Suriye’de bulunma gerekçesini DAEŞ’le mücadele diye yutturmaya çalışan ABD’nin kirli tezgâhındaki taktik neydi? Terör örgütü DAEŞ’i gösterip bir başka terör örgütü YPG/PKK’ya alan açmak. Ki bu alçak tezgâhla Fırat’ın doğusu veya Suriye topraklarının yüzde 30’u ve enerji kaynaklarının yüzde 50’si YPG/PKK’ya teslim edilmiş durumda... Aslında aynı taktik Fırat’ın batısı için de geçerliydi ama Türkiye önce Fırat Kalkanı, şimdi de Zeytin Dalı harekatlarıyla bu planı bozdu. Ve Fırat’ın doğusundaki teröristleri de temizlemek kararlılığını çok net ortaya koydu. O nedenle de ABD bir yandan TSK’nın Afrin operasyonunu geciktirmek için kirli yöntemlere başvururken diğer yandan da savaşı körüklemek adına kimyasal silahlar ve diğer gerekçelerle Suriye’yi vurmak için fırsat kolluyor. Hem de bugüne kadar pek fazla ortalıkta görünmeyen Ortadoğu’daki jandarması İsraille birlikte. Geçenlerde yapılan Trump-Netenyahu görüşmesi de bu sinsi planın işaret fişeği. Yani ABD bölgede çözüm değil kaos istiyor. Neler olabileceğini emekli Tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:
“ABD,İngiltere ve Fransa, Suriye’ye bir operasyon planı yapıyorlar. Hedefleri de ülkeyi iç savaşın en ateşli olduğu 2015’lerdeki günlere döndürmek, İsrail’in güneyden girmesinin önünü açmak ve Suriye’nin parçalanmasını sağlamak. Dikkat ederseniz üç ülke sürekli olarak Doğu Guta’da kimyasal silah kullanılıyor, tespit edersek harekat yaparız diyor. Bu demektirki önümüzdeki günlerde Suriye’ye, Esad ordusunun güçlü olduğu üslere, bölgelere şiddetli bir hava harekatı olacak..Tabi buna parelel olarak İsrail’de Lübnan’dan Şam’a doğru ilerleyecek ve Suriye topraklarında 40 kilometre derinlikteki bir bölgeyi işgal edecek”
Bu durumun Suriye ordusunu zayıflatacağını, felç edeceğini belirten Babüroğlu devam ediyor:
“Bu oradaki IŞİD, El Nusra, El Kaide gibi unsurların güçlenmesine neden olur. Zaten ABD’de dolaylı olarak bunu yapıyor. Doğu Guta’da şu anda Suudi Arabistan ve ABD’nin desteklediği El Nusra, El Kaide var. Suriye ordusu şu anda onlarla savaşıyor. Yani ABD’nin bu operasyonuyla yakında Suudi Arabistan tarafından desteklenen daha fazla radikal grupları da Suriye’de görebiliriz.”
Rusya bunlara seyirci mi kalacak?
“Maalesef Rusya ve ABD arasında zımni bir anlaşma var gibi. ABD geçenlerde Fırat’ın doğusuna Deyrizor bölgesine geçmek isteyen Rusya’nın özel güvenlik şirketinden 206 kişiyi öldürdü. Yine Deyrizor’a geçmeye çalışan Suriye ordusundan 100 den fazla kişi öldürüldü. Ama Rusya ciddi bir tepki göstermedi. Fırat’ın doğusu ABD’nin batısı Rusya’nın gibi anlaşmış görünüyorlar. ABD,İngiltere ve Fransa bir saldırı yaptıklarında da muhtemelen Rusya bir şey diyemeyecek demeyecek. Batıda ele geçirdiğim yerlerde devam edeyim, oralarda bir sıkıntı olmasın düşüncesiyle sessiz kalacak.”
Peki ya bunun Türkiye’ye olası etkileri?
“2015’in o sıcak çatışma ortamına dönen bir Suriye’den sığınmacı akını, terörist giriş çıkışı olur. İstikrarsızlık çok daha fazla devam eder ve oradaki TSK’na yapılabilecek eylemler de artış gösterir. TSK’nın bundan sonra Fırat’ın doğusuna el atma imkanı güçleşir...”