Her 10 Kasım bizim için hüzündür, özlemdir. Çünkü hiç görmesek de O’nu hep hissettik ve sevdik. Anamızın, babamızın, elleri öpülesi öğretmen-lerimizin anlattıkları ve okuduklarımızla da ilkelerini şiar edindik. Dolayısıyla da saat 09.05’te sirenler çalıp ülkede bir dakikalığına hayat durduğunda her daim içimiz ürpermiş, gözlerimiz yaşarmıştır. Nitekim dün de öyle oldu. Başka coğrafyalarda göçen birçok liderin tarihin derinliklerine gömüldüğü dünyamızda 79 yıldır Ata’sını unutmayan milyonların saygısını, sevgisini, dahası, özlemini gördük ve yine hüzünlendik. Ancak bu kez mutluluk ve umut karışımı farkıyla. Zira Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda sıklaşan saflarda daha önce hiç görmediğimiz isimler de vardı. Tabii bu hâlâ O’nu anlamayan ya da anlamamakta direnenler olmadığı anlamına gelmiyor. Elbette ki var ama doğru yolun nihayet görüldüğü de çok açık ve net...
Türk Kızılayı ‘yıldız’ oldu
İnsani yardım konusunda dünyanın en cömerdi olan Türkiye BM’ye üye 200’e yakın ülkeden 150’sine dokunuyor, projeler yapıyor, kalkınma destekleri sağlıyor. Bunda da yardım organizasyonlarının lokomotifi konumundaki Türk Kızılayı’nın payı büyük. Çünkü zor zamanlarda zor bölgelere kimse yokken uzandı, uzanıyor. Dolayısıyla da Türk Kızılayı’nın Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Dernekleri Federasyonu (IFRC)Avrupa Bölge Başkanlığı’na seçilmesi tesadüf değil. Dahası, bunun Avrupa’da Türkiye’ye yönelik algı operasyonlarının yapıldığı bir dönemde olması da çok anlamlı. Niyesini Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık anlatıyor:
“Sadece Avrupa değil, özellikle yoksul ülkelerde, Afrika ülkelerinde, Asya-Pasifik’te FETÖ bizim itibarımıza yönelik ciddi algı operasyonları yapıyor. Yani biz dünyadaki atmış olduğu iftiralarla da çarpışa çarpışa gelişiyoruz. Çünkü sahadaki insanlar görüyor Türkiye’nin yardımını. Dolayısıyla da Kızılay’ın hilalini herkes tanıyor, biliyor.”
Antalya’daki genel kurulda Avrupa Bölge Başkanlığı için Almanya’yla yarıştıklarını ve 61’e karşı 116 oyla kazandıklarını belirten Kınık, devam ediyor:
“Biz bu sistemi değiştireceğiz diye hareket ettiğimiz grupla başkanlığı aldık. Kazanan kıta başkanlarının tamamı federasyonun ve dünyadaki bu insani yardım sisteminin reforme edilmesini, bu konuyla ilgili güçlü bir liderlik oluşturulmasını söyleyen yeni bir yönetim gücü.”
Ne değişecek?
“Amacımız insani yardımda pasif aktör olmak yerine, çatışan taraflarla, devletlerle, BM’yle bu işleri müzakere eden, insanların haklarının savunuculuğunu daha güçlü yapan bir sistem. Bugün insani yardım sektörü olarak kozmetik sektörünün yarısı kadar değiliz dünyada. Bir savunma sektörünün yüzde biri bile değiliz. Yani insanlığı yok etmek için harcanan 100 lira onun yarasını sarmak can kurtarmak için harcanan 1 lira böyle bir dünya olmaz. Bunu seslendirdik, zaten aldığımız oy da buna olan ihtiyaca inancı gösteriyor...”
Ya mülteciler konusu, başkanlığın etkisi olur mu?
“Avrupa Komisyonu’nun karşısına Avrupa Kızılay-Kızılhaç Başkanı olarak oturacağız. Yani göç politikalarının yapılması sırasındaki tartışmalarda masada daha güçlü bir pozisyonda oturacağız...”