ABD’nin hiçbir zaman Türkiye’nin müttefiki ve stratejik ortağı olmadığı gerçeği Gara’daki tavrıyla bir kez daha ortaya çıktı.
Evet, ABD, PKK’lıların katlettiği şehitlerimiz için yaptığı “Eğer PKK yaptıysa kınıyoruz” şeklindeki küstah taziye mesajından daha sonra geri adım attı ve “PKK sorumludur” dedi ama bunun da inandırıcılığı yok. Çünkü gerçekten öyle düşünüyorsa bu katillerle ilişkisini, bağını kesmesi ve Türkiye’nin teröristlerle mücadelesini desteklemesi gerekir. Ama ABD ne yapıyor? Aksine, terörü, teröristleri koruyup, kolluyor, silahlandırıyor. Dolayısıyla, çok tartışılan Gara Harekâtı ya da Kurtarma Operasyonu’nu sorgularken ABD’nin bölgedeki görünen, görünmeyen varlığını da dikkate almak kritik önemde. Özellikle de CIA-MOSSAD tarafından teröristlere uçurulan istihbaratlar ve Pentagon’un sivillerden, komandolardan oluşturduğu özel birlikler, yani taşeron firmaların Suriye’de, Irak’ta teröristlerle içli dışlı oldukları, dahası, PKK’lıları yönlendirdikleri bilinirken. Dolayısıyla, bu bağlamda akla gelen soru da şu:
“Eğer PKK yaptıysa” gibisinden bir küstahlık yapan ABD’nin Gara’da ne olup bittiğini bilmemesi mümkün mü? Ya da ABD’nin yerel kaynaklardan yanıltıcı bilgi aldığını kim yer? Bunları dün MİT Kontrterör Merkezi eski başkanı Mehmet Eymür’e sordum. Öncelikle de Gara bölgesini. Yanıtı şuydu:
“Gara bölgesine ben gitmedim ama çok zor bir bölge olduğunu biliyorum. Dağlık bir bölge. Hep bombalarlardı oraları ama mağaraların içine ancak birlikler indirilerek operasyon yapılabilir yoksa bombaların hiç tesiri olmuyor. Dolayısıyla, daha önce Hava Kuvvetleri Komutanı’yla haftada bir yaptığımız konuşmalarda kendisine ‘Buraya birlik indirmek lazım, çok sarp bir yer, ne kadar bombalarsan bombala hiçbir şey olmuyor’ diyordum. Çünkü tepeden baktığın zaman eğim nedeniyle mağaralar görülmüyor, yer kara harekâtı için de çok zor. Yani bence iyi bir harekât yaptılar. Harekât başarılı, başarısız demek yanlış olur ama tabii öldürülebileceklerini hesapladılar mı, onda tereddüdüm var.”
ABD bu bölgede yaşananları biliyor mudur?
“Biliyordur tabii. Bilmemesi mümkün değil. Havadan anında izliyorlar. Sönmez Bey’le ABD’ye gittiğimizde NSA’yı (Ulusal Güvenlik Ajansı) gördük, bir yerden bir uçak kalkıyor, saniyeler sonra her şeyden haberleri oluyor, her yeri gözlüyorlar. En ufak birlik hareketlerinden, geçişlerden saniyeler içinde haberleri oluyor.”
Ya rehineler? CIA onların yerinden, durumundan haberdar mıdır?
“Biliyordur çünkü PKK’yla irtibatları var. Haberlerinin olmaması mümkün değil. Her türlü fenalık bize nereden geliyor zaten ABD’lilerden. Tarihte bilinen bir sürü örnek var. Komutanın (Eşref Bitlis) uçağının düşürülmesi dâhil, PKK’lara yardım malzemesi atıldı, bir sürü destek verildi. PKK’lılarla ABD’lilerin bir arada oturup görüşmeler yaparken resimleri yayınlandı. PKK’lılarla irtibatları o kadar bariz ki artık. Yani diyelim ki sizinle ikimiz bir örgüt kuracağız, üç kişiyi zor giydiririz. Teçhizatı, silahı malzemesi var bunun, onu da bulabilirsek.. Bu silahlı bir güç ve elinde her türlü silahı var. Bunu bir yerlerden desteklemeseler hiçbir şey olmaz. Ancak uyuşturucu kaçakçılığından bir şeyler alabilirler, onda da aklı başında hiçbir müessese bunlara silah satmaz. Silah satışı da öyle git pazardan al olmuyor. Sadece ABD değil Ruslar da destek veriyorlar, bu bilinen bir şey. En azından aralarını bozmamak istiyorlar.”
CIA rehinelerin yerini başından beri bilir yani?
“Biliyordur. Herhalde Gara’ya yeni koymadılar, epeydir yaşıyorlar orada, güvenli olarak saydıkları bir yer. Gördük zaten mağaranın birkaç kapısı var. İçine giriyorsun, içeride de bölümler, kapılar var. Yani mahfuz bir yer.
ABD, Türkiye ile istihbarat paylaşımında bulunmuyor mu?
“Vermiyorlar. Daha önce de vermediler birçok şeyi. ABD’liler istihbarat verse birçok sorun kalkar. Dolaşan PKK birliklerini falan mutlaka görüyorlardır onlar. PKK’nın bir koluna terörist demeyen memleketten ne bekleyeceksin? Zaten ABD Dışişleri Bakanlığı’nın baştaki suçlamayla karışık açıklaması da küstahçaydı. Böyle müttefiklik olmaz yani.”
ABD ‘Sakın rehineleri öldürmeyin’ dese PKK yine de yapabilir miydi?
“Hayır. Ama o zaman meselesi çünkü bir harekât yapılıyor, yapıldığı yer belli. Diyelim ki ABD ‘Aman rehinelere bir şey yapmayın, olmasın’ dediği anda belki rehineler öldürülmüştü. Ama öyle bir şey söylediklerini de zannetmiyorum. İstese zaten bıraktırırdı adamları.”
ABD istese rehineler kurtulurdu anlamında mı?
“Evet. Bıraktırırdı kesinlikle. Bırakın dese bırakırlardı. ABD yardım etse zaten PKK’nın işi biter, özeti bu. Yani ABD yanımızda yer alsa PKK diye bir şey kalmaz. Ama bir yandan PKK’yı, bir yandan da FETÖ’yü kullanıyorlar.”