Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Toshiba Türkiye distribütörü TNB’nin Genel Müdürü Aytaç Biter için hayat bir ‘yarış’! Motor sporlarında boy gösteren Biter, iş hayatında da teknoloji yarışının içinde... Biter, Toshiba için Türkiye’nin Avrupa’dan özerk bölge olmasını sağlamış

Tek rakibi teknoloji

Toshiba Bilgisayar ve Görüntü Sistemleri Türkiye distribütörü TNB’nin Genel Müdürü Aytaç Biter, bir şampiyon. Avrupa Binek Otomobiller şampiyonasında dereceleri var. Biter, 4 yıl üst üste Türkiye şampiyonu olmuş. Avrupa Şampiyonası’nda podyuma çıkmış tek milli sporcumuz.
Kendisiyle BMW M3 GT, BMW 320si, BMW 320TC yarış arabalarının olduğu Bayrampaşa’daki garajında buluştuk. Garaj değil araba üretim hattı sanki. Yarış arabalarının motor, bağlantılar, elektrik aksamı en küçük vidasına kadar sökülüp, sıfırdan takılarak yarışa hazır hale getirildi. Sonrasında, günlük hayatta kullandığı BMW M3CSL otomobiliyle TEM’e çıktık.
Garajda buluştuk
Biter, Toshiba’nın gözbebeği yöneticilerinden... Şoför kullanmıyor. Beğenmiyor kimseyi. ‘Zaman israfı olmuyor mu?’ sorumu şöyle yanıtlıyor: “Randevularımı trafiğe göre ayarlıyorum. Ayarlayamıyorsam ve yolda bir saatten fazla kalacaksam o zaman şoförün kullanmasına izin veriyorum.”
Şirkete şoför aldığında mutlaka eğitimden geçmiş olmasına dikkat ediyor. Ona göre eğitimin anlamı ise pistte alınanı. “Türkiye’de herkes araba kullanmayı el yordamıyla öğreniyor. İngiltere’de piste gitmemiş insan yoktur.” diyor. Peki bu eğitimler nasıl oluyor?

Her şoför pist görmeli
Biter anlatıyor: “Kasklı yanmaz tulumlar, takla halinde pilotu koruyan donanımda hazırlanmış araçlarla verilir. Bu eğitimlerde hata yaptığınız zaman dahi zarar görmezsiniz. Ne yapmanız gerektiğini pistte öğrenirseniz, gerçek hayatta başınıza geldiğinde o bilgileri kullanarak hayatta kalabilirsiniz.”
Kendisinden öğrendiğime göre bu eğitimler pistlerde, 200 TL’den başlayan fiyatlarla veriliyor. Biter’in motor sporları tutkusu öyle bir noktadaki, bayi toplantılarını bile pistte yapıyor. Borusan Otomotiv Motor Sports ile yarışıyor... Bilgisayar kadar otomobil tutkusuyla tanınan Biter sorularımı yanıtladı...

Otomobil yarışları pist sporcususunuz. Avrupa şampiyonasında aldığınız dereceler nedir?
Bir çok derecem var. Bu yıl, FIA Avrupa Binek Otomobiller Şampiyonası’nın 4 yarışının üçünde, üçüncü olarak podyuma çıktım.

Toshiba bilgisayarda Avrupa’daki en büyük pazar payını Türkiye yapıyormuş. Bu sizin kişisel başarınız mı? Yoksa kamu satışlarınız mı çok fazla?
Bizim başarımız. Kamuya satışlarımız, toplam satışlarımızın sadece yüzde 3’ü düzeyinde. 20. yılımızı doldurduğumuzda, Avrupa Başkanı Alan Thompson Çırağan Sarayı’nda yaptığı konuşmada, ‘Türkiye’yi, Avrupa’da tek başına bölge kabul edilen ülke yaptık’ dedi.
Böylece Türkiye Toshiba, kendi ürün konfigürasyonunu yapma yetkisine sahip oldu. Önümüz açıldı. Çünkü çok sorun yaşıyorduk...

Ne gibi sorunlar?
Türkiye’de bir ara , ‘Piano black’ denen parlak siyah TV’ler çok moda oldu. ‘İngiltere’de mat siyah tercih ediliyor’, diyerek bize uzun süre parlak siyah vermediler. Üç yıl önce konfigürasyonlarımızı belirleme hakkına sahip olduktan sonra istediğimiz ürünleri almaya başladık. Böylece Türk tüketicisine daha uygun ürünler seçebiliyoruz.

