Türkiye’nin doğusunda meydana gelen depremlerin tüm ülkeyi etkilediğini sanan bazı turistler, Antakya ile Antalya’yı da karıştırınca rezervasyon iptalleri geldi. Turizm için bilgilendirme ve tanıtım kampanyası başlatıldı.
Farkında mısınız, İstanbul’da ne kadar az turist var. İstinyepark, Zorlu Center’da lüks mağazalardan alışveriş yapmak için metrelerce kuyruğa giren Arap turistleri bile görmüyoruz bugünlerde. Sadece AVM’ler mi? İftar için gittiğim otellerde de tek tük yabancı görüyorum. Depremin üstünden iki ay geçmesine karşın İstanbul’daki otellerin çoğu hâlâ yüzde 30 kapasiteyle çalışıyor. Avantgarde Collection Otelleri’nin sahibi İsmet Öztanık’ın hafta içinde Levent Avantgarde’de verdiği iftar davetinde, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) yönetim kurulu üyelerini, 5000’i aşkın üyesi olan İTO Turizm Otelcilik Meslek Komitesi yönetim kurulu mensuplarını ve Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği temsilcilerini görünce konuyu gündeme getirdim.
Öztanık, hem turizm sektörünün önde gelen yatırım ve işletmecilerinden hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı ve turizm sektör paydaşlarının ortak inisiyatifiyle kurulan TGA’nın yönetim ve icra kurulu üyesi olunca davetli profili de haliyle sektörden isimlerdi.
2019’da kuruldu
TGA, 2019 yılında Türkiye’nin iç ve dış turizm pazarında önemli bir cazibe merkezi haline gelmesi, somut ve somut olmayan doğal, kültürel, biyolojik ve insan ürünü mirasların tanıtılması amacıyla oluşturulmuş bir kurum. Yönetiminde de tamamı turizm paydaşları olan, çoğunlukla özel sektörden isimler var.
Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın yurt içi ve yurt dışındaki tüm iletişim ve pazarlama bütçesini yöneten, bünyesinde turizm pazarlaması ve iletişiminde uzman 165 profesyonelin çalıştığı TGA’nın kuruluşu büyük bir talihsizlikle pandemiye denk geldiğinden kurumun adı kamuoyunda yeterince duyulmadı.
Pandemi nedeniyle adı çok duyulamadı ancak Türkiye’nin İspanya, İtalya, Yunanistan ve BAE gibi en dişli rakiplerinin arasında sıyrılıp pandemi etkisine rağmen, 2022’de 51.5 milyon turist sayısıyla dünyada üçüncü olabilmesi, kurumun global arenada yaptığı etkin tanıtımlar ve iletişim kampanyaları sayesinde gerçekleşebildi.
Rakipler boş durmadı
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un vizyonuyla kurulan TGA, Türkiye’nin özellikle yurt dışı tanıtımında önemli bir misyon üstlenmiş durumda. Seçilerek bir dönem kuralıyla işbaşına gelen bütün renklerden sektör üyeleriyle temsil edilmesi, kurumun hedef odaklı olup hızlı aksiyon almasını sağlıyor.
İftarda hem sektörden hem de TGA’dan isimler olduğunu görünce sordum: “İstanbul otelleri neden hâlâ bu kadar boş?”
İsmet Öztanık haliyle depreme vurgu yaptı: “Deprem nisan başına kadar haliyle çok etkiledi, ciddi rezervasyon iptalleri oldu. Hem yurt dışından İstanbul seyahatleri azaldı hem de kurumsal etkinliklerin çoğu iptal oldu veya ertelendi. Deprem ülkemizin doğusunda olmasına karşın yurt dışında sanki tüm ülkede yaşanmış gibi bir algı oluşturuldu. Uluslararası pazarda rakip destinasyonlar da bu algıyı destekleyerek en yoğun rezerve dönemini lehlerine çevirmeye çalıştılar. Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarımız ve medyamız başta olmak üzere anlık hissi paylaşımlardan kaçınmamız ve global rekabetteki eşsiz değerimizi el üstünde tutmaya özen göstermemiz bugünlerde çok önemli. Zira pazarda kıyasıya bir rekabet var ve önce pandemi arkasından deprem nedeniyle turizm gelirlerine her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımızın olduğu günlerden geçiyoruz.”
Antalya sandılar
Bu noktada söze Elite World Hotels Yönetim Kurulu Üyesi, TGA Doğu Anadolu YK Üyesi Emel Elik Bezaroğlu girdi: “Yurt dışında Antalya ile Antakya’yı da karıştırdılar. Antalya’da deprem olduğunu sananlar var.”
Kendi ayağımıza kurşun sıktığımız, TV’lerde sanki İstanbul’da yarın deprem olacakmış hissi veren yayınların da yurt dışı iptallerde etkili olduğunun altını çizdiler. Fotoğrafın arka planını görünce sordum: “Peki, bu algı nasıl değişecek? TGA bu noktada neler yapacak, yaz başlıyor neredeyse.”
Mart ayında çalışmalara başlamışlar bile. TGA, yurt dışında depremin sadece Türkiye’nin doğusunda olduğu ve bölgenin de Türkiye turizminin sadece yüzde 3’ünü oluşturduğu, Akdeniz başta olmak üzere Türkiye’nin asıl turizm bölgesi olan destinasyonlarında deprem riskinin olmadığını anlatan toplantılar yapmış. Mesela İspanya’da turizm dergilerinde Antakya ile Antalya isimlerinin karıştırılması noktasında, haritalarla iki şehrin ayrı kentler olduğu ve aralarında 800 km mesafe olduğuna yönelik yazılar yayımlanmış.
Hatay vurgusu
Yurt dışındaki haberlerde karışıklığı önlemek için Antakya yerine Hatay isminin kullanılmasına yönelik girişimlerde de bulunmuşlar. Öztanık’tan aldığım bilgilere göre, yurt dışı çalışmalar, hedef pazarlardaki ulusal ve dijital medya yanı sıra tur operatörleri, seyahat kararlarına yön veren kanaat önderleri, influencer’lar üzerinden de yürütülüyor.
Dizi projesi
Önümüzdeki günlerde popüler yabancı ve yerli sanatçıların olduğu müzik festivalleri ile de özellikle İstanbul ve Kapadokya gibi deneyim destinasyonlarıyla cazibeyi pekiştirmeye hazırlanıyorlar. Ülkemize gelen sanatçılar aynı zamanda eşsiz turizm beldelerimizden sosyal medya paylaşımları da yapacaklar.
Popüler konserler yanı sıra Netflix ve Disney gibi platformlarda yayınlanması planlanan, Hollywood standartlarında çekilecek, Türkiye’nin eşsiz güzelliklerini gösterecek bir dizi prodüksiyonu üstünde uzman isimlerle çalışıyorlar.
Hedef tutacak
Kaya Palazzo Otelleri’nin Başkan Yardımcısı Doruk Kaya ise geçen hafta ziyaret ettiğim Antalya’yı çok sakin gördüğümü, 60 milyon turist hedefinin yakalanmasının bu koşullarda nasıl mümkün olacağı sorumu şöyle yanıtladı: “Başka yere gidemedikleri, ilave sefer sayıları ve pazarlama çalışmalarının etkisiyle Rus turist sayısı bu sene artacak. Öte yandan iklim değişikliğinin etkisiyle mevsimler uzadı, Antalya kasıma kadar misafir ağırlıyor, otellerin çoğu kışın da açık. Mayıs itibariyle turist girişleri hızlanacak, hedefler tutacak.”
Rekabet içinde dostlukta erkekler önde
Geçen hafta yeme içme sektörünün önde gelen isimlerinden Inari Omakase’nin sahipleri Aycan ve Sercan Akdağ kardeşlerin iftarında da konu turizme geldi. Akdağ kardeşler, İstanbul restoranlarında yabancı müşteri sayısının yavaş da olsa artmaya başladığını söyledi. İsmet Öztanık, Beşiktaş Asbaşkanı Emre Kocadağ, Vadi İstanbul’un yatırımcısı Artaş Gayrimenkul’ün Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Çetinsaya, Özak Global Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, Adana Sheraton Oteli’nin ortaklarından Hasan Adalı, Mey Diageo Genel Müdürü Levent Kömür gibi isimlerin olduğu iftar buluşması gelenekselleşmiş durumda. Çoğu yakın arkadaş olan grup, yılın her çeyreğinde bir araya gelip eldivensiz istişarelerde bulunuyor. İftar boyunca hepsi yakın arkadaş olan ve sırayla birbirlerinin mekânında buluşan iş adamlarının arasındaki diyalog biçimini gözlemledim.
Albright’ın ‘merdiveni’
Erkekler arasındaki dostluğu bir kez daha kıskandım. Birbirlerine network sağlıyorlar, masada yaşça büyüğün tecrübesine saygı gösteriyorlar, kimse diva kaprisi yapmıyor, herkes rastgele boş olan sandalyeye oturuyor. İş hayatında kadınlar arasında böyle zaman zaman bir araya gelip, dostluklarını yemekle lezzetlendiren, birlikte olmaktan keyif alırken aynı zamanda tecrübelerini aktaran kapalı veya açık yapılar yok. Varsa da çok az. Biz kadınlar, aksine, Amerika’nın ilk kadın dışişleri bakanı Madeleine Albright’ın deyimiyle, tepesine tırmandığımız merdiveni arkamızdan başka kadın gelmesin diye tekmeyle deviriyoruz. Rekabet içinde dostluk yapmayı bilmediğimizden çoğu zaman enerjimizi işten çok gereksiz uzayan gerginliklerle başa çıkmak için harcıyoruz. İş hayatında başarımızın artması için erkeklerin ilişki kurma ve yönetme biçimine dikkat etmekte, gözlemlemekte fayda var!