Türkiye, ısrarla terör örgütü PYD/YPG yani PKK’ya verilen silahların geri alınması için uyarıyor. Ve bunu ABD’yle yaşanan güven bunalımını aşma açısından samimiyet testi olarak görüyor. ABD ise Türkiye’nin bu hassasiyetini ya duymazdan geliyor ya da “Yakından takip ediyoruz” sözleriyle oyalama, yutturmaca taktiği uyguluyor. Aynen Rakka operasyonu gerekçesiyle PYD/YPG’ye verilen silahların detaylarını Türkiye ile paylaşma ve amacı dışında kullanılmaması için takip etme vaatlerinde olduğu gibi. Çünkü artık belli ki ABD’nin gerçek amacı terör örgütü DAEŞ’le mücadeleden ziyade bir başka terör örgütü PYD/YPG’yi bölgede kalıcı kılmak. Bir başka deyişle, kendisine göbekten bağlı ve gerektiğinde herkese karşı kullanabileceği bir terör devleti kurmak. Dolayısıyla da silahları toplamak gibi bir niyetinin olmadığı çok açık. Dahası, varsayalım böyle bir düşüncesi olsa dahi bunun nasıl gerçekleşeceği ve inandırıcılığı da soru işaretleriyle dolu. Hem Trump’ın tutarsızlığı hem de herkes elindekini yarın getirsin denildiğinde PYD/YPG’nin bunu takıp takmayacağı açısından. Çünkü zaten silahlar verilmiş, her türlü destek sağlanmış. Şimdi bu durumda silahlandırdığın gücü daha sonra nasıl kontrol edeceksin? Üstelik de söz konusu olan herkesin kullanabileceği bir terörist güruhu ise... Örneğin, ABD diyecek ki ben 100 tane roketatar, 10 tane zırhlı araç, şu kadar tanksavar verdim. Seri numaraları şunlardır, şu kişilere teslim ettim, şu birlikte kullanılıyor. Doğru olması gereken bu ve bunu yapmıştır da ama bu silahların kontrol edilip başka bir yere kaydırılmasını önlemek mümkün mü? Biri ben yürürken Fırat Nehri’ne düşürdüm, diğeri DAEŞ’le savaşırken dağda kayboldu diyecek ya da silahlarla kaçanlar olduğu söylenecek. O silahlardan bazıları da Türkiye’ye getirilecek ve doğrudan PKK’lılarca kullanılacak.
Diyelim Türkiye’ye geldi, herhangi bir yerde kullanıldı ve ele geçirildi. ABD’nin Türkiye’ye verdiği envantere bakıldı, seri numarası tuttu ve ABD’ye “Sen kullanılmayacağını söyledin ama bak PKK kullandı” denildi. ABD buna ne yanıt verecek? PYD bize söz vermişti, biz bir araştıralım. Ancak o araştırmanın sonucu asla olmayacak...
Tabii silah ele geçerse. Ve de envanterde ABD bunu samimi olarak göstermişse. Zira hangi silah verildiyse yüzde yüzü ABD’nin kendi envanterinde mutlaka vardır ama bunların kaçta kaçını Türkiye’ye verdiği listeye dahil etmiştir acaba? Nitekim o silahlardan bazıları geçen sene Kato Dağı’ndaki PKK mağaralarında bulundu. Bununla ilgili olarak bugüne kadar da ABD’den herhangi bir ses çıktı mı?
O silahlarla ilgili bir başka soru işareti de kim tarafından verildiği, nereden alındığı ya da çalındığı belli olmasın diye seri numaraları silinenler. İşe o zaman ABD’den hesap da soramazsın. Evet, bu ABD silahı ama seri numarası olmadığı için envanterden takip edemem derler.
Peki, Türkiye bunları bilmiyor mu? Elbette biliyor ama teröristle müttefik olan ABD’yi zorda bırakmak için ısrarla “Topla o silahları” diyor. Yoksa ABD toplamasa da zaten bugün Afrin’de olduğu gibi Mehmet gelir alır o silahı. Hem de tetiğine basan teröristlerle birlikte...