Ancak BM raporunu kabul etmeyen Rusya, Güvenlik Konseyi’ne sunulan, bağımsız bir BM soruşturma mekanizması kurulmasını öngören karar tasarısını veto etti.
Yani BM’nin bu ikiyüzlü siyasetiyle Buça’daki gerçekler ortaya çıkar mı, o da ayrı bir soru...