Elektronik yüksek mühendisi Kerem Parıldar’ın intiharıyla 8’e çıkan ASELSAN’daki şüpheli ölümler serisi 2006’da başlamıştı. Mühendislerin hepsi de F-16 savaş uçakları, tanklar, insansız hava araçları gibi kritik projelerde çalışıyordu, dolayısıyla da ölümleriyle ilgili pek çok karanlık nokta vardı. Ancak “Neden intihar ettiler veya öldürüldüler, bunun arkasında kim var?” sorularının yanıtı hâlâ yok. Evet, 15 Temmuz sonrasında yeniden başlatılan soruşturma kapsamında FETÖ’nün izi çıktı ama arkası karanlık. Nitekim bu bağlamda yeni bir müfettiş incelemesi de söz konusu.
Tabii bunlar labirentin bir boyutu, bunun bir de Meclis tarafı var. Şöyle ki; geçen 11 yıllık süreçte çok sayıda milletvekili bu konuda araştırma ve soruşturma önergeleri verdi. Hatta bu şüpheli ölümler taban tabana zıt olan Meclis’in muhalefet partilerini bile aynı noktada buluşturdu. Ama hepsi ilginç gerekçelerle havada kaldı. Örneğin, 24. dönemde MHP’li Alim Işık’ın “Bu konuda ne yapıldı, nelere ulaşıldı; savcılık soruşturmaları bugüne kadar neden sonuçlandırılamadı; o dosyalarda hangi gerçekler gizlendi, üzerine gidilmedi veya gidilemediyse bunların araştırılması gerekiyor” diyerek Meclis Başkanlığı’na verdiği önerge Genel Kurul’un 10 Mart 2015 Salı günkü birleşiminde görüşüldü ama AKP’li vekillerin “Seçim yaklaştı, zaman dar” sözleriyle reddedildi ya da onların deyimiyle 25. döneme bırakıldı. 7 Haziran’da yenilenen seçimle oluşan 25. dönem parlamentonun durumu ise malum. Milletvekilleri bırakın bu gibi sorunları çözmeyi, odalarına dahi yerleşemeden gittiler. Halen devam eden 26. dönemin başında da konu yeniden ısıtıldı. Ki o zaman konuştuğum, iki dönem önce aynı konudaki bir başka önergenin sahibi CHP’li Gürsel Tekin’in çağrısı (12 Aralık 2016 tarihli yazımız) şöyleydi:
“Kaygıların giderilmesi için hemen hızlı bir şekilde TBMM’de dört partiden oluşan bir araştırma ve soruşturma komisyonu kuralım. Ölümlerin nedenlerini sorgulamak için aynı zamanda bir hukuki ayağı da olması lazım. Yoksa söylemle olacak bir şey değil. Bu insanlar kolay yetişmiyor...”
Tabii bundan da sonuç çıkmadı ve şimdi yeni bir kuşkulu ölümle birlikte aynı önerge Meclis’te yine vizyona girdi. Dün bu durumu bir kez daha Tekin’e sordum. Yanıtı şuydu:
“Gelin iktidar partisinin de CHP’nin ve diğer partilerin de vermiş olduğu bütün önergeleri bir araya getirelim, bu konuda bir araştırma ve soruşturma komisyonu oluşturalım, burada ne oluyor, niye oluyor, bir daha olmaması için bir şeyler yapalım diyoruz ama ısrarla reddediliyor...”
İYİ Parti’nin hesabı doğru mu?
Henüz il ve ilçe teşkilatlanmaları devam eden İYİ Parti’nin 10 Aralık’taki olağan kurultay kararının ardında “erken seçim olasılığı” var. Hesap da partinin 200 kişiden oluşan kurucular kurulu üyelerinin delege kabul edilmesi üzerine. Ki geçmişte bunun örnekleri de yaşandı. Ancak bu konuda yapılan itirazları YSK’nın dikkate aldığını belirten 17. dönem İstanbul Milletvekili Yılmaz Hastürk uyarıyor:
“Siyasi Partiler Yasası’nda kurultay şartları açık. Şimdi hiç kimse ses çıkarmaz ama bir vatandaş yapılan kongreye itiraz ederse bu hesap tutmaz...”