Dünyada koronavirüs salgını başladığında, bazıları bunun bir komplo olduğunu, Çin ile Amerika’nın birbirlerini çökertmek için bu virüsü üreterek, yaydıklarını öne sürdü.
Oysa bilim çevreleri ve toplumun ileri gelenleri, çok uzun zamandır böyle bir salgın tehlikesinin farkındaydı ve uyarılarda bulunuyorlardı.
Bunlar arasında en dikkat çekici isimlerden biri, dünyanın en zenginleri listesinin vazgeçilmezi olan Bill Gates idi.
ABD’li yazılım devi Microsoft’un kurucusu olan Bill Gates, sadece 102 milyar dolarlık -Forbes zenginler listesi, 2020- servetiyle değil, uzun süreden bu yana uğraştığı vakıf faaliyetleriyle öne çıkıyor.
Bill Gates, 2015 yılında yaptığı TEDx konuşmasında, dünyanın olası bir virüs salgınına hiç hazır olmadığına ve bunun çok büyük bir tehlike olduğuna dikkat çekmişti.
Dikkat çekici üç senaryo
Kuşkusuz sadece öngörüleriyle değil, uzun zamandır bilime ve teknolojiye verdiği değerden dolayı Bill Gates’in görüşleri oldukça önemli.
Korona salgınını adresleyerek, Twitter’dan paylaşımda bulunan Bill Gates, son olarak The Atlantic dergisinde yayımlanan bir makaleye dikkat çekti.
Makaledeki “Oyunun Sonu” isimli bölümde; gelecek adına bizlere yol gösteren; üç olası bitiş senaryosuna dikkat çekiliyor.
İlki pek olası değil. Yani tüm ülkelerin kısa sürede virüsü yenebilmesi ve normal hayatlarına geri dönebilmesi.
Bu 2003 yılında yaşanan SARS salgınında mümkün olabilmişti ama şimdiki salgın çok daha yaygın ve ülkelerarası ortak bir çalışma yok.
Her ülke kendi derdine düşmüş durumda.
İkinci senaryo çok tehlikeli olan -düşük ihtimalli- son. Salgın tüm dünyayı ele geçirir ve geriye sadece hastalığı yenip, bağışıklık kazanmış olanlar kalır. Bu da dünya çapında milyonlarca kişilik kayıp ve çökmüş sağlık sistemleri anlamına geliyor.
Üçüncü senaryo ise çeşitli bölgelerdeki salgın ataklarını önlemek ve bir aşı bulunana kadar vakit kazanmak, olarak anlatılıyor. Bu seçenek en iyisi fakat en uzun vadeli ve karmaşık sonuçları olan versiyon.
Şu an yaşanan eğer bir grip salgını olsaydı, iş çok daha kolay olacaktı. Çünkü küresel sağlık sektörü grip aşıları konusunda tecrübeli ve her yıl yeni aşılar geliştiriyor. Fakat koronavirüs konusunda varolan bir aşı henüz yok. O yüzden araştırmacıların işe sıfırdan başlamaları gerekti.
İyi haberler var
Korona aşısı için ilk adımlar çok hızlı atıldı, virüsün genetik çözümlemesinin yapılmasından 63 gün sonra insan üzerinde ilk aşı testi gerçekleştirilebildi, bu bir dünya rekoru. Buna karşılık bu daha bir başlangıç, aşı başarılı olsa bile ardından yapılması gereken pek çok hayvan testi ve yan etkileri ölçmek için gereken geniş çaplı testler bulunuyor.
2022 oldukça kritik tarih
Bütün bu aşamalarla beraber aşının geliştirilmesi için en az 12 ila 18 ay zaman gerekiyor. Bununla birlikte bilim insanları dahi hayatın o kadar uzun zaman boyunca durmasını beklemiyor.
Sosyal mesafe korunduğu sürece salgın kontrol altında tutulabilir. Kısacası, aşı bulunana yani 2022 yılına kadar toplumun eski alışkanlıklarına elveda demesi gerekecek.
Fotoğraf: Ozan Güzelce
Tüm bu görüşler ışığında; bilim insanlarına kulak verdiğimizde, bu salgının süresinin ve etkilerinin zamana yayılacağını söylemek mümkün.
Bu yüzden hem kişisel, hem de ekonomik olarak planlarımızı uzun vadeli yapmak, bugüne değin hiç olmadığı kadar değerli ve önemli olacak. Bu durum şirketler ve devletler için de geçerli. Dönem öldürücü rekabetin değil işbirliğinin, ortak aklın ve ileri teknolojinin olacak.