Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyanın gözü ve aklı Biden-Putin görüşmesindeydi. Onların gözü ve aklı da Ukrayna üzerinden küresel güç dengesi hesaplarında. Yani bir yanda gerçekten sıcak bir savaş çıkar mı, çıkarsa bölgeyi nasıl etkiler, hatta 3. dünya savaşı olası mı endişesi diğer yanda da küresel iki gücün bilek güreşi söz konusuydu. Dolayısıyla iki liderin bir saatlik telefon muhabbetinde “hadi öptüm” deyip kesin barış beklentisi ne kadar iyimserse birbirlerinin suratına telefonu kapatıp “öyleyse savaş” resti de o kadar ütopikti. Çünkü her ikisi açısından da yekten geri ya da ileri adım atma durumu zor ve riskliydi. Nitekim öyle de oldu. Görüşmenin ardından Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada Biden’ın Putin’i olası bir saldırının bedelinin ağır olacağı yönünde uyardığı aktarıldı. Kremlin ise ABD’yi “hezeyanın zirveye ulaşması” nedeniyle eleştirirken liderlerin diyaloğa devam etme konusunda anlaştıklarını bildirdi. Durum görüşme öncesi gibi yani. Hatta liderler bağlamında prestij kaybı tartışmalarıyla gerilim daha da arttı denilebilir. ABD’de, Rusya’da Ukrayna’dan diplomatlarını çekti. Ukrayna sınırında Rusya’nın 150-160 bin askeri var. ABD’nin de doğu Avrupa ülkelerine tahkimatı sürüyor. Dahası ABD tarafından sızdırılan Rusya’nın olası müdahalesine dönük 20 Şubat’ta sona erecek Pekin Kış Olimpiyatları bitmeden diye zamanlama ve hangi silahları, füzeleri kullanacağı gibi savaş taktiklerine kadar bilgiler söz konusu. Bu arada Türk Dışişleri de Ukrayna’nın doğusuna seyahat etmeyin uyarısı yaptı. Açıkçası savaş durumu hala geçerli. Ve top yine Putin’de. Soru da ne olacak şimdi? İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi, emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, anlatıyor:

Haberin Devamı

“Putin, NATO’nun Rusya sınırlarına doğru genişlememesi, ABD ve NATO’nun doğu Avrupa’ya silah sistemlerini yerleştirmemesi ve askeri varlığının 1997’deki durumuna dönüştürülmesi gibi kabul edilemez üç teklif sunmuştu. Dolayısıyla verilen yanıtta olumsuz oldu. Putin de zaten bunu bekliyordu. Ancak ABD ve NATO tarafından verilen yanıttaki, Ukrayna’nın NATO üyeliğine hazır olmadığı ve NATO’nun 5. madde kapsamında Ukrayna’ya muharip güç gönderemeyeceği önemliydi. Putin ne istiyordu Ukrayna, Moldova, Gürcistan gibi ülkelerin NATO üyesi olmamasını. Peki Putin savaşmadan bunu elde etti mi? Evet ABD ve NATO Ukrayna üyeliğe hazır değil dedi. Putin’in doğu Avrupa’ya yerleştirilen silah sistemleri konusundaki sözleri konusunda da ABD ve NATO ne dedi? Biz nükleer silahlar dahil orta ve uzun menzilli silahların sınırlandırılması ve kontrolü için görüşmeye hazırız. Dolayısıyla Putin ABD ve NATO’yu masaya çekmiş oldu. En mükemmel zafer savaşılmadan elde edilen zaferdir diye stratejide bir kural var. Putin savaşmadan Ukrayna sınırı ve Beyaz Rusya’ya yığdığı toplamda 150-160 bin askerle caydırıcılığı sağladı mı? Sağladı. Bazı isteklerini elde etti mi? Etti. Bu durumda da bana göre Putin’in artık savaşa, Ukrayna’ya girme ihtiyacı yok...”

Haberin Devamı

Bölgedeki krize, gerilime ABD açısından bakıldığında ise durumun daha farklı olduğuna dikkat çeken Babüroğlu, devam ediyor:

Haberin Devamı

“ABD ve İngiltere savaş istiyor. Bunun için diğer ülkeleri de elçilerinizi, diplomatlarınızı çekin, Putin şu saatte girecek gibi kışkırtıyor, çünkü ABD’nin savaşa önceki dönemden daha çok ihtiyacı var. Birincisi pandemi nedeniyle olumsuzluğa giden ekonomisini düzeltmek istiyor. Bunun içinde silah endüstrisinin silah çarkının fazla şekilde çalışmaya ihtiyacı var. Mesela Rusların işgalinden çok korkan Finlandiya ABD’den 60 kadar F-35 uçağı alım anlaşması imzaladı. Bunun gibi çok sayıda ülke ABD’den silah satın almaya başladı. İkinci neden de ABD bu kışkırtıcı tutumuyla, açıklamalarıyla Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti Bulgaristan gibi ülkelere silah ve asker yığarak, konuşlandırarak Rusya’yı doğudan daha fazla kuşatmış oluyor.”

Putin savaş istemiyor yani?

“Savaş isine gelmez. Ama ne olur? ABD’nin, İngiltere’nin, buna benzer aktörlerin provokasyonu, tahrikleri sonucunda eğer Donbas bölgesine, yani Ukrayna’nın doğusunda Rus nüfusunun yoğun olduğu bölgelere tersi bir saldırı olursa bu Putin’in eline bir koz verir. O zaman Putin meşru müdafaa hakkını kullanır. Orada Rus vatandaşlarının güvenliği tehlikede saldırıya uğruyorlar, BM’nin 51. maddesi gereği koruyacağım der girer oraya. Yani Güney Osetya’yı, Abhazya’yı 2008’de nasıl Gürcistan’dan kopardıysa, bağımsızlıklarının ilan ettiyse aynısını Donbas’ta da yapar...”

Kiev hedef değil o zaman?

“Yok. Bunlar istihbarat savaşı. Bilinçli olarak yayılıyor...”

Özetle; yine burnumuzun dibinde ve olası gelişmeleri doğrudan ülkemizi de etkileyecek ABD ile Rusya arasında bir bilek güreşi, bir savaş oyunu oynanıyor aslında.