Sınırları Aşındırmak

19 Ekim 2017

Blr oyun düşünün ki, katılımcılar kuralların hepsini çok iyi bilmiyorlar veya bir kısmı bilip bu kurallara uyarken, bir kısmı aynı şekilde uymuyor. Bu oyun esnasında ne kadar fazla kaos olurdu ve kişiler nasıl birbirleriyle çatışırdı tahmin etmek zor değil. Aynı şey aile sistemi içinde geçerli demek yanlış olmaz. İş çocuk yetiştirme konusuna gelince biraz durup, daha etraflıca düşünmek gerekiyor sınır koymanın ve kuralların anlamını. Ebeveynin sahip olduğu alanın bittiği yerden itibaren, çocuğun alanının başladığı alanı bölen bir çizgi olarak düşünebilirsiniz. Kabul etmeliyiz ki, çocuklar bu çizgiyi zorlayan ve sınırların ne kadar esneyebildiğini devamlı olarak test eden bir donanıma sahipler! Bu yüzden, her zaman, her durumda sabırlı olabilmek kolay değil. Ama unutmayın, sabrınızın tükendiğini hissederek pes ettiğiniz her anda aslında sınırları aşındırmış olursunuz.

İşiniz başınızdan aşmışken bilgisayarda oyun oynama izni için sizi tırmalayan çocuğunuzla karşı karşıya kaldığınızda ne yapmalı? İzni vermeyi uygun bulmuyorsunuz fakat işinize daha fazla engel olmasını istemediğiniz için bu fırsatı onun avuçlarına bırakmak da çok cazip bir çözüm olarak görünüyor. Bu anı

Yazının Devamı

Çocuğunuzu Bir Adım İleriye Taşıyacak 5 Yönetici Beceri

12 Ekim 2017

Çocukların gelişimini araştırıp okurken sıklıkla karşımıza çıkan bir kelime: “beceri”. Peki bu kelimenin anlamını ve neleri kapsadığını biliyor muyuz? Beceri, öğrenme süreci içerisinde kazanılması, geliştirilmesi ve yaşama aktarılması tasarlanan kabiliyetlerdir. Bu tanımdaki en önemli unsur, bir kabiliyetin beceriye dönüşmesi için günlük hayatta kullanılarak faydalanılması ve pratik edilmesidir. Aksi takdirde kabiliyet ham olarak kalacak ve beceri niteliği taşımayacaktır. Resim yapma kabiliyeti olan bir kişi ancak kendisini geliştirip bu kabiliyetini günlük hayatına aksettirirse resim konusunda becerikli olarak anılacaktır.

Her ne kadar doğuştan getirilen özelliklerle her bireyin kendine ait becerileri zaman zaman farklı yatkınlıklar gösterse de; önemli olan bireyin güçlü olan becerilerinin desteklenmesi gereken becerilerine yardımcı olarak dengenin sağlanmasıdır. Biz yetişkinler zaman içerisinde deneyimlerimiz ve tecrübelerimiz ile kendi becerilerimizi tanımaya başlarız. Böylelikle kendimizi garantiye alacak kolay yollar ve çözümler buluruz. Hafızasına güvenmeyen biri telefonundaki hatırlatmalardan, organize olmakta güçlük çeken biri ise ajandalardan yararlanarak

Yazının Devamı

Öfkeyle Baş Etmek

5 Ekim 2017

Öfke; engellenme, yoksun bırakılma, tehdit edilme gibi durumlara karşı hissettiğimiz duygudur. Her insan öfke hisseder, yaşam için gerekli olan doğal bir duygudur. İçinde bulunduğumuz yanlış durumları düzeltmemize ve kendimizi korumamıza yardımcı olur. Bebekler de 3-4 aylık kadar küçük zamanlarda bile öfke duygusu hissedebiliyorlar. Küçük yaşlarda bu duygu, tamamen hareketlerle ifade ediliyor. Öfke duygusuyla ortaya çıkan olumsuz davranışlara agresif/saldırgan davranışlar diyoruz. Çocuklarda agresyon en çok 2 yaş döneminde görülüyor, büyüdükçe öfkenin agresif davranışlar yerine daha kabul edilebilir şekillerde ifade edilmesi öğreniliyor.

Yetişkinler olarak, öfke duygusuyla agresif davranışların aynı şey olmadığını unutmamalıyız. Öfkelenmek doğal bir tepkidir, mutlaka olumsuz sonuçlar doğuracak diye bir şey yok, önemli olan öfkemizle ne yaptığımızdır. Çocuklar genellikle öfkeleri üzerinde hiçbir kontrolleri olmadığını sanır, bu yüzden onlara öfke duymanın normal olduğunu ama zarar vermenin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, bu ikisini birbirinden ayırmak yararlı olacaktır.

Öfkeyle baş etme becerileri henüz çok gelişmediğinde, çocuklar bir arkadaşı rahatsız olduğu bir

Yazının Devamı

'Kaliteli' Zaman Geçirmek

19 Eylül 2017

Son yıllarda, ebeveyn çocuk ilişkileri üzerine konuşurken sıklıkla kullanılan kalıplaşmış bir ifadedir ‘çocuğunuzla kaliteli zaman geçirmek’. Bu ne demektir? Bütün aileyi bir araya toplayıp birlikte çocuğu memnun edecek bir oyun oynamak mı? Çocuğu alıp sevdiği bir şeyler yemeye götürmek ya da ona istediği bir şeyi satın almaya götürmek mi?

Pek çoğunuz anne baba olarak iş, güç ve başka birçok koşturmaca içinde, hayatınızı idame etme gayretindesiniz. İşten eve geç saatlerde dönmek, yetiştirmekte zorlandığınız günlük işler, görevler, sorumluluklar… Hepsi varken nasıl oturup da çocuğa ayrıca zaman ayıralım dediğinizi duyar gibiyim. Oysa ki, çocuğun ihtiyacı olan o zamanın kalitesi bir yemekte, bir hediye de ya da oyunda saklı değildir.

Peki öyleyse nedir işe yarayacak olan? Gelin, akılda tutulması gereken bazı püf noktalarına birlikte bakalım.

Ayırdığınız vaktin uzunluğundan önce niteliğine önem vermeniz. Nitelik derken, yapacağınız programlar çok zengin, maddiyata dayalı aktivitelerden oluşmak zorunda değil. Karşılıklı edilen bir sohbet, çocuk için daha cazip olduğunu düşündüğünüz birçok programdan daha faydalıdır. Geriye dönüp baktığında onu götürdüğünüz bir sinema filmini

Yazının Devamı

Çocuğunuzla Sohbet Etmek

20 Haziran 2017

Çocuklarla sohbet etmeye çalıştığımızda, bazen çok zorlanırız. Yüzündeki isteksiz ifadeyi fark ederiz ve sorularımıza tek kelimelik cevaplar almaya başlarız. Sohbetin devam etmemesi bazı duygular uyandırır, kimi strese girer kimi çaresiz hisseder kimi öfkelenir, bir anne-baba olarak. Bir yandan da çocuklar bazen saatlerce durmadan konuşabilirler, meşgul olup onlarla ilgilenemeyeceğimiz zamanlarda sürekli bir şeyler anlatmaya çalışabilirler. Bunun sebebi ise şudur; aslında çocukların konuşmaya ihtiyaçları vardır ve bir şeyler anlatmak isterler, fakat çoğunlukla bizim sorduğumuz sorular karşısında savunmaya geçerek çok az bilgi verirler. Karşınızdaki çocuğun savunmaya geçmesini engellemek için şunlara dikkat edebilirsiniz:

Doğru zamanı seçin

Öncelikle sohbet için doğru bir zaman olup olmadığına dikkat etmeli. Çocuğun uygun olmadığı bir zamanda sohbet etmeye çalışmak verimli bir sonuç vermeyecektir. Siz de yorgun bir şekilde eve girdiğinizde ardarda sorularla karşılaşmak ya da acil bir işinize yetişmeye çalıştığınızda lafa tutulmak istemezsiniz. Bu yüzden yorgun olduğunu ya da müsait olmadığını fark ettiğinizde fazla soru sormamaya çalışıp, kendini daha rahat hissettiği,

Yazının Devamı

Sınav Kaygısıyla Ne Yapmalı?

17 Mayıs 2017

Üniversiteye hazırlanan gençler, ve tabii ki onlara eşlik eden aileleri, şu günlerde ikinci basamak sınavı olan LYS için neredeyse son dönemeçteler diyebiliriz. Eğitim öğretim hayatlarının bundan sonraki kısmı için belirleyici olan bu sınava sayılı günler kala, çalışılan dersler, çözülen testler, onlarca soru ve emek verilen saatlerin yanında sınav performansını etkileyen en önemli etkenlerden birini ele alalım istedik: Kaygı!

Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerden ''Bir anda tüm bildiklerimi unutuyorum'', ''Bir soruda takılınca, sanki donakalıyorum'', ''Sınav sırasında dikkatim bir kere dağılınca, asla bir daha toparlayamıyorum'', ''Kalbim sanki ağzımdan çıkacak'' gibi cümleleri duyabiliriz.

Bu kaygıyla başa çıkmaya yardımcı ipuçlarına geçmeden önce şunu belirtmeliyiz ki, kaygı, tamamen sıfırlanması ve hiç varolmaması gereken bir şey değildir. Hiç kaygı duymadığınız bir hayatı düşünün. Karşıdan karşıya geçerken, sağa sola bakmaya bile gerek duymayacak kadar kaygısız olsaydık, zarar görme ihtimalimiz de bir o kadar artardı. Yani, 'yeteri kadar' bir kaygı, bizi hayatta tutar, mücadele etmemize yardımcı olur. O halde, izlenecek yol bu kaygıyı idame ettirmeyi ve belli bir

Yazının Devamı

Sosyal beceriler neden bu kadar önemli?

27 Nisan 2017

Bir bebek dünyaya geldiğinde, her şeyi sıfırdan öğrenmesi gerekir; yemek yemeyi, yürümeyi, konuşmayı. Sosyal beceriler de, aynı konuşmak ve diğerleri gibi, çocuğun öğrenmesi gereken becerilerdendir. Bu becerileri ilk olarak anneyle iletişiminden, aileyle etkileşimlerinden, daha sonra arkadaş çevresinden ve daha geniş bir çevreden etkilenerek geliştirir.

Çocuğun çevresindeki kişilerle olan iletişimini kolaylaştıran her davranış, sosyal bir beceridir. Bu beceriler bireyin girdiği etkileşimde olumlu tepkileri meydana çıkarıp olumsuz tepkilerden kaçınmasını mümkün kılar. Sosyal becerileri güçlü olan kişi,insanlarla iletişim kurarken gerekli olan, genellikle dile getirilmeyen bazı kuralların farkındadır ve sosyal ortamlarda nasıl davranılacağını bilir.

Çocuklarda güçlü sosyal becerilerin sinyallerinden bazıları şunlardır:

Uygun şekilde göz kontağı kurmak

Karşısındaki bölmeden, konuşmayı karşılıklı sürdürebilmek

Vücut dilini uygun kullanmak, karşısındaki kişiye mesafesini uygun ayarlayabilmek

Uygun bir şekilde bir konuşma başlatıp bitirebilmek

İlgisiz yorumlara girmeden konuşmanın konusuna bağlı kalabilmek, uygun sorular sormak

Yazının Devamı

Çocuğun Sosyalleşmesi: Ben ve Diğerleri

14 Nisan 2017

"Ben" kavramının oluşumu hayatın ilk evrelerinde başlayan ve gelişimi, yetişkinlikten yaşlılığa kadar devam eden uzun bir yolculuktur. Bebek henüz ilk aylarını yaşarken, kendi bedeni ve dış dünya arasında bir ‘fark’ olduğunu kavramaya başlar. Ortalama 1 yaşından itibaren ise bebek artık kendisini aynada "ben" olarak tanımaya başlar. İnsanın sosyalleşme ihtiyacı da, birey olduğunu anladığı bu erken dönemde ortaya çıkar. Hatta, henüz anne karnından çıkarak gülücükler atan bir bebeği göz önüne alırsak, sosyalleşme ihtiyacının çok daha temel olduğunu anlayabiliriz. Bebek gülümser, sesler çıkarır, bazen çığlık atar; etrafındakilerin dikkatini çekmek ve>Okul öncesi döneme gelindiğinde, çocuklar sıklıkla ilk defa evden ayrılarak kreş, ana okulu gibi yaşıtlarıyla sosyalleşebilecekleri ortamlara adım atarlar. Benliğe dair düşünceler hala çok somut ve 'ya hep ya hiç' şeklindedir. Örneğin, ‘’Bugün en hızlı ben koştum!’’ diyerek o gün oynadığı oyunu coşkuyla annesine anlatan bir ana okulu çocuğu, o an herşeye gücü olan bir süper kahraman gibi hissedebilir. Benzer şekilde, eğer kendi oyuncak bebeği arkadaşınınki kadar ‘güzel’ bulunmadıysa kendini yetersiz

Yazının Devamı