Haberin Devamı

Hedef 300 milyon TL

Haberin Devamı

Bilgisayarda cironuz nedir?
Toplam ciromuz 2013’te 268 milyon TL düzeyinde oldu. Bu sene 300 milyon TL olmasını bekliyoruz. Toplam cironun yüzde 80’i bilgisayardan geliyor. TV’de pazar payımız yüzde 2 civarında.

Haberin Devamı

Japonlar bİzİ yatırıma uygun görüyor, TV fabrİkası gündemde

Toshiba’nın Türkiye’de TV fabrikası açması için yoğun çabanız vardı. Süreç ne aşamada?
15 yıl önce Toshiba Avrupa’da bir TV fabrikası kurmak istedi. O arayış içinde biz talip olduk. O zaman Polonya’yı seçtiler.

Neden Polonya’yı seçtiler?
Birincisi o zaman Türkiye pazarı çok büyük ve istikrarlı görünmüyordu. Bu tür yatırımlarıyapmak için, Türkiye’de yeterli teşvikler de yoktu. Bir de, Türkiye’de TV üretiminin en önemli malzemesi olan paneli üreten bir tesis yoktu. Bu tesis Polonya’da vardı, işçilik de Türkiye’den ucuzdu. Bu tür yabancı yatırımlara devlet teşviki vardı.
Dolayısı ile Toshiba Polonya’yı seçti. Ama zaman içinde Polonya AB’ye girip işçilik maliyetleri bizim üzerimize çıktığında, teşviklerin süresi bitip maliyetler yükseldiğinde Toshiba, Polonya’daki fabrikanın efektif olmadığına karar verdi.
Fabrikayı sattı. Biz hemen devreye girdik, gittik dedik ki; ‘Fabrikayı sattınız, gelin Türkiye’de bunu yapalım.’ Japonlarda bu tür süreçler uzundur. Bu süreci başlattık ama. Toshiba’nın buna ilgi göstermeye başladığını görüyoruz.
Toshiba’nın bizimle ilgisi olmayan bir altyapı departmanı var. Geçmişte Türkiye’de birtakım enerji projeleri yapmış. Termik santraller, jeotermal santraller kurmuş, daha sonra ayrılmışlar. Şimdi yeniden Türkiye’de altyapı şirketi kurdular. Türkiye tekrar Japonya için yatırım yapılabilir bir pazar haline gelmiş görünüyor.

Tek rakibi teknoloji

Özerklik titiz kadınlarla geldi

‘Dinamikleri İngiltere belirliyordu’ dediniz. Nasıl ikna ettiniz?
Önce pazar kaybettik. Çünkü Türkiye pazarında perakendeciler, ‘mat ekran tutulmuyor’ diyor, parlak siyah istiyordu. İngiltere ise, ‘büyük pazarlar mat istiyor’ diyordu. Niye diye sorduğumuzda, ‘parlakta parmak izi kalıyor, çok tercih edilmiyor’ yanıtını alıyorduk.
Ama bizde bilirsiniz işte, ev hanımları güzelce bir siler, temizler TV’sini. Öyle parmak izi mi bırakır. Sonunda ikna ettik İngiltere’yi. Türk tüketicisi ile İngilizin, Almanın kullanıcı profili farklı, ‘bize uygun ürün satmalıyız’ dedik. Başkanın Türkiye ziyaretinde sunum yaptık, ikna oldu ve bizi özerk pazar yaptı. Türkiye’de TV alımında kadın, bilgisayarda ise çocukların tercihleri daha belirleyici oluyor.

Piano siyahı TV’ler gelince ne oldu peki?
99 bin adet sattık. Bilgisayarda da benzer bir sorun vardı. Beyaz pembe ve kırmızı renkler istiyorduk. ‘Satmaz’ deniyordu. Özerk bölge olunca 2010 - 2011- 2012’de siyah dışındaki renklerde, yıllık 150 bin adet satmaya başladık. Bir sene önce taşınabilir bilgisayar pazarındaki payımız yüzde 12.8 iken bu yıl yüzde 14’e yükseldi. Pazarın adet anlamında ilk üçünde, ciro olarak da ilk ikisindeyiz.