OSMANLI Maliye Nazırı Cavit Bey’in oğlu Şiar Yalçın vefat etti. Babası Cavit Bey’in İstiklal Mahkemeleri’nde idam cezasına çarptırılmış olması bu vesile ile yeniden gündeme geldi.
İkisini de rahmetle anıyorum.
Evvela Cavit Bey’in tarihimizdeki önemli yeri... İktisat tarihçisi Zafer Toprak, Cavit Bey’in “Cumhuriyet maliyesinin temellerini attığını” yazar. İttihat ve Terakki’nin Maliye Bakanı olan Cavit Bey, Osmanlı maliyesini modernize etmiştir. Savaşa girmemiz e ve tehcire karşıdır. Kapitülasyonların kaldırılması için büyük mücadele vermiştir. “İktisadi vatanperverlik” kavramı onundur. Türk işadamı sınıfının doğup gelişmesine çalışmıştır. 1917 Bütçe konuşması ünlüdür:
“Biz millliyetperveriz. İstemeyiz ki memleketimizde yapılacak bütün teşebbüsler ecnebiler tarafından yapılsın ve misafir olalım. Hayır!...”
Cavit Bey iktisadi liberalizme inanmıştır. Dünya ekonomisini ve iş çevrelerini iyi bilmektedir.
Zindan’dan mektuplar
Cumhuriyet devrinde ‘Kemalist’ değil, ‘İttihatçı’dır. İzmir Suikasti denilen meş’um hadesiyle hiç bir ilgisinin olmadığını İsmat Paşa da “Hatıralarım’da anlatır. Fakat bu iğrenç suikast teşebbüsü muhalefet yapabilecek isimlerin ‘temizlenmesi’ için kullanılır. Cavi Bey, korkunç bir haksızlıkla, 26 Ağustos 1926’da idam edildi.
Suçsuzluğundan ve beraat edeceğinden o kadar emindir ki, ancak bir kaç satır yazılmasına izin verilen eşine, çıktığında okumak üzere uzun mektuplar yazmıştır, bu mektuplar, oğlu Şiar’ın önsözüyle Liberte Yayınları tarafından “Zindan’dan Mektuplar” adıyla yayınlanmıştır.
İki yaşındaki oğlu Osman Şiar’a yazdıkları da İletişim yayınları tarafından “Şiar’a Mektuplar” adıyla yayınlandı..
Duygulu, içli, gözyaşlarıyla ve adalet çığlıklarıyla dolu, edebi değeri yüksek mektuplardır.
Cavit Bey’in idamı
Cavit Bey’in idamını Takrir-i Sükun döneminin olağanüstü şartlarına bakarak değerlendirmek gerekir. Me rhum Metin Toker , İsmet Paşayla On Yıl kitabında şöyle yazar:
“İyi bir bilenden işittiğim haikayeyi anlatayım. İzmir suikastinden sonra Maliye Vekili Cavit Bey, Selanikli ve dünyanın sarraflarıyla, mali çevreleriyle ilişkileri sıkı. Bunlar ve Türkiye’deki yakınları bir kampanyaya girişmişler: Cavit Bey idam edilemez, zira Cavit Bey eğer idam edilirse bütün garp alemi, farmasonlar, bankacılar Türkiye’nin aleyhinde cephe alırlar! Propaganda Mustafa Kemal’e kadar aksettirilmiş, Gazi düşünmüş ve şöyle demiş:
“- Bir asın bakalım, ne olacak...”
Asıldığında 52 yaşındaydı, eminim asılmasaydı, on yıl sonra Cumhuriyet’in maliye bakanı olurdu, iyi de olurdu